Bugün yeni yılda edindiğim bir kaç kitaptan söz edeceğim. Ama öncelik Celile Nezahat Çelikel’in “Sessiz Yıllar” adlı romanı olacak. Bu kitapta çok saydığım ve sevdiğim bir ailenin yürek mührü var. 

Kitabın kapağında bir kalp motifi bulunuyor.  Kalbin bir yarısında Cumhuriyet Dönemi Hukuk mesleğinin duayen, aksakal hakimi Hüsamettin Çelikel, diğer yarısında hukukçu ve aynı zamanda kitabın yazarı olan Celile Nezahat Çelikel vücut bulmuş. Bu kompozisyon, “Sessiz Yıllar” temasının ipucunu bize gösteriyor. 

Celile Nezahat Çelikel Yugoslav kökenli bir ailenin kızı olarak Trabzon’da doğdu. İlk, orta lise öğrenimini Adana’da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Uzun yıllar avukatlık yaptı. Sivil toplum kuruluşlarında görevler aldı. Etkinliklerini sürdürüyor. Şiir yazmaya lise yıllarında başlamıştı. Sonra şiirle birlikte öykü ve romana yöneldi. Daha önceki romanı “Sisli Yıllar” adını taşıyordu. (Veli Yayınları -2005) Çelikel’in öykü kitabı “Cumbalı Konak”ta, (Veli Yayınları- 2000) okuyanlara nostalji yaşatan otuz beş öykü yer almıştı. İlk şiir kitabı “Naz Çiçekleri”ni rahmetli meslektaşım Turan Bayraktar 1996 yılında yayınlamıştı. 

İkinci Şiir kitabı olan Aşk Tomurcukları ise 2001 yılında şiir severlerle buluşmuştu. Kapağındaki sarı ve kırmızı iki gülün ortasındaki tomurcuğu anımsıyorum. Sanırım bu kitapların hepsi hakkında birer tanıtım yazısı yazdım. Ayrıca Kelkitli Âşık Serdari’den dinlediğim bir uzun havanın sözleri de Celile Nezahat Çelikel’e aitti. 

Gelelim “Sisli Yıllar”ın arkasından gelen “Sessiz Yıllar’a: Özetle, Celile Nezahat Çelikel ile Hüsamettin Çelikel ağabeyimin hayatların bir bölümü kitabın içeriğini oluşturuyor. Bir farkla ki, kadın kahramanın adı Damla, erkeğin adı da Orhan… 
İstanbul’a hukuk öğrenimi için Adana’dan gelen Damla’nın en güzel şanslarından biri Ebru gibi bir arkadaşının olması. Ve tekrarlanan rüyalar: Mutluluğa elini uzattığını sandığı anda “O adamın koltuk altlarından yakalayıp geri geri çekmesi…” 

Ve Tayfun… Gelişmeler, Damla’nın annesini: 

“Yavrum, sen en doğru karan verdin. İnşallah çok mutlu olursun. Tayfun nazik olduğu kadar hassas bir genç. Sana iyi bir eş olacağından eminim. Allah mutlu etsin…” demiş;  Tayfun’u bir an evvel ailesine müjdeli haberi vermek için yalıya koşturmuşken, ne oluyor? 
Yine o rüya… Tayfun'la beraber el ele ufuklara doğru uçarken önlerine bir duvar çıkıyor. Tayfun duvarı delip hızla arkasına geçip onu yalnız bırakıyordu. 
Damla’nın kalbinin tellerine kendinden yaşça büyük Orhan’ın damlaması ve aşk böceğini uyandıran tınlama güzel, temiz, duygulu, bir aşk serüveninin başlangıcı olmuş. Şiir tadında bir anlatımla gelişen olayların arkasından mutlu sona ulaşılıyor: 
İki mutlu sevgilinin nikâh tanıklığını Ebru ile Sinan yapıyor. Tayfun'un annesi nikâha bir sepet çiçek yollayıp yeni evlileri tebrik ederken yazdığı "sen her zaman bizim de kızımızsın, bize hatırasın,” notu, duygulu anlar yaşatıyor.  
Bali adalarında geçen balayının arkasından “Sensiz Yıllar” mutlu vuslatla bitiyor. Sonra?

Sonrasını belli ki, Celile Nezahat Çelikel “Yıllar” serisinin üçüncü kitabı olarak “Mutlu Yıllar”da yazacak. Bekleyeceğiz, göreceğiz.