Dünya tarihinin en önemli şehirlerinden biri olan İstanbul'da, ticaret, kültür, sanat ve eğlencenin kalbi sayılan tarihi adıyla Pera, şimdiki adıyla Beyoğlu tepeden tırnağa dönüşüyor. Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Beyoğlu'ndaki kentsel dönüşümü ve kültür sanatla ilgili düşüncelerini anlattı. Başkan Demircan'la, İstanbul Gazetesi adına, İstanbul Aydın Üniversitesi Haber Ajansı'ndan Sema Sayar konuştu. Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, çarpık kentleşmeden kaynaklanan sorunları çözüp, doğan ihtiyaçlara dönük yenilikleri kentsel dönüşümle ilçeye getirdiklerini anlattı.

Demircan, sorularımızı şöyle cevaplandırdı:

-Kentsel dönüşümle ilgili hangi aşamadasınız?

Türkiye'de Kentsel dönüşüm dendiğinde iki şey anlaşılıyor. Bunlardan birincisi çarpık yapılaşma; gecekondu muhitlerindeki imar planlarındaki düzensizlik. Yeşil alanlar, okullar, hastaneler gibi gerekli planlamalar yapılmaksızın gelişigüzel inşa edilen gecekonduların yıllar sonra apartmanlara dönüştüğü yapılaşmalara çarpık yapılaşma diyoruz. Bu çarpık yapılaşmaların bir diğer problemi ise genellikle depreme dayanıklılıklarının çok düşük olması. Bu binaların depreme dayanıklı hâle getirilip ömürlerinin uzatılması ve gerekli planlamalar yaparak yeniden imar ve inşa işlemlerine kentsel dönüşüm diyoruz.

GÜZEL ÖRNEKLERİMİZ VAR 

Kentsel dönüşüm faaliyetlerinin en güzel örnekleri bizde Okmeydanı'dır, Örnektepe'dir, Tarlabaşı'dır. Bir de imarlı yerler var. Bu bölgelerde geçmişte planlar yapılmış; donatılar olmuş; fakat binalar depreme dayanıklı hâle getirilmemiş. Bu binaların yıkılıp yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Bu da bu işin bir diğer ayağını oluşturuyor. Tüm bunlar bize, Beyoğlu'nda çarpık yapılaşmanın olduğu yerlerde inşa faaliyetlerinin sürdüğünü gösteriyor. Bu nerede biter? Bu projeler asla tamamlanmaz. İnsanoğlu yeryüzünde var olduğu sürece, teknoloji geliştiği sürece ve eskiyen olduğu sürece yenilenme de kaçınılmaz bir gerçek olarak hep var olacaktır.

DÖNÜŞÜM HEP OLACAK 

Bir çarpık kentleşmeden kaynaklanan yenilenme var, bir de teknolojinin bize dayattığı gelişmelerden kaynaklı yenilikler var. Her ikisinin de hayatın doğal akışında yeri var. Bugün otoparklara ihtiyaç var, yarın belki de akıllı arabalar çıkacak, otoparka ihtiyaç olmayacak. Bundan yüz sene evvel araba yoktu. Beyoğlu'nun sokakları insanların yürümesine uygun olarak planlandığı için insanların gözüne dar gelmiyordu. Mağazacılıkta yeni bir dönem başladı; belki de bir gün gelecek mağazalara gitmeyeceğiz, her şeyi sipariş yoluyla halledeceğiz. Her teknolojik gelişme hayatı değiştiriyor, dönüştürüyor. Çok bilinen bir söz vardır; bu durumu çok veciz bir şekilde izah eden "Hayatta değişmeyen tek şey değişimdir" diye. Eğer değişim mutlaksa kentsel dönüşüm de mutlaktır ve ebediyen var olacaktır.

'BÜTÜN EŞYALAR BÜYÜYÜNCE TARLABAŞI EVLERİ KÜÇÜK KALDI' 

- Tarlabaşı'na değinecek olursak, semtle ilgili planlarınız nelerdir?

Geçmişte, sanayi devrimi yokken el işiyle yapılan işler vardı. Giydiğimiz ayakkabı, giydiğimiz kazak, oturduğumuz koltuk el emeğiyle olan şeylerdi. Endüstri devrimiyle her şey büyüdü. Masalar büyüdü, kanepeler büyüdü, evler ve sokaklar da büyüdü ve değişti. Dolayısıyla eskiden 25 metrekare yapılan evler şimdi daha büyük alanlara yapılmaya başlandı. Kentsel dönüşümün sebeplerinin altında Tarlabaşı'ndaki küçük parselli binaların bugüne hitap etmemesi yatıyor. Biz de Tarlabaş'ını tekrar canlandırmak; eski ihtişamına kavuşturmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bir taraftan kentsel dönüşüm devam ederken, bir taraftan da sokaklardaki alt ve üst yapının yenilenmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tarlabaşı'nda her şey çok güzel olacak.

- Kentsel dönüşüm aşamasında karşılaştığınız sıkıntılar mutlaka vardır. Bununla ilgili gerekli desteği görebiliyor musunuz?

Hükümetimiz ve Büyükşehir Belediyemiz kentsel dönüşüme destek anlamında daha cüretkar, daha özverili ve finans desteği verebilecek pozisyonlara gelmeye başladı. Bu da sevindirici.

- İstiklal Caddesi son hâline gelmeden önce sancılı bir dönemden geçti. O dönem nasıl işledi?

Dönüşüm sancılıdır. İşin sahipleri ihtiyacı görürler, anlatırlar ve arkasında dururlar. Nihayetinde ise tüm şehir kazanır. Eğer korkarsanız, her tepkide geri adım atarsanız tüm şehir kaybeder. Bu Emek Sineması'nda da İstiklal'de de, Taksim Meydanı'nda da böyle oldu. Sonuçta hepsi bitti, hepsinden de herkes memnun. Hayat böyle bir şey, onun için iş yapmak cesaret ister, kararlılık ister, dik durmak ister, eğer bunlar yoksa iş de olmaz. Biz de dik durduk, kararlılığımızı ortaya koyduk ve başardık.

- Taksim Meydanı'na yapılan camiyi soracak olursak...

Cami o bölgede büyük bir ihtiyaçtı. Hemen yanı başında kilise varken orada ihtiyacı karşılamayan bir mescit Taksim'in ayıbıydı. Yıllarca düşünüldü, tartışıldı, ihtiyaç olduğunu da herkes biliyordu. İyi bir mimariyle, iyi bir çözüm getirildi. Caminin yapımı süratle devam ediyor. Caminin alt katına da İslam Felsefesi-İslami Güzel Sanatlar Merkezi açmayı düşünüyoruz. Böylelikle hem ibadethane hem de kültür merkezi olarak hizmet verecek. Beyoğlu'nun eksik kalan tarafını bu anlamda tamamlamış olacağız. Caminin yapımı 2019 yılında şekillenmiş olacak.

'SMART BEYOĞLU İLE BÜTÜN İŞLER HIZLANDI'

- Yeni nesil belediyecilik hakkında ne düşünüyorsunuz?

Şehirleri yürüten akılların yani belediyelerin insanlarla olan ilişkileri dijitalize edilmelidir. Ulaşılabilirliğin Twitter'da Facebook'ta olduğu gibi karşılık bulabilmesi, bu ilişkilerin de bir yerde takip ediliyor olması ve işlerin hızlandırılması... İşte yeni nesil belediyecilik budur. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz. Bunun adına da 'Smart Beyoğlu' diyoruz. (Smart Beyoğlu, akıllı telefonlara indirilebilen, Beyoğlu Belediyesi'nin sunduğu bir uygulama)

- Kültür Sanat anlamında neler yapıyorsunuz?

Kültür ve sanat çok geniş iki kavram. Kültür, ruh dünyamızda inşa ettiğimiz her şey; şiir, edebiyat, sinema, tiyatro, mimari... Bunlar eğitimle beraber burada inşa oluyor, daha sonra ete kemiğe bürünüp güzel sanatlar olarak ortaya çıkıyor.
Beyoğlu, her daim kültür ve sanatın merkezi olmuştur. Sadece etkinlikler bazında değil; birçok farklı alanda rüştünü ve bu konudaki başarısını ispatlamıştır. Yaptırdığımız dönüşümlerle ortaya koyduğumuz mimarî estetik, geniş kapsamlı kültür-sanat etkinlikleri, sanatçılarımıza verdiğimiz destek, sahne sanatlarına sunduğumuz imkânlar, çocuklarla birlikte yürüttüğümüz eğitim programları... Kültürün ve sanatı, her vatandaş için her alanda yaşanılabilir bir hizmet olarak sunuyoruz. Bununla da kalmıyor yükselen yaşam standartlarımıza kültürel ve sanatsal yaklaşımlarla yön veriyoruz. Tüm bunların yanı sıra çocukların kültür hayatının içerisinde hak ettikleri yeri almalarını önemsiyoruz. Bir diğer önceliğimiz ise sanatın varlığını sürdürebilmesi için sanatçılara hak ettikleri gerekli destekleri azamî düzeyde sunmak. Bir mimara işini yapma desteği, bir ressama yaptığını sergileme desteği veya bir etkinlikte onları ağırlama desteği veriyoruz. Bu kapsamdaki hizmetlerimizin yelpazesi ziyadesiyle geniş. Beyoğlu'nun kendisi tarihtir, kendisi bizatihi bir sanat eseridir, ürettiğimiz bütün faaliyetleri bu kapsamda ele alıyoruz. 

'BEYOĞLU FARKLILIKLARI BİR ARADA TUTUYOR'

- Beyoğlu'na dünyada nasıl bir misyon biçmek istiyorsunuz?

Beyoğlu çok iddialı ve kozmopolitik bir yer. Farklılıkları bir arada tutar. Bizim etkinliklerimize müftümüz, hahambaşı, patrikler ve toplumun her kesiminden temsilciler katılır. Bizatihi bu tablo dünyanın hasret kaldığı bir tablo. Bu konuda dünyada lideriz, herkes bizim gibi olsa sorunlar da olmaz. Eğer dünya bu birlikteliği kabullenebilse bence ortada herhangi bir problem kalmaz. Ecdadımız bunu başarmış. Beyoğlu bu konuda bir zirvedir. Beyoğlu'nun bizlere bıraktığı en büyük emanet de budur.

- Siz bir vatandaş olarak Beyoğlu'nda en çok nerelerde vakit geçirmeyi seviyorsunuz?

Ben yaptığım işleri takip etmekten hoşlanırım. Nerede bir iş varsa hemen oraya giderim ama İstiklal'in ayrı bir büyüsü var. Burası dünyanın dışına atılmış bir adım, bir zaman makinası gibi. Bu duyguyu seviyorum, benim için vazgeçilmez bir his. Diğer yandan doğduğum, büyüdüğüm Kasımpaşa'nın bende yeri ayrıdır. Genel hatlarıyla baktığımız zaman Beyoğlu bütünüyle güzel bir ahenktir, armonidir. Her köşesi bir başka güzeldir.  

Sema SAYAR (