Merkez Bankası'nın Doları frenlemek için aldığı faiz artırımlarının faiz lobisinin işi olduğu iddia ediliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faizlerin yüksekliğinden şikâyet etmesine rağmen, MB'nin faiz artırımına gitmesi "Faiz lobisine teslim olduk" söylemlerini de güçlendiriyor.

Ancak bu noktada özellikle belirtmek istediğimiz şudur:

Merkez Bankası'nın doları frenlemek için aldığı faiz artırımının da bir işe yaramadığını ve Dolardaki yükselişi önleyemediğini görmekteyiz.

Faizlerin artması ne anlama geliyor? Bugünkü yazımızda kısaca bunların yanıtlarını arayacağız.

Öncelikle söyleyelim:

Türkiye'de işadamı, esnaf, sıradan vatandaş ağır borç yükü altında...

Faizlerin yüksekliği öncelikle çiftçileri vuruyor.

Türk bankacılık sektörünün tarıma sağladığı kredi tutarı, Nisan 2018 sonu itibarıyla 93 milyar 560 milyon liraya yükseldi. Çiftçilerin bankalara borcu Aralık 2002'de sadece 4 milyar 196 milyon liraydı. Bu durum çiftçinin son 15 yılda ağır borç yükü altına sokulduğunu ortaya koyuyor. Faiz lobisi çiftçinin de emeğini kasasına transfer ediyor.

Nitekim Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) verilerine göre, bankaların toplam kredi hacmi 8 Haziran itibariyle 2 trilyon 389 milyar 428 milyon lira olarak gerçekleşti. Verilere göre, tüketici kredileri tutarı 416 milyar 139 milyon liraya çıktı.

Bankaların bireysel kredi kartı alacakları da 93 milyar 228 milyon lira oldu. Çiftçilerin bankalara borcu da Nisan 2018 sonu itibarıyla 93 milyar 560 milyon liraya yükseldi.

Oysa 2011 yılı sonu itibariyle bankaların tarım sektörüne kullandırdığı kredi miktarı ise 31 milyar TL idi. Böylece çiftçilerin bankalara borcu 6.5 yılda 3 kat artmış oldu. Ocak 2009'daki borç rakam ise 14 milyar lira idi.

Çiftçilerin bankalara borcunun Ak Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılı Aralık ayında 4 milyar 196 milyon TL olduğunu hatırlatalım. ABD Doları cinsinden soruna yaklaşırsak 2002'de çiftçiler bankalara 2 milyar 689 milyon dolar borçluydu. Nisan 2018 sonu itibariyle ise bu borç 23 milyar doları aştı!

Şimdi de çiftçilerin durumuna bakalım:

Türkiye'de çiftçinin durumu da farklı görülmüyor. Türk bankacılık sektörünün tarım alanında kullandırdığı kredi miktarı, Nisan sonu itibarıyla 93 milyar lirayı aştı. İlerleyen zaman içinde bu miktarın çok daha fazla artabileceğini de görmekteyiz.

Kredileri cazip hale getirebilmek için de bazı önlemler alınıyor.

Borcun artmasında bazı bankaların özellikle 'tarım bankacılığı' konsepti ile çiftçilere özel kampanyalar ve kredi imkânları sunması etkili oldu. Bankalar, üreticilerin mazot, gübre, zirai ilaç, tohum, fide, yem ve ekipman ihtiyaçlarını kolayca karşılayabilmesi için 'ön ödemesiz', 'hasatta öde' ve 'esnek ödeme' gibi kredi imkanlarının yanı sıra anlaşmalı üye iş yerlerinden alımlar için özel kredi kartları da sunuyor.

Kullanılan kredi 4 ayda 7.4 milyar lira arttı

BDDK verilerine göre, 2017 sonunda 86 milyar 197 milyon lira olan Türk bankacılık sektörünün tarım alanında kullandırdığı kredi miktarı bakiyesi, bu yılın Nisan sonunda 93 milyar 560 milyon liraya ulaştı.

Böylece sektörün tarım kredi bakiyesi, 4 aylık dönemde 7 milyar 363 milyon liralık artış gösterdi.

Tarım sektöründeki 93.6 milyar liralık kredi bakiyesinin 24 milyar 263 milyon lirası kısa vadeli, 66 milyar 576 milyon lirası orta ve uzun vadeli, 2 milyar 721 milyon lirası ise takipteki kredilerden oluştu. Bankalar, borcunu ödeyemeyen çiftçilerin tarlalarını haczediyor.

Peki balıkçılık sektörü bundan etkileniyor mu? Buyurun:

Balıkçılık sektörüne kullandırılan kredi bakiyesi 2017 sonunda 2 milyar 31 milyon lira olurken, Nisan sonu itibarıyla bu tutar 2 milyar 161 milyon liraya yükseldi. Yılbaşından bu yana geçen 4 aylık süreçte balıkçılık sektörüne kullandırılan kredi bakiyesi 130 milyon lira arttı.

Balıkçılık sektörü kredi bakiyesinin 808 milyon lirasını kısa, 1 milyar 284 milyon lirasını orta ve uzun vadeli, 69 milyon lirasını da takipteki krediler oluşturdu.

Konu, ekonomimiz için son derece önemli olduğu için ilerleyen zaman içinde yazmayı sürdüreceğiz.