Bir tabuyu yıkan ve "erkek mesleği" olarak bilinen taksiciliği 30 yıldır sürdüren "Yolların Nebahat Ablas" Nurşen Aşık, "Bugüne kadar hiç korkmadım" diyor. Aşık, UBER'e karşı da mücadele ediyor.

Kadın Kadına köşemin bu haftaki konuğu yolların Nebahat Abla'sı olarak bilinen Taksi Şoförü Nurşen Aşık. Uzun yıllardır erkek işi olarak bilinen bir tabuyu yıkmayı başaran Nurşen Aşık, 30 yıldır direksiyon başında görev yapıyor. Mesleği turizmcilik olan, dış ticaret alanında taşeron firmalara uzun yıllar aracı ile iş yapan Aşık, son 5 yıldır da taksici olarak İstanbul yollarının tozunu atıyor, kendi deyimiyle direksiyon sallıyor. Erkek meslektaşlarının kendisine hiçbir zaman ayrım yapmadığını belirten Aşık, taksisine binen her kişinin ayrı bir hikayesi olduğunu söylüyor. Madde bağımlısından, tükenmişine, zengininden ağlayıp sızlanana kadar herkese akıl veren Aşık, "Kim aracıma bindiyse, asla ayrım yapmadan istediği yere götürdüm ve hiç korkmadım. Bu şehrin insanını seviyorum, neden korkayım" diyerek, diğer taksicilere de cesaret dersi veriyor. Uberciler ile yaşanan krizde de, "Biz, onlara bir nefes kadar yakınız, her anlarında vatandaşın yanında biz vardık, yolların kralı biziz" diyor.

HİÇBİR ZAMAN KORKMADIM

- Öncelikle merak ettiğim ilk soru, hiç korkmadınız mı?

"Hayır, ben hiçbir zaman korkuyu aklıma getirmedim."

- Erkek meslektaşlarınız size tepki gösterdiler mi?

"Bulunduğum çevrede beni bilen bildiği için pek sorun çıkmıyor ancak dışarıda 3 5 tane sivri çıksa da onlarla da baş edebiliyorum. Bu taksi durağında da arkadaşlar ile sıra sıra gidiyoruz. Kimse bana kadın olduğum için sırasını vermiyor ya da sıramı almaya çalışmıyor. Burada, onların mesai arkadaşlarıyım ve bu beni oldukça rahat hissettiriyor. Her iş alanında da kadın ya da erkek olarak değil, sadece insan olarak bakılması taraftarıyım. Bazen özellikle benim taksime binmek isteyen müşteriler oluyor. O zaman da arkadaşlarım anlayışla karşılıyorlar."

ABİ DİYE SESLENENLER OLUYOR

- Aracınıza ilk kez binenler şaşırıyor mu?

"Evet, abi diye seslenenler bile oluyor. Çünkü, bu mesleği sadece erkeklerin yapacaklarına o kadar çok alışmışlar ki. İlk binen herkes önce çok şaşırıyor, helal olsun, vay be diyenler çok sayıda karşıma çıkıyor. Sonra da soru sormaya başlıyorlar, ne zaman oldu, nasıl başladın, korkmuyor musun bu ne cesaret  tarzında gelen sorulara çok alışığım. Beni genç zannedip konuşmaya çalışanlar da çıkıyor, onlara da ben 60 yaşındayım senin kadar torunum var diyorum, birlikte gülüyoruz bu kez."

- Başlarken hiç tereddüt ettiniz mi?

"Hayır, hiç etmedim. Mesleğim zaten şoförlük idi."

- Aracınızın içinde ne gibi güvenlik önlemleri alıyorsunuz?

"Aracın içinde kameralar var ve sürekli kayıt halindeler. Ayrıca, elimin hemen altında acil durumlar için kullanacağım bir panik butonu da mevcut."

SARHOŞLARA, BAĞIMLILARA AKIL VERDİM

- Bize birkaç anınızdan bahseder misiniz?

