Bugün Türk Halk Müziği repertuarına onlarca türkü ve oyun havası kazandıran Hisarlı Ahmet'ten söz edeceğim.

Asıl adı Ahmet İnegöllü olan daha sonra Hisarlı soyadını alan Hisarlı Ahmet 1908 yılında Kütahya'da doğdu. Delikanlılık çağında, evlerde toplanarak eğlendikleri, yarenlik yaptıkları "GEZEK"lerde üç telli bağlama ile tanıştı. Babası Musta Bey, sazlı sözlü zamanların oğlunu haylazlığa iteceğini sandığı için, onun heveslerine sıcak bakmadı.  Ama, Ahmet arzusunu bastıramadı ve bir saz aldı. Askerlik dönüşü Hacer hanımla evlendi. Hüseyin, Huriye ve Mustafa adlarını verdiği çocukları doğdu. Baba mesleği yemeni ve kavaflık yaparak geçinemeyince meslek değiştirdi. Kahvehane açtı. Hisarlı Ahmet'in kahvehanesi, sazını ve sesini dinlemek isteyenlerin, yurdun dört bir yanından gelen Âşık Veysel'den Davut Sularî'ye kadar onlarca âşığın, radyo sanatçılarının uğrak yeri oldu. O hevesli gençlere çalıp çığırmayı öğretti. Yörede eli saz tutan herkeste emeği vardı.

1942 yılında Muzaffer Sarısözen, "İl İl Anadolu" programına konuk olarak Ankara'ya davet etmişti. Sazına hâkimiyeti ve değişik tavrı ile sesinin güzelliği dikkat çeken Hisarlı Ahmet'e Radyo'da kalması teklif edilmişdi. Ancak ailevi nedenlerle bu teklifi kabul etmemişt.

Önceki yıl Kütahya'da, 'Hisarlı Ahmet ve Kütahya Türküleri Sempozyumu',  yapıldı. Onlarca bilim adamı araştırmacı Hisarlı Ahmet ve Kütahya türkülerine ilişkin bildirilerini sundular. Sempozyumu Valilik, Belediye, Üniversiteler ve diğer sivil toplum örgütleri ortaklaşa düzenledi. Kütahya yöresi müziği ve Hisarlı Ahmet'e ilişkin pek çok konuya değinildi.  Hisarlı Ahmet'in Mustafa Hisarlı da  "Hisarlı Ahmet Kimdir?" başlıklı bir bildiri sunmuştu.

Geride bıraktığımız yıllar içinde Güray Poslen tarafından "Hisarlı Ahmet yorumu ile Kütahya Türküleri" adında bir kitap bastırıldı.  Hisarlı Ahmet'in elde bulunan çoğu amatörce alınmış kayıtlarını CD haline getirildi. Böylece Hisarlı Ahmet'in genç kuşaklara ulaşması sağlandı.

Hisarlı Ahmet, kendinden derlenen türkülerin Radyo Sanatçıları tarafından söylenmesine sevinirdi. Alçak gönüllük gösterir  "benden iyi söylüyorlar" diye mutluluğunu belirtirdi.

Hisarlı Ahmet, müzik çalışmaları devam ederken ibadetini de bırakmamıştı. Hac farizasını yerine getirip Hacı olduktan sonra da çalıp söylemeye devam etti. Belirli çevrelerin "Artık Hacı oldun, elini eteğini çek bu işlerden" yolundaki eleştirilere kızar, "Ben sazımla Rabbime sizden daha yakınım" derdi.

Hisarlı Ahmet maddi imkânsızlıklara rağmen oğlu Mustafa Hisarlı'nın Devlet Güzel sanatlar Akademisi Y. Mimarlık Bölümü'nü bitirmesini sağlamış ve bununla da gurur duymuştu.

Mustafa Hisarlı, yüksek mimar olmasına rağmen, İstanbul'da halk müziği camiasına girdi. İstanbul Belediyesi Konservatuarı Halk Müziği topluluğunda misafir sanatçı kadrosu ile uzun bir müddet görev yaparak öğrenimime devam etti. Daha sonra TRT'de görev aldı.  İstanbul Radyosu Türk Halk Müziği bölümü müdürlüğünde bulurdu.

Hisarlı Ahmet; kendisini yaşatacak onlarca türkü, oyun havası bırakarak 4 Ocak 1984'de aramızdan ayrıldı. Kütahyalılar vefa örneği göstererek dükkânının bulunduğu caddeye adını verdiler. Kültür Parkı'na büstü konuldu.

Yazımı Hisarlı Ahmet'in gelini, Mustafa Hisarlı'nın da eşi olan Tuncay Hisarlı'nın 6 Ocak 2010 tarihinde yazdığı bir manzume ile bitirmek istedim:

"Kütahya'yı sen tanıttın / Türküleri sen öğrettin / Hem çalıp hem çığırttın / Rahat uyu Hisarlı Ahmet // Hisar'da çalarken sazı / Unuturdun kışı yazı / Hele türkülerin sözü / Rahat uyu Hisarlı Ahmet // Bıraktığın türkülersin / Türkü seven seni ansın / Sen türkü, sen Kütahya'sın / Rahat uyu Hisarlı Ahmet // Sen türküye başladın mı / Bülbüller sarar her yanı / Hep dağlarda yankıları / Kütahya'nın pınarları / Rahat uyu Hisarlı Ahmet"