Geçtiğimiz günlerde 20.yılını dolduran Facebook, en popüler ilk sosyal medya uygulamalarımızdan. İlkokul arkadaşlarımıza kadar aradığımız çoğu kişiyi bu uygulama sayesinde bulduk ve yıllar sonra bir araya gelebildik. Yakınlarımızdan en yeni haberleri bu uygulamadan bulduk.

Fotoğraf, video, duygu ve düşüncelerimizi paylaşabileceğimiz, herkese gösterebileceğimiz bir uygulama ile 7’den 70’e herkesin neredeyse hesabı olduğu bir platforma dönüştü.

Farmville etkisi

Uygulama içerisine oyunlar da eklenmeye başlanınca içimizdeki ‘homo ludens’i de yeniden hatırlamış olduk. Johan Huizinga, oyun oynayan insan olarak tanımladığı ‘homo ludens’ ile oyunun toplumsal, kültürel ve bireysel yaşamda önemli bir rol oynadığını savunur. Ona göre, insanlar oyun oynamak için doğarlar ve oyun, kültürel etkileşimlerin ve toplumsal yapıların temel bir bileşenidir. Facebook içerisine eklenen birçok oyundan birisi olan FarmVille’de etkileşimli oynanabilen, insanların sanal çiftlikler kurduğu, birbirlerine sebze-meyve gönderdiği, yan yana arsalar alarak çiftliklerini büyüttükleri bir alandı. Bu ve benzeri uygulamalar ilgi istediğinden, kullanıcıyı sürekli uygulamaya göz atmaya davet ediyordu. Yoksa havuçlarınız çürüyebilirdi!

Babaanne uygulaması mı?

Özellikle Instagram’ın hızlı yükselişi, Twitter’ın X olana kadarki yükselişi, YouTube, LinkedIn derken bir de üstüne TikTok’un eklenmesiyle Facebook, eski parlak günleri kaybetti (mi?). Her ne kadar FarmVille gibi uygulamalar da artık eskisi kadar oynanmasa da, Facebook’ta yapılan paylaşımlardaki ‘ciddiyet’ ve ‘gerçeklik’ oranı oldukça düşmüştü. Sahte içerikler, ses kayıtları, eski görsellerin yeni gibi paylaşılması ve denetimsizlik kullanıcıların, özellikle de genç kullanıcıları bu mecrayı hızla terk etmesine neden olmuş, artık ‘nerde o eski günler’ diyen babaanne uygulamasına dönüşmüştü. Tabi bu yaklaşım belki de sadece Türkiye için geçerli olabilirdi.

Ve Cambridge Analytica Skandalı

Cambridge Analytica, veri madenciliği ve analitiği üzerine uzmanlaşmış bir şirketti. Skandal, Facebook'un kullanıcı verilerinin izinsiz olarak toplandığı ve bu verilerin siyasi amaçlar için kullanıldığı iddialarına dayanıyordu. Şirket, kullanıcıların Facebook üzerindeki etkileşimlerini ve beğenilerini analiz ederek, kişisel verilerini izinsiz olarak toplamıştı. Bu bilgiler daha sonra, siyasi kampanyaları etkilemek amacıyla kullanılmak üzere satıldı veya kiralandı. Özellikle 2016 ABD başkanlık seçimlerinde, Cambridge Analytica'nın Trump kampanyası için veri analizi ve hedefleme çalışmaları yaptığı iddia edildi. Bu skandal, kişisel gizlilik konusunda büyük bir tartışma başlattı ve Facebook'un veri koruma politikalarıyla ilgili ciddi endişelere yol açtı. Olay, sosyal medya platformlarının kişisel verilerin nasıl kullanıldığı konusundaki sorumluluklarını ve denetimlerini yeniden değerlendirmelerine yol açtı.

Ortalama 2,9 milyar Facebook kullanıcısı olduğu düşünüldüğünde, kişisel verileri halen ciddi bir kaynak olarak görülürken uygulamanın ‘Meta’ ismini alarak yapay zeka ile yeni bir atılım yapması da bekleniyor.

Sahi siz halen Facebook kullanıyor musunuz?