"Aracıma binip ağlayanlar, moral olarak tükenen insanlar, bazen sarhoşlar hatta madde kullanıcıları bile binebiliyor. Tükenmiş, hayattaki her şeyden vazgeçmiş insanlara moral veriyorum, bir ablaları olarak onları teselli ediyorum. Beni dinledikten sonra teşekkür ediyorlar, bazıları hayata daha sıkı sarılacaklarını söyleyip taksiden iniyorlar. Kendime bunu misyon edindim, onlara akıl verip doğru yolu gösteriyorum."

- Günde kaç kişi aracınıza biniyor?

"En az 25 kişi biniyor, bu da aslında 25 ayrı hikaye anlamına geliyor. Sabahın ilk ışıkları ile mesaim başlıyor."

- İstanbul'da asla gitmem dediğiniz, korktuğunuz bir semt var mı?

"Hayır, İstanbul'un hiçbir semtinden korkmuyorum. Yahu ben bu şehirden para kazanıyorum, bu şehrin insanlarını seviyorum, neden korkayım? Ben Gazi Mahallesi'nde olaylar varken ya da Taksim'de eylemler varken ya da Şişli'nin arka sokaklarında iken her zaman işimi yaptım, hiçbir zaman korkuyu aklıma getirmedim. Mekan ya da insan ayırt etmeden aracıma binen her kişiyi gideceği yere sapasağlam ulaştırdım."

- Taksiciliğin ne gibi zorlukları bulunuyor?

"Kesinlikle çok pahalı bir iş, her şeye zam geldi. Diğer önemli sorunumuz da trafik."

VATANDAŞA NEFESİ KADAR YAKINIZ

- Bir dönem oldukça gündem olan, Taksici-Uberci krizi ile ilgili neler düşünüyorsunuz? Uber'ciler ile aranız nasıl?

"Onlar çalıştıkça haset olmasak da kesinlikle demoralize oluyoruz. O araçlar ile bizim taksilerin rekabet edebilmesi zaten mümkün değil. Uberciler bizden ucuza çalışamaz ya da kampanyalar yapıp haksız rekabete neden olamaz. İnsanlar kendilerini özel hissetmek için onları tercih ediyor.  Uber araçları, turizm menşeli hizmet verebilecek araçlar. Ben buradan vatandaşlara seslenmek istiyorum. Biz Türk esnafıyız, menşeimiz Türkiye. Vatandaşlara nefesleri kadar yakınız. Onların yıllardır en mutlu ya da en üzgün anlarında biz vardık. Yabancı unsurlara kanmasınlar, o araçlar birkaç yıl sonra iş yapamaz hale gelecekler, hepsi düşük fiyatla yolcu taşıdığı için bozulacak ama bizler her zaman yollarda olacağız, yolların kralı biziz."

- Taksicilerin uberciler ile kavgalarına dair neler söylemek istersiniz?

"Bu tarz olayları genellememek gerektiğini düşünüyorum, kurunun yanında yaş yanıyor. İçimizdeki kötüleri ayıklayabiliriz. Bu sektörde binlerce insan ekmek yiyor, çocuk okutuyor. İnsanlarımız taksici esnafını hakir görmesin çok rica ediyorum."

ŞİDDETİN TEMELİNDE AYRIMCILIK YATIYOR

- Ülkemizin kanayan yarası kadına yönelik şiddete dair, neler söylemek istersiniz?

"Şiddetin çözümü eğitimden geçiyor. Aile altyapısı da çok önemli. Aynı zamanda okulların karma bir şekilde devam ettirilmesi gerekiyor. Çocuklar eğer bir arada büyürlerse karşı cinse saygılı olmayı öğrenirler ve empati kurabilirler. Şiddetin diğer bir kaynağı da ayrımcılık. Ebeveynler, kız ve erkek çocuklar arasında asla ayrım yapmamalı."