Müjde ey CHP'liler. Sonunda İstanbul'un ilçelerinde CHP ile İYİ Parti arasında nasıl bir taksimat yapılacağı konusunda uzlaşma sağlanmış. Kemal Kılıçdaroğlu ile Meral Akşener, Ankara'da bir aile yemeğinde buluşmuş. Eşleriyle birlikte Akşener'in evinde buluşan liderler de ittifakın detayları konusunda mutabakata varmışlar. Böylelikle İstanbul'un ilçelerindeki tıkanıklık da aşılacakmış. CHP'nin Parti Meclisi'ni 27 Ocak'ta toplayıp İzmir Büyükşehir, ilçeleri yanında İstanbul'un bazı ilçelerinin adaylarını da açıklayacakmış. Mış diyorum, çünkü haber mecralarında bu şekilde yer aldı iki liderin gizli buluşması. İstanbul'da Üsküdar ve Şile dahil 4 ilçe İYİ Parti'ye bırakılmış. Kemal Bey ve Meral Hanım herhangi bir açıklama yapmadığı halde buna itibar edelim mi etmeyelim mi siz karar verin artık. 

* * *

CHP kurmayları, alt kadrolarına adayların açıklanmasının gecikmesiyle ilgili olarak "İttifakta sıkıntı var" gerekçesini sunuyor. Bir anlamda İYİ Parti'nin taleplerinin çok ağır geldiğini anlatıp "Bu yüzden gecikme yaşanıyor" bahanesi üretiyorlar. Çünkü ilçe teşkilatlarını bırakın, CHP üyeleri bile sıkıldı adaylarla ilgili sürecin uzamasından. Her şeyden önce CHP'ye büyük zarar verdi bu gecikme. 

Hiç kimse, oraya buraya çekmesin. 5 yıl önceden yapılacağı belli olan bir seçime 2 ay kalmışken hâlâ "Aday kim olacak" sorusu cevap bulmuyorsa, burada bir beceriksizlik vardır. Daha ötesi de hatta...

Ne olabilir daha ötesi? 

CHP'nin kedisi Şero bile dedikodulardan, kulislerden usanmış vaziyette. Çünkü aday adayları her hafta Genel Merkez'e geliyor ve hepsi de görüşmek istedikleri muhatapları "buyursun" diyene kadar Şero'nun kafasını okşayarak zaman geçiriyor.

* * *

Geçen hafta denk geldiğim bir CHP'li eski milletvekiline de sordum adayların neden geciktiğini. Suratını buruşturarak çok ilginç bir cevap verdi: "Battal İlgezdi'nin davasının sonucu bekleniyor..." Herhangi bir vatandaş söylese bunu, "Yürü git kardeşim işine, seçime sayılı günler kala 39 ilçenin adaylarıyla Battal İlgezdi'nin ne alâkası var" derdim. Fakat karşımdaki önseçimden çıkarak milletvekili olmuş, aynı zamanda halen aktif bir siyasetçi. 

Ataşehir ve Beşiktaş'ta görevden alınan başkanlarla ilgili CHP'nin ince hesaplar yapması normal. Devam eden bir yargı süreci varken, görevden alınan belediye başkanlarını yeniden aday göstermek, "Masumiyetine inanıyoruz" mesajı taşır. Aday göstermemek ise tam tersi. İyi de mahkeme karar vermezse ne olacak? Sessizliğini koruyan İlgezdi ile CHP yönetimini açıkça tehdit eden, hatta eşi üzerinden sağa sola haber gönderen Murat Hazinedar aynı terazide mi tartılacak? 

Sokak sokak dolaşan ve CHP'den adaylık bekleyen Mustafa Sarıgül'ün de benzer bir sıkıntısı var. Meclis üyesi ve müteahhit oğluyla birlikte Hayri İnönü'yü tehdit etmekten yargılanıyor Sarıgül. Mahkemede tanıkların verdiği ifadeler yenilir yutulur cinsten değil. Özel Kalem Müdürü Taner Biçel, son duruşmada "odam basıldı, tartaklandım, tehdit edildim" dedi. 

* * *

CHP'nin elinde bulunan 14 ilçede zaman geçtikçe partililer arasındaki huzursuzluk da artıyor. Silivri, Avcılar, Kartal, Kadıköy gibi ilçelerde aday adaylarıyla mevcut belediye başkanları arasında esen soğuk rüzgârlar, partililerin de tepkisini çeker hale geldi.
CHP'liler kızacak ama herkesin konuştuğunu bu sütuna taşımakta bir sakınca yok. CHP'de bir "aday borsası" kurulduğu iddiaları var. Bazı aday adayları ile mevcut başkanlardan, "tazminat havuzu" adı altında bağış istendiği de konuşuluyor. 

Kemal Bey, her hafta Ankara'ya koşan mevcut belediye başkanlarıyla birebir görüşerek gerçeği net bir şekilde ortaya çıkarabilirler. 
Adayların gecikmesinin, CHP'nin gönüllü neferlerinde bıkkınlığa ve enerji boşalmasına yolaçtığını yazmıştım daha önce. Bu durum İBB adayı Ekrem İmamoğlu'nun gittiği ilçelerde karşısına çıkan en büyük sorunlardan biri haline geldi.
İmamoğlu, sosyal medya desteğiyle kendisini tanıtmaya çalışıyor ama CHP teşkilatlarından ve gönüldaşlarından yeterli desteği gördüğünü söylemek mümkün değil. 

* * *

Bu arada, bir hususu daha atlamamak lazım. Özellikle İstanbul ve İzmir'de çok ince hesaplar yapılıyor. CHP'de olağanüstü kongre için imza veren delegeler tek tek kayıt altına alınmıştı. O delegelere yakın duran aday adayları, yarışa 5 adım geriden başladı. Çünkü, 1 Nisan'dan sonra CHP'de gündemin yeniden "olağanüstü kurultay" ve "değişim hareketi" olacağını herkes biliyor.
Kemal Bey ve yakın çalışma ekibi, bir yandan partiyi elinde tutmak istiyor, diğer yandan mevcut belediyeleri yeniden kazanmak. Bunun ötesinde, "bıçak sırtı" denilen yerlerde de seçimi kazanarak 1 Nisan'a rahatlamış bir şekilde girmek gibi bir hedef var. 
Aynı zamanda Gül ve ekibi ile 24 Haziran öncesinde başlatılan "istişareler" de sessizce yürütülüyor. Baykal'ın da fikri alınıyor. İstanbul'un bazı ilçelerde seçimin kaderini belirleyecek HDP oyları için de hesaplar var...

Kemal Bey'in yapması gereken o kadar çok hesap, kurması gereken o kadar çok denge var ki en yakınında olan bitenden dahi haberinin olmaması doğal. 

Söğütözü'nde yapılan hesapların hiç birisinin sokakta karşılığı yok, böyle biline...