Hasankeyf’in kısa tarihçesi

Batman’ın bir ilçesi olan Hasankeyf 12 bin yıllık tarihiyle biliniyor. Denizden yüksekliği 520 metre olan Hasankeyf antik kenti güneyinde Midyat sıradağlarını ve kuzeyinde Raman sıradağlarını bulunduran bir vadi içerisinde konumlanıyor. Eski dönemlerde, kayalara oyulu evleri sebebiyle bölgeye Mağaralar Şehri veya Kayalar Kenti anlamını taşıyan Hısnı Keyfa ismi verildi. Osmanlı Dönemi’nde Hısnıkeyf olarak değiştirilen bu isim, zaman içerisinde halk arasında “Hasankeyf” haline geldi.

Hasankeyf bölgesi zamanında Yukarı Mezopotamya’dan Anadolu’ya geçişi sağladığı ve Dicle Nehri kenarında yer aldığı için stratejik anlamda önemliydi. Bölgenin MS 2. ve 3. yüzyıllarda Bizanslılar ile Sasaniler arasında el değiştirdiği biliniyor. O dönemlerde bölgeyi Sasanilerden koruyabilmek adına Roma İmparatoru II. Constantius tarafından sınır kalesi inşa ettirildi. İnşası MS. 363 yılına denk gelen kaleyle beraber bölge uzun bir süre Bizans ve Roma egemenliğinde oldu. Uzun süre Süryani piskoposluğunun merkezi olan Hasankeyf, 640 senesinde Halife Ömer ile beraber İslam ordusunun eline geçti. Bir süre Emeviler’in, Abbasiler’in, Hamdaniler’in ve Mervaniler’in elinde olan Hasankeyf Artuklular tarafından 1102 senesinde ele geçirildi.

Artuklular döneminde en parlak dönemini yaşayan Hasankeyf, şehir haline geldikten sonra 1232 senesinde Eyyübiler tarafından ele geçirildi ve 1260 senesinde Moğollar tarafından tahrip edildi. 14. yüzyıl itibariyle Hasankeyf şehir olma özelliğini koruyor olsa da bir daha eski güzel günlerine geri dönemedi. Bir dönem Akkoyunlular’ın, yeniden Eyyübiler’in ve sonra da Safeviler’in denetiminde olan Hasankeyf 1515 yılında ise Osmanlı Devleti topraklarına katıldı. 17. yüzyıl itibariyle ticaret yolları değiştiği ve savaşlar nedeniyle ticaret durakladığı için Hasankeyf şehir olarak önemini kaybetti. 1990 senesinde Batman’ın il olmasıyla beraber Hasankeyf buraya bağlı bir ilçe haline geldi.

Hasankeyf için, yeryüzünde olduğu kadar yeraltında da önemli eserlerin bulunduğu rivayet edilmektedir. Ancak bu değerlere ulaşabilmek için arkeolojik kazıların yapılması ve kamulaştırma izni ile evlerin kaldırılması gerekmektedir. Milattan önce 8. yüzyıla ait bir yerleşim birimi olduğunu konusunda pek çok bilgi mevcuttur. Bu derece bilinen bir yer olmasında Mezopotamya ile olan konumu fazlasıyla etkilidir. Milattan sonra ilk yıllarda önce Bizanslıların daha sonra da, Sasaniler’in eline geçmiştir. Bizanslıların elindeyken, sağlam bir kapı yaptırarak buradaki egemenliklerini yaklaşık 3 yüzyıl kadar sürdürmüşlerdir.

Müslümanların eline geçişi ise, Hz. Ömer zamanında gerçekleşmiştir. Halifeler döneminin başlangıcı ile Hasankeyf, Osmanlılar başta olmak üzere pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır.

Doğal taşlar ve kayalıklardan meydana gelen Hasankeyf, bölgede yaşayan medeniyetlerin farklı oluşu kadar, birçok isimde de değişikliğe uğramıştır. Hasankeyf’e yapı itibari ile benzeyen isimlerin yanı sıra, Kipas ve Cehpa bu bölgeye verilen isimler arasındadır. Türk kültürünü yansıtan en önemli medeniyetlerden biri olan Osmanlılar ise, buraya Hısnkeyf ismini vermişlerdir. Ayrıca Hasankeyf’in Osmanlıların elinde bulunduğu dönemlerde Diyarbakır merkez il olarak belirtilmiştir. Böylelikle şehir ciddi anlamda gelişme göstermiş ve yaklaşık 10 bin kişinin yaşadığı bir yerleşim merkezi haline gelmiştir. Zamanla kazandığı önemi kaybetme dönemine giren Hasankeyf, Cumhuriyetin ilanı ile Mardin Midyat’a bağlanmıştır. Ancak 1990 yılında Batman il olunca, Hasankeyf bu şehrimize bağlı bir ilçe konumuna gelmiştir.

Hasankeyf, Batman ilinin ilçesidir. İki yakasını Dicle’nin ayırdığı, tarihi bir ilçedir. İlçenin tarihi, 12.000 yıl öncesine kadar gitmektedir. 1981’de doğal koruma alanı ilan edilmiştir. Ilısu Barajının su tutması sonucunda tarihi yerleşim 2020 yılı Mayıs ayında sular altında kalmıştır.

Devamı haftaya…