Denizli-Çivril ilçesi tarihi dokusu

Çivril adına tarihte ilk kez Myriokephalon Savaşını anlatan Bizans belgelerinde rastlıyoruz. 12. yüzyıldan kalma bu belgelerde Çivril adı, Rum yazımı ile "Tribritzi" ve Latin yazılımı ile "Cyybrilcimani" diye geçiyor.

Tarihçi Niketas "Tarih" adlı yapıtında savaşın yapıldığı geçitin adını "Tribritzi" biçiminde yazmıştır. Gerek eski ve gerekse yeni Hellen dilinde C harfinin ve bizdeki okunuşuyla C harfinin karşılığı yoktur. C sesini vermek için tz, Ç sesinin vermek için ts kullanılır. Diğer yandan, yeni Hellen ağzından b harfi bizdeki v'nin değerindedir. Demek ki, geçidin adı "Tribritzi " diye yazılmakla birlikte, bu yazım bizim okuyuşumuzdaki Civrici ya da Çivrici'nin değerindedir.

Bu adın içindeki Çivr, Luwi dilinde "Bol su, Gür su " anlamında, adın sonundaki -il ise "Geçit, boğaz" anlamındadır. Bunların tümü, içinden suyun aktığı bir doğal geçit'e işaret eder. Çivril adının işaret ettiği bu tür bir geçit ise, doğu yanı başındaki "Küfü Çayı Vadisi"dir.

Ülkemizde Çivril adını taşıyan bundan başka yedi tane daha yerleşme birimi bulunmaktadır. Sultan Höyüğü'ndeki yerleşme ile başlamıştır Çivrilde medeniyet.

1954 - 1959 yılları arasında, İngiliz Arkeoloji Enstitüsü adına, burada yapılan kazılarda M.Ö: 4000 yıllarına tarihlenen buluntular elde edilmiştir. Bu durumda Çivril'in 6000 yıllık bir tarihi vardır.

Çivril'deki Höyüğün bilinen ilk sakinleri Arzawalar'dır. M.Ö. 2000 - 1680 yılları arasında hüküm süren Arzawa'lardan sonra, sırayla Hitiler'in, Frigler'in, Kimmerler'in, Lidya, Pers, Makodenya Krallığı, Seleskos Krallığı, Bergama Krallığı, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu dönemlerini yaşamıştır. Daha sonra ise, Sahib Ataoğulları ve Germiyanoğulları Beyliği dönemlerini yaşayan Çivril, Moğol işgalinden sonra Osmanlı egemenliğine girer.

Çivril - Myriokephalon Savaşı

Anadolu Selçuklu hükümdarı olan ll. Kılıçarslan ( 1155-1192 ) tahta çıktığı zaman, Bizans İmparatoru olan Manue,l bu durumdan rahatsızlık duyuyordu. Türkler daha fazla kuvvetlenmeden Siblia (Sublaion) kalelerini inşaa ettirdi.

Savaş kaçınılmaz hale gelmişti. Bu amaçla 1176 ilk baharında, Ulubat Gölü kenarındaki karargahında hareket eden Manuel Honaz. Lampis ( Beylerli ), Dinar yolu ile hareket üssü olan Siblia'ya ( Homa - Gümüşsu ) gelmiştir. Sultan buraya barış için elçilerini göndermiş ise de, bunları kabul etmeyerek, bir konak ötedeki Işıklı ( Myriokephalon kalesine gelmiştir. Niketas'ın terk edilşmiş, eski bir kale dediği "Myriokephalon Kalesi" buradadır. Sarıbaba Tepesi eteğindeki bu kaleye ait, Bizans yapısı dışkale ve Arkaik döneme ( MÖ 640-480 ) ait iç kale duvarları saptanmıştır.

ll. Kılıçarslan buraya elçilerini göndererek, bir defa daha barış yolunu denemiş ise de imparator elçileri yine kabul etmemiştir. Sonuçta Manuel Ordusunu, hiç bir güvenlik tedbiri almaksızın içinde dar, uzun ve kıvrımlı bir boğaz bulunan "Tzibritzi " vadisine sürmüştür. Bu vadi Küfi Çayı vadisidir.

Boğazın iki yakasını tutan sultan ise, öncü Bizans birliklerinin boğazı geçmesine izin verdikten sonra, askerlerine ok atışı emrini vermiştir. Yakın mesafeden yapılan bu atışlar çok etkili olmuştur. Ölen hayvan ve askerler vadiyi kapatmıştır. Daha sonra yamaçtan inen Türkler, düşmanlarını imha etmişlerdir. Akşamın alacakaranlığına kadar savaşın ertesi günü sabah, Bizanslılar büyük bir sürpriz ile karşılaşırlar. Sultan elçisini göndererek barış isteğinde bulunur. İmparator Dorilaion ve Siblia kalelerinin yıkılması şartı ile anlaşmayı imzalar ve bir Türk müfrezesinin koruması altında Honaz'a gönderilir.

Türkler; Myriokephalon Zaferiyle, Anadolu'nun tapusunu almış olurlar.

Anadolu Türkleşmesinde büyük bir öneme sahip olan bu savaş, Çivril toprakları içerisinde kazanılmıştır.

Çivril Belediyesi'nin öncülüğünde, ilki 1995 yılında yapılan, dördüncüsü ise 1998 yılında yapılan Çivril - Myriokephalon Savaşı Sempozyumu'na sunulan bildirilerde de bu tez doğrulanmaktadır.    

Devamı haftaya…