Meclis-i Mebusan'da alınan ve ilan edilen Misak-ı Millî kararı, Ayan Meclisinde görüşülmedi. Dolayısıyla onaylanmak üzere padişahın önüne de gelmedi.

İtilaf Devletleri bu karar karşısında, İstanbul Hükûmetini millî güçlere karşı harekete geçmeye zorladılar. 16 Mart 1920'de İstanbul resmen işgal edildi. Meclis-i Mebusan basıldı. Anadolu hareketi yandaşları ve bir kısım aydınlar tutuklandı. Resmi dairelere el kondu. Bir anlamda, 16 Mart günü Osmanlı Devleti fiilen sona ermişti. İki gün sonra toplanan Meclis, çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı.11 Nisan 1920'de padişahça dağıtıldı. Böylece, son Osmanlı Meclis-i Mebusan'ı tarihe karışmıştı.

Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yer alan "Türk vatanı ve milletin bölünmezliği" ilkesinin millî ve hukukî dayanağı, "Misak-ı Millî"dir.

Misak-i Milli niçin önemliydi? 

1-Milli mücadelenin hedefi kesin olarak belli oldu

2-Milli sınırlar meclis onayından geçti

3-Milliyetçilik anlayışının yerleştiği görüldü

4-Meclis kapitülasyonlara ilk ciddi tepkiyi gösterdi.

5-Milli mücadele için meclisin desteği alındı

6-Kurtarılacak vatan belli oldu

7-Türk halkının temel hakları dile getirildi.

8-Ulusal devlet anlayışı kabul edildi

9-Alınan kararlar Turancılığın benimsenmediğini gösterdi

10-Ümmetçiliğin yerini ulusçuluk aldı

11-Mustafa Kemal'in askerlik hakları iade edildi

12-Misak-ı Milliyi öfkeyle karşılayan İtilaf Dev-letleri İstanbul'u resmen işgal etti.

13-Tam bağımsızlık ilkesi benimsendi

27 Aralık 1919'da Mustafa Kemal Paşa, bir kısım arkadaşları ve Heyet-i Temsiliye üyeleri ile beraber Ankara'ya gelmişti. Artık Millî Mücadele Ankara'dan yönetiliyordu. Öteyandan İstanbul'daki asker ve sivil birçok vatansever de, Bağımsızlık Savaşı'nda görev almak üzere Ankara'ya geliyordu. 

Mustafa Kemal, İstanbul'un işgali üzerine valiliklere ve kolordu komutanlıklarına talimat vererek Ankara'da toplanacak olağanüstü yetkilere sahip bir meclise yeni temsilciler seçmelerini bildirdi. Seçimler hızla sonuçlandı. 

23 Nisan 1920'de yurdun her bölgesinden gelen millet temsilcileriyle Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Mustafa Kemal, millet iradesini ve egemenliğini temsil eden bu Meclis'e ve onun hükümetine de başkan seçilerek, bağımsızlık savaşının her yönden askerî, siyasî ve sosyal lideri oldu. 

Sivas Kongresi'nde teşkil edilen ve 27 Aralık 1919 Cumartesi gününden beri Ankara'da çalışan "Heyet-i Temsiliye" görevini, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bırakmıştı. 

 Elbet bulunur kurtaracak bahtı kara maderini

Mustafa Kemal 13 Aralık 1919'da Sivas'tan Ankara'ya hareket etti. Yolda Kayseri ve Kırşehir'e uğradı. Kırşehir'de gece şerefine fener alayı tertip eden halka: 

Bu milletin içinden çıkan bir Kemal: 

"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini 

Yok imiş kurtaracak bahtı kara maderini." 

Gene bu milletin bağrından çıkan bir Kemal de diyor ki: 

"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini 

Elbet bulunur kurtaracak bahtı kara maderini." 

Mustafa Kemal'in bu sözleri, kurtuluş umudunun ve büyük ülküsünün anlatımıdır.