Alt işverenlik veya diğer adıyla taşeronluk, çalışma hayatımızın ciddi bir parçası. Alt işverenlik adı sabit kalsa da, proje bazlı çalışma, esnaf kurye modeli, çevik çalışma gibi yeni kavramların eklenmesiyle alt işverenliğin içeriği her geçen gün gelişmeye devam ediyor.

Eski zamanların alt işverene bakışını ifade eden temizlik + güvenlik anlayışı, TAV, İGA veya Çelebi’nin hava alanlarında gerçekleştirdiği kapsamlı ve kritik hizmetler anlayışına evriliyor. Her evrimde olduğu gibi öncüller ve uyumlanma kapasitesi yüksek olanlar sistemlerini zamanında adapte ederek bu değişimden yüksek fayda sağlarlarken, başımıza gelince anlarız’cılar ise hala aynı anlayış içerisinde, kaliteli hizmet alabilecekleri alt işveren bulamayacakları günün kapıya dayanmasını bekliyorlar. Alt işverenlik nedir, neden alt işveren ile çalışılır ve alt işverenlik sözleşmesinde olmazsa olmaz’lar konularına önceki yazılarda değinmiştim. Bu yazıda ise alt işverenden verim almak bağlamında alt işverenlik kavramı konusuna odaklanacağız.

Alt işverenlik anlayışı

Ülkemizde yaklaşık olarak 25 yıllık aktif geçmişi olan alt işverenlik kavramı, hala tam olarak anlaşılabilmiş değil. Alt işverenliğin bir okulu, bölümü, eğitimi, meslek odası veya kapsamlı bir hukuki mevzuatı bulunmaması, bu durumun ana sebeplerinden biri. Sektör tümüyle oyuncuların yaşadıklarına ve devletin yaşananlara verdiği tepkilere terk edilmiş durumda. Hal böyle olunca sektörün ve sektöre bağlı oyuncuların gelişimi de son derece kısıtlanıyor. Örneğin; ülkemizde herhangi bir sektördeki en yaşlı firmalar listesini incelediğinizde, geçmişi Cumhuriyet tarihinden geriye giden ve hala aktif olan firmalara rastlamanız mümkün iken, alt işverenlik sektöründe 20 yılını dolduran ve hala aktif olan firma bulmanız mümkün olmuyor. Bu durum, ilişkinin diğer tarafındaki asıl işveren temsilcilerinin, alt işverenlik konusunda kaynak bulmalarına ve tecrübe edinmelerine engel olarak, alt işverenliği temizlik + güvenlik gibi sığ bir anlayışa hapsediyor. Bu bilinmezlik ve kötü tecrübeler evreni öyle bir hal alıyor ki, işverenlerin gözünde alt işverenlik sektörü bir mayın tarlasına, alt işveren seçimi ise kör bir kurşuna dönüşebiliyor. Lakin işin diğer tarafında kapsamlı alt işveren ilişkileri geliştiriliyor ve Türk Hava Yolları gibi dünya devi bir şirketin, havalimanı hizmetlerinin yürütülmesi gibi kapsamlı ve kritik hizmetleri, bir alt işverene devredilerek yüksek verim alınabiliyor.

Alt işverenlik ne değildir?

Bu soruyu cevaplandırabilmek için öncelikle alt işverenlik tanımını kavramsal olarak anlamlandırmak gerekiyor. Nasıl ki bugün medya dendiğinde aklımıza sadece TV + gazete + radyo gelmiyorsa, alt işverenlik dendiğinde de aklımıza 30 sene öncesinin kavramı gelmemeli. Alt işverenler sadece sınırlı işleri yürütebilen ve yapmak istenilmeyen işlerin yapıcıları olarak görülmekten vazgeçilerek, kapsamlı hizmet tedarikçileri sınıfında değerlendirilmeli. Alt işverenlerin şirketin büyümesinde önemli roller alabilecek kritik tedarikçiler olduğu, desteklenerek geliştirilmeleri gerektiği, bu sağlanırsa ciddi verim elde edilerek şirket karlılığına ve verimliliğine direkt etki edebilecek unsurlara dönüşebilecekleri kabul edilmeli. Aksi halde bir tesiste temizlik işleri yapan sıradan bir alt işveren ile TAV, İGA ve Çelebi arasındaki farkı anlamanız mümkün olmayacaktır.

Hangi adımlar izlenmeli

Alt işverenden verim almak için atılması gerek adımlar, yukarıda tarif edildiği gibi, kavramların doğru şekilde ele alınmasıyla başlar. Sonraki adımları ise “Alt işverenlik sistemini anlamak” ve “Alt işverenden nasıl verim alınır” yazılarında ele alacağız.