Kan bağışında, bağış yapan kişinin daha sağlıklı bir yaşam sürmesi için önemli faydalar sağladığına dikkat çeken Altınbaş Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğr. Gör. Özlem Demir, kan bağışı ile kişilerin doku, organ ve sistemlerinde bir yenilenmenin yaşandığını belirtti. Kan bağışlayacak kişinin 18-65 yaş grubunda olup en az 50 kilogram olması gerektiğini söyleyen Demir, “Bir seferde en fazla yarım litre, yani sahip olunan kanın yüzde 8 ila yüzde 9’u verilebilir. Erkekler üç ayda bir, kadınlar ise dört ayda bir kan bağışında bulunabilir. Gönüllüler, 'www.kanver.org' sitesi veya 168 çağrı merkezi üzerinden randevu alarak günlük ortalama 350 noktada kan ve plazma bağışlayabilir” dedi.

Kan verme işleminden önce, parmaktan alınan kan ile kan grubu ve hemoglobin miktarının kontrol edildiğini ve tansiyonun ölçülüp değerlerin normal aralıklarda olması durumunda bağış alındığını ifade eden Demir, “Alınan kanların tutulduğu kan torbaları, tek kullanımlık olduğu için herhangi bir kontaminasyon riski bulunmaz. Kan bağışının, kilo aldırma, zayıflık, bağımlılık, alerjik reaksiyon veya halsiz bırakma gibi yan etkileri de olmaz. Bu durumlar göz önüne alındığında toplumsal dayanışmanın her zamankinden önemli olduğu bu pandemi günlerinde 10-15 dakika ayrılarak kan bağışı yapılabilir. Yeterli sıvı alımı ile 72 saatten daha kısa sürede kan volümü normal düzeyine ulaşan bağışçı, günlük yaşamına dönebilir” diye konuştu.