Gizemli Bilderberg toplantıları, çeşitli insanları bir araya toplayıp, sohbet muhabbetin keyfini çıkarmak için yapılmıyor. Yakından takip edenler bilir ki, Bilderberg'de tartışılan konular "rastgele" seçilmez. Öncesi vardır, sonrası da olmuştur hep. İşi çok gizemli hale getirip "komplo teorileri" kulvarına girmeden, katılanların kimliklerinden ve açıklamalarından yola çıkıp, olayları da takip ettiğimizde şunu net bir şekilde görüyoruz: Bilderberg boşuna toplanmıyor. 

Bir yığın ting-tang kuruluşunda hazırlanan farklı fikirler, tezler, hipotezler süzüle süzüle belli bir kıvama geliyor. Ardından işin uzmanları Bilderberg'in düzenlendiği salonda bir araya geliyor ve farklı çalışma gruplarıyla o süzülmüş fikirleri didik didik ediyor. Katılımcılar, kendilerince bir sonuca varamamış olabilir. Ama toplantılardaki "beyin fırtınası"nın sonuçları, Bilderberg'i düzenleyenler tarafından çok iyi bir şekilde değerlendiriliyor. Katmerli süzülmüş fikirler, en sağlıklı stratejiler olarak devreye sokuluyor.

* * *

Bilderberg Grubu CIA ve MI6 tarafından 1954 yılında, Atlantik İttifakını desteklemek için kurulmuştur. Sivil topluma "kızıl tehlike" karşısında duyarlılık kazandırmak için, ekonomi ve medya dünyasının tanınmış isimlerini, siyasi ve askeri sorumlularla buluşturmak için kurgulandı. Bir karar merci olmaktan uzak olan bu dışarıya kapalı kulüp, tarihsel olarak eskilerin Londra ve Washington'a sadakat yarışında bulunmak zorunda kaldığı ve en yeni katılımcıların da de Sovyetlere karşı kendilerine güvenilebileceğini gösterdiği bir forum olageldi.

Bilderberg'in sonuç bulan bazı toplantılarından örnekler verelim:

1979'daki toplantıda İngiliz-İsrail-ABD'li İslâm bilimci Bernard Lewis katılımcılar karşısında Müslüman Kardeşler'in (Aslında El Kaide'yi, Taliban'ı kastediyor) Afganistan'daki komünist hükümete karşı üstlendiği rolü ortaya koymuş, cihatçı örgütlerin "özgürlük savaşı"nın Orta Asya'ya yayılmasını önermişti. Bu, Sovyetler'in dağıldığı süreçte "terör" olarak ortaya çıktı ve Orta Asya'daki bu terör örgütleriyle (!) mücadele etmek için Rusya ve Çin önderliğinde Şanghay Beşlisi kuruldu.
Suriye savaşı başlamadan önce, 2008'deki toplantıda yine Müslüman Kardeşler gündeme geldi. Besma Kodmani ve Volker Perthes, Ortadoğu'ya hakim olma yolunda bu teşkilatı desteklemenin önemini anlattılar. Cemaatin Batı nezdinde ılımlılaştırılmasının ve İran ile Suriye'nin "aşırıcı" egemenliğinin ortaya çıkardığı ayrılıkların da altını çizdiler. Besma Kodmani, savaş çıktıktan sonra Suriye muhalefetinin sözcüsü oldu. Volker Perthes ise Jeffrey Feltman'ın danışmanı...

* * * 

En sıcak örnek, geçtiğimiz yıl yapılan Bilderberg toplantısıydı. Önceki toplantılarda katılımcılar aynı projeyi konuşsa da, bu sefer 130 kişinin önüne farklı konular konuldu.

Mesela Donald Trump'ın Arap-İslami-ABD zirvesinde ve NATO'da yaptığı konuşmalar sonrasında, CIA ve MI6 ilk gün "siyasal ve radikal İslamcılığa" karşı mücadele taraftarlarıyla onları destekleyenleri karşı karşıya getiren bir tartışma düzenlediler. 
Washington, terörizmin bir araç olarak kullanılmasına karşı çıkarken, Londra etkinliğini sürdürmek için bu kadar kullanışlı bir araçtan vazgeçme niyetinde olmadığını gösterdi. 

Katılımcılara gelince: Siyasal İslamcılık yanlıları tarafında ABD adına eski CIA Başkanı John Brenan ve onun eski astları Avril Haines ve David Cohen vardı. Birleşik Krallık adına MI6 eski Başkanı ve uzun süredir bazı siyasal İslamcı yapıların koruyucusu Sir John Sawers ve Suriye'nin karadan işgal planını hazırlayan eski Genelkurmay Başkanı General Nicholas Houghton katıldı toplantıya. Fransa'yı ise Suriye'deki Özel Kuvvetlerin komutanı ve Paris'in eski Genelkurmay Başkanı General Benoît Puga ve Savunma Bakanlığı'nın neocon strateji uzmanı Bruno Tertrais temsil etti. Son olarak özel sektör, yani küresel sermaye adına Henry Kravis (KKR yatırım fonlarının müdürü ve IŞİD'in gizli veznedarı) ve General David Petraeus (IŞİD'in eş kurucusu) yer aldı..

* * *

Türkiye'den toplantıya katılan tek gazeteci Taha Akyol'un oğlu Mustafa Akyol'du. Toplanıyla ilgili yazı yazmamayı tercih etti. Bilderberg'ten sonra Malezya'da Nottingham Üniversitesi'nde "Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam Arasındaki Ortaklıklar" başlığı altında düzenlenen bir forumda konuşma yapmak için gitti. Fakat gözaltına alındı. The Malaysian Insight gazetesi, Mustafa Akyol'un şeriat yasalarına aykırı davranmaktan sorguladığını yazdı. Forum da iptal edildi. Forumu iptal eden uzun soluklu "şeriat" iktidarının Başbakanı ilk seçimde koltuğu kaybetti. Yurtdışına kaçmak üzereyken yakalandı, evinden çıkan koliler dolusu para itibarını yerle bir etti. En yakınındakiler bile onu suçladı.

2017 toplantısının ardından Suudi Arabistan'da saray yönetimi el değiştirdi, Prens Selman diğer prensleri tutukladı, servetlerine el koydu. Ülkenin Vahhabilikten vazgeçtiğini ve "ılımlı İslam"a geçtiğini açıkladı. Kadınlar ehliyet almaya, tek başına araba sürmeye, futbol maçı ve sinema izleme hakkına kavuştu. 

İngiltere, Brexit ile Avrupa Birliği'nden ayrıldıktan sonra yeniden Ortadoğu'ya adım attı. Trump "asker çekeceğiz" derken, İngiltere Suriye'ye önemli miktarda "özel birlik" gönderdi. Fransa da yığınak yaptı. İngilizlerin kurduğu "beyaz kasklılar", Suriye'de ne zaman "ılık hava" esmeye başlasa "kimyasal silah" ya da "sivil katliamı" iddialarıyla sahneye çıkar oldu...

Kısaca; Bilderberg'te konuşulanlar bir bir gerçekleşirken, İslâm dünyasının hiç bir planının olmadığı bir kez daha ortaya çıktı.