Standardlar hayatı kolaylaştırır ve güvenli kılar, standardlar, performansın artırılmasında, tüketicilerin ve çalışanların sağlık ve güvenliklerinin korunmasında, çevreye duyarlı olmada ve şirketlerin ilgili yasa ve yönetmeliklere uyum sağlamaları hususlarında faydalıdırlar. Bu bakımdan standardlar kaliteli ve güvenli bir yaşamın anahtar sözcüğüdür.

Her ülkenin kendi standardını belirleyen kuruluşu bu misyonu üstlenir. Türkiye'de bu misyonu TSE ( Türk Standartları Enstitüsü ) üstlenmektedir. Yalnız Türk Standardları Enstitüsü tarafından kabul edilen standardlar Türk standardı adını alır. Standartlar hayatın her alanında kaliteli ve güvenli bir yaşamı temin etmek için yer alır.

Standardlar hayat kurtarır...

Bu bağlamda; TSE'nin yürürlükte olan TS ISO 39001 standardından bu standardın toplum hayatına sağlayacağı katkılardan bahsetmek istiyorum.

Hep söylenir Türkiye'de sistem yok cezalar caydırıcı değil yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız o ülkenin trafik kurallarına uyar ama ülkemize geldiğinde kural tanımaz. En basit örneği emniyet kemeri takma kültürü ülkemizde bir türlü oturmadı. Yurt dışında yaşayan o ülkenin kurallarına uyan vatandaşlarımız bulundukları ülkede arabaya bindiklerinde önce emniyet kemerini takar sonra kontağı çalıştırır ancak buraya geldiğinde kemer ikaz sesi sussun diye arkadan bağlar. Hatta bunun için üstün zekasıyla aparat bile geliştirir. Neyse dönelim konumuza TS ISO 39001 standardı trafik kültürünün geliştirilmesine yönelik trafik kazalarında ölüm ve yaralanma vakalarını önleme amaçlı oluşturulmuş bir yönetim sistemidir.

Bu bağlamda; TS ISO 39001 standardını inceleyelim...

TS ISO 39001 Yol Trafik Güvenliği Yönetim Sistemi standardı;

Yol trafik sistemi ile etkileşimde olan kamu ve özel kuruluşların etki edebileceği yol trafik çarpışmalarına bağlı ölümleri ve ciddi yaralanmaları azaltmak, riskleri yöneterek azaltmak veya tamamen ortadan kaldırmaya yönelik olarak yol trafik güvenliği yönetim sistemi şartlarını ortaya koyar.

Bu standard, maddi ve manevi hasara yol açabilecek kazalarla ilgili olarak, toplumsal güvenlik risklerinin yönetilmesine odaklanmakta olup, kuruluşların, karayolu yol trafik güvenliği yönetim sistemini kurmasını, uygulamasını, geliştirmesini, politika ve stratejilerini belirlemesini, taahhütlerini yerine getirmesini, toplumsal duyarlılığının arttırılarak farkındalık yaratılmasını, trafik kültürünün geliştirilmesini, denetim süreçlerine destek sağlanmasını, sistem performansının geliştirilmesini, uluslararası şartlara uyulmasını sağlamakta ve karayolları trafik sistemi ile ilişkili kamu ve özel kuruluşları hedef almaktadır.

Bu standardın uygulanması ile kaza kaynaklı ölüm ve yaralanmaların azaltılması iş ve işgücü kaybının azaltılması. Hizmette yaşanabilecek gecikmelerin önlenmesi, kaza sonucu hizmet ve ürün kaybının önlenmesi. Sigorta, tazminat vb. masrafların azaltılması. Araç verimliliğin sağlanması, stresin azaltılarak çalışan memnuniyetinin arttırılması. Kuruluşların imajlarının yenilenmesi ve iyileştirilmesi hedeflenmektedir.

Peki bu standarttan kimler faydalanacak bizim hayatımıza yansıması nasıl olacak işte cevabı...

  • Karayolu yapımı ve bakımı yapan kuruluşlar

  • Karayolu tasarımı yapan kuruluşlar

  • Karayolu şebekesini kullanan kuruluşlar (karayolu seyahat firmaları, kargo/kurye/taşımacılık şirketleri, yakıt taşıma ve dağıtım şirketleri, servisler, satış pazarlama şirketleri, personeli karayolunda seyahat eden kuruluşlar)

  • Kamu kurumları (yasa uygulayıcılar, yerel yönetimler) tarafından uygulanabilecek.


Bu yönetim sistemini yukarıda saydığım kurumların uygulamasıyla birlikte toplumumuzda bir trafik güvenliği kültürü oluşması hedefleniyor. Trafik kültürünün oluşmasıyla birlikte trafik kazaları ve bu kazalar nedeniyle oluşan ölüm ve yaralanma vakalarını minimize etmek, riskleri yöneterek azaltmak hatta tamamen ortadan kaldırmak gibi insan hayatını doğrudan etkileyen unsurlar ön plana çıkıyor.

Ne diyelim yönetim sistemi ortada uygulamak ve uymak bize düşüyor...