Çukurova Düzlüğünde Yörük Otağı: DÜZİÇİ

Yaşar Kemal Müzesi ve Parkı

İnce Memed ve pek çok eserin yazarı olan, ünlü edebiyat ustası Yaşar Kemal’in, doğduğu ve yaşadığı Osmaniye iline bağlı Düziçi ilçesi Gökçedam Köyü’nde bulunan evi, adına yaptırılan müze ve parkı; buraya gelen turistlerin uğrak yeridir. Müzede; Yaşar Kemal’im kitapları, aldığı ödüller, giysileri ve öteki eşyaları sergilenmektedir. Ceyhan Irmağı kıyısında bulunan bu bereketli toprakların ortasında, bir kültür merkezi özelliğinde olan müze; Toros Dağı, Amanos Dağı, Nur Dağı ve sarı sıcağın berekete dönüştüğü Çukurova’da yaşayan Türkmen Yörüklerin ve Karacaoğlan eserlerinin etnografyasını içermektedir…

Düziçi Köy Enstitüsü Müzesi

Bu gün Düziçi’ne gelen hemen herkesin gezip görmesi gereken yerlerin başında yer olan Köy Enstitüsü Müzesi, marke kent olmak için yeni ve örnek projeler yapan Düziçi Belediyesi’nin bu bağlamdaki örnek adımlarının başında adı geçen müze gelmektedir. Bu müze, eğitim ve öğretim çalıştay malzemeleri yanı sıra; etnografik, tarım, kültür, sanat ve el sanatları gereçlerinin de sergilendiği çok özel görsel ve bilgi kaynakları ile zengin bir mekan olarak yeni konuklarını bekliyor…

Düziçi Köy Enstitüsü, 1940’ların başında, 2. Dünya Savaşı devam ederken, bin bir güçlüklere karşın kurulmuş, aynen diğer 20 enstitü gibi bir aydınlatma ve üretim merkezi olmuştur. Köy çocukları, bu enstitüleri bitirip, tekrar köyüne öğretmen olarak dönmüştür. Anadolu’nun bir aydınlanma seferberliği olan 21 eğitim merkezinden oluşan bu proje ne yazık ki, uzun süre yaşatılamamıştır…

Düziçi Köy Enstitüsü Müdürü (1940-1947) Ahmet Lütfi DAĞLAR, bir anısında şöyle diyor: “Osmaniye’den ve Haruniye sınırları içinden sağlanan her ihtiyaç tepedeki at, katır eşek ve develerle karıncaları andıran bir düzen içinde taşınıyor, işler hızla ilerliyor, gelişiyordu. Hele Köy Enstitüsü açılıp, öğrenciler gelmeye başlayınca taşıma işleri erzak, diğer ihtiyaçlar bakımından da artıyordu, zorlaşıyordu. Böyle olmakla beraber iki ayda bütün onarım bitirildi, müştemilat tamamen yeniden yapıldı. Büyük bir çamaşırlık ve depo tesis edildi. Düziçi Ovası’nın ve çevresinin hayranı olarak, gerekçeli bir yazı yazdım ilköğretim Genel Müdürlüğü’ne, Enstitümüzün adının «Düziçi» olmasını istedim, kabul edildi. Ve Düziçi Köy Enstitüsü, 17 Nisan 1940’da kuruldu.

Enstitümüz Haruniye Nahiyesi’nde kurulmuştur. Bu Nahiye, Seyhan Vilayeti’nin Bahçe kazasına bağlı bir köydür. Adana’nın kuzey doğusunda ve Adana’ya 125 km. mesafededir. Etrafı dağlarla çevrilmiş Düziçi adında bir ovası vardır. Bu verimli ovanın adı aynı zamanda Enstitümüze konmuş böylece müessesemiz «Düziçi Köy Enstitüsü» adını almıştır…” 27 Ocak 1954—Tüm enstitüler (21 adet) kapatıldı.

1942 ve 1953 yılları arasında, 1398 kız ve 15.945 erkek öğrenci Köy enstitülerinden mezun olmuştur. Bütün bu süreçte 8675 Eğitmen ve 1248 sağlık memuru yetişmiştir. Köy Enstitülerine toplumsal bir hareket özelliğini veren yanlarına bakacak olursak, bunlardan en önemlileri; -Yeni toplumsal değerlerin gelişmesi, -Ulusal bir kültürün yaratılışı, Dil bayrağımız Türkçenin-Türk Dilinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, Yazılı edebiyatın, kültür ve sanatın eğitim ve öğretim alanında yaygınlaştırılması, -Ekonomik hayatın ihtisaslaşma ve meslekleşmeye doğru gelişmesi, -Ülke ekonomisinin verimliliğini arttırma, ileri tarım, sanayileşme, teknik ve bilim alanında kendi öz kaynaklarımızla, çağdaş ve milli projelerin ilk adımından rahatsız olan batı merkezli çıkar çevreleri ve feodal ağalar, ne yazık ki; bu aydınlanma seferberliğinin Anadolu insanını aydınlatmasını istemediler ve kurulalı daha on yıl bile olmadan kapattılar… Düziçi Köy Enstitüsü Müzesi, ülkemizin çağdaş-milli hamlesini ve kendi öz kaynaklarımızı yetiştirmek, korumak ve yaşatmak için başlatılan heyecanlı ve iyi niyetli bir eğitim ve öğretim seferberliğinin meşalesi olduğunun farkına varmamızı sağlıyor, yeniden…

İstanbul Gazetesi okurları, bu bağlamda oldukça şanslı diye düşünüyorum… Dünyanın ve Ülkemizin bu zengin doğal ve kültürel mirasları ile yüklü olan başka coğrafyalarını keşfetme ve belgeleme serüvenimiz sürüyor… Dünyanın 99 haline tanıklık eden, Yoleri Gezgin Derviş ile yolunuz ve bahtınız açık olsun…

Son...