Koronavirüs nedeniyle özellikle Bilim Kurulu üyelerinin kafası biraz karıştı. Düne kadar “4 bin-4 bin 500’de pik yapacak” diyen üyelerden bazıları 10 binli rakamları görünce halka nasıl bilgi vereceğini, bu saatten sonra nasıl ikna edeceğini şaşırdı. Elbette biz bilim insanlarının yalancısıyız. Ne söylerlerse inanmak durumundayız ama MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bile “Ağzı olan konuşuyor. Bilim Kurulu’ndan bir tane sözcü çıksın kimsenin kafasını karıştırmasın” dediğine göre haksız sayılmayız.

Bilim Kurulu üyelerinin kafası karışık

Elbette onlar da hazırlıksız yakalandı. Daha önce tanımadıkları ve anlaşılan sonuçlarını da öngöremedikleri bir durumla karşı karşıya kaldılar. Canla başla çalışıyorlar eyvallah. Ama bu Bilim Kurulu üyelerine özel bir durum değil. Devlet ve üniversite hastanelerinden çalışan temizlik işçisinden profuna kadar tüm sağlık çalışanları aynı durumda. Hatta Bilim Kurulu üyelerinin birçoğunun yoğun bakım ya da acil servislerine girmediğini bile düşünüyorum. Sonuçta Bilim Kurulu üyeleri… Hastanelerden gelen bilgileri toplayıp, halkla paylaşıyorlar. TV’lere çıkıp insanları bilgilendiriyorlar.

Sağlıkçılara haksızlık etmeyin

Yalnız gözden kaçan başka çalışanlar da var ki… Onların işleri de ağır… Belediyede çalışan temizlik işçileri, paket yiyecek servisi yapanlar, kuryeler hatta çağrı merkezlerinde çalışanlar… En az sağlıkçılar kadar steril olmayan yerlerde çalışıyorlar ve en az onlar kadar virüsle muhatap olacak şekilde koşturuyorlar. Tabii ki onların evden çalışmasına imkan ve ihtimal görünmüyor. Nedenini çalıştıranlara sokmak lazım. Ama yiyecek paket servisi yapanların “Hastaneye servis yapamayız. Hatta kapıdan bile bırakamayız” demeleri Koronavirüs için çalışanlara karşı saygısızlık olmuyor mu? Sağlıkçılar hayat kurtarmak için canla başla, gece-gündüz demeden çalışıyor. Bu arada sağlıkçılara şiddet uygulayanlar acaba bu durumu görüyor mu? Görüyorsa bir kez daha düşünsün ve yaptıklarından tekrar tekrar utansın.

Kartlar yeniden karılacak

Çağrı merkezlerinde çalışanların durumu da hiç iç açıcı değil. Daha geçen hafta “Bin kişi aynı yerde çalışıyoruz” diye twett atan çağrı merkezi çalışanı işten kovulmadı mı? Üstelik global bir firma çalışanıydı. Demek ki süper devlet olmayınca markaların umurunda olmuyor insan sağlığı ya da işsizliği… Ekonomistler bildiklerini unutmuş, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı görüşünde. İşsizlik, kriz, yoksulluk, bu salgından sonra tavan yapacak, işsizlik artık ordular halinde hissedilecek… Bu benim değil tuğla gibi kitaplar okuyup ekonomist olanların görüşü… Ancak görünen köy de kılavuz istemiyor elbette. Dünya yeni bir döneme girecek, tüm devletler yeniden inşaa edilecek görünen şimdilik o. Yani her olağanüstü durumdan sonra “bilirkişilerin, komplo teorisyenlerinin, siyasetçilerin, muhaliflerin vs.” söylediği gibi “Kartlar yeniden karılacak.” Umarım kriz insanlığın lehine atlatılır. Bakalım neler olacak göreceğiz…