Çukurova Düzlüğünde Yörük Otağı: DÜZİÇİ

Çukurova sarı sıcağının bereketli toprağı olan Osmaniye’nin Düziçi ilçesi ve çevresine yaptığımız serüven dolu gezimiz sürüyor… Sabun Çayı Şelalesi ardından, Yaşar Kemal Parkı ve Müzesi yanındaki tarihi Taşköprü’de mola verdik. Düziçi Köy Enstitüsü Müzesi gezimiz ve Düziçi Belediye Başkanı Ökkeş Namlı ve ekibinin konukseverliği oldukça anlamlı idi. Bölgede gezip görülmesi gerekli doğa ve kültür mekanları ise, bir turizm cenneti olan Anadolu coğrafyasının daha ne kadar çok keşfedilmesi gerekli güzel yerleri olduğu gerçeği ile yüzleşmemizi sağlası. Aslında bu gezi bir zaman yolculuğu idi…

Tarihi

İlçede yapılan tarihi kazılarda Hitit uygarlığına ait eserlere rastlanmıştır. Bugünkü Haruniye, yeni ismi ile Düziçi, Büyük Abbasi Halifesi Harun Reşit’in uç beyi olan Faraç Bey tarafından 699 yılında kurulmuştur. Düziçi bölgesinin 8. asırda adı, Maraş ile Anazarbus arasında bulunan Şuguru Saimiye idi. Eski ismi ile Harunabat olan Haruniye, ismini Büyük Abbasi Halifesi Harun Reşit’ten almaktadır. Haruniye sırasıyla Bizanslılar, Hamdaniler, Haçlılar ve Selçuklular idaresinde kalmış olup, 1516 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı İmparatorluğuna katılmıştır. I.Dünya Savaşından sonra Fransız ve İngilizler tarafından işgal edilmiş ve halkın vermiş olduğu mücadele sonucunda 28 Mart 1920’de hürriyetine kavuşmuştur.

Coğrafi Konumu

Düziçi ilçesi kendi ismini aldığı Düziçi ovasının kenarında kurulmuş olup, etrafı dağlarla çevrilidir. Yeryüzü bakımından Düziçi ovasının dışında her yer dağlık ve engebedir. İlçenin yüzölçümü 460.90 km2 dir. Doğal bitki örtüsü maki olup 700-800 metreden sonra çam ve yayvan yapraklı ağaçların oluşturduğu ormanlarla karşılaşılır. İlçenin kuzey ve batısını çizen Ceyhan nehri en büyük akarsuyudur. Diğer önemli akarsu ise Sabun çayıdır. Ayrıca Kızılca, Deliçay, Bağlama, Üzümlü ve Çamiçi dereleri de bulunmaktadır. İlçenin kuzey-batısında Kadirli kuzeydoğusunda Kahramanmaraş ilinin Andırın ilçesi, doğusunda Amanos Dağları ve Bahçe ilçesi, güneybatısında ise Osmaniye ili ile çevrilidir.

Turizm Değerleri

Osmaniye il merkezine 32 km mesafede olan Düziçi ilçesindeki önemli yapılar Harun Reşit kalesi, Saman kalesi ve Kurtlar kalesidir. Düldül dağı eteğinde Haruniye kaplıcası, Yaşar Kemal Müzesi, Köy Enstitüsü Müzesi ve Sabun Çayı Şelalesi, ilçenin en önemli turizm merkezidir. Yol boyunda bulunan Suriyeli göçmen kampı çevresindeki kirli görümümlerin yanı sıra; çağdaş eğitim-öğretim ve yer fıstığının ana vatanı olan Düziçi gezimiz sürüyor…

Osmaniye’nin Çardak Köyü’nde geleneksel olarak yapılan Karacaoğlan ve Yaşar Kemal Festivali kapsamında gittiğim Osmaniye’nin Düziçi ilçesi ve Yarbaşı Beldesi gezimde, bana rehberlik yapan Halk Ozanı Bekir Dağsever ve Emekli Öğretmen Ali Yılmaz; binlerce yıldır Çukurova’nın sarı sıcağında kök salan kadim uygarlıkları ve Yaşar Kemal’in keşfettiği Karacaoğlan türkülerini günümüze taşıyan konar göçer ve yerleşik Türkmen Yörük kültürünün bilinmeyen yönlerini yeniden keşfetmemizi sağladılar. Dağdan ovaya inen, zaman zaman da ovadan dağa çıkan konuk sever Anadolu insanının yaşam ve geçim alanı bereketli topraklarda ve de alternatif turizm zengin mirasları olan bu coğrafyaları yeniden keşfetmemizi sapladılar. Bu güzel dostlara ne kadar teşekkür etsek azdır…

Güneşi ilk öpen Nur ve Amanos Dağlarının yamacında bir sevdalı bir gelin türkü çığırmaktadır. Tanrılara yakaran ve şifa simgesi kutsal Kam Ağacına dilek ipi bağlayan al yazmalı ve kınalı gelin; “amin, amen, amon, aman aman…” diyerek Gök Tanrı’ya yakarmaktadır. Güneş, Ay ve Yıldızların yerdeki temsilcisi olan ateşin alevlerine savrulan kırmızı fistan eteği, elinde çaldığı düngür ve gırtlaktan söylediği Kam şarkıları, Toros Dağı yamaçlarında yankılanmaktadır… Pek çok yazara ve ozana esin kaynağı olan develer ve keçi sürüleriyle yaylaya çıkan Yörüklerin sevda öyküleri ve doğayla içselleştirdikleri sırdaş yaşamları, bölgeye gelen turistlerin ve halk bilim dalı araştırması yapanların, serüven dolu ve ilginç gezi notlarına kaynak teşkil etmektedir. Ceyhan Irmağı’nı besleyen Sabun Çayı’nda arınan çocukların çığlığı ise, söğüt ağaçlarının ıslak gölgesinde yitip gitmektedir, yeniden…

Düziçi Sabun Çayı ve Şelalesi’nin kaynağında bulunan mesire alanı, sanki panayır yerini andırmaktadır. Şelalede suya giren çocukların neşesi ve ırmak kenarında kurulan Çukurova mutfak kültürünün bereketli sofralarının iştah açan, kokusu ve közde kebap yapan Osmaniyelilerin dumanı, sebil sofraların ve Çukurova insanının konukseverliği, buraya yeniden gelmenize neden olmaktadır. Düziçi ve Yarbaşı Belediyesi’nin başlattığı marka kent projeleri, önümüzdeki dönemlerde; güvenli, yaşanılır ve çağdaş temiz kent olma uğraşları ve çevrenin tarihi, kültürel, sanatsal ve turistik özelliklerini ortaya çıkaracak ve yaşatacak niteliktedir…

Devamı haftaya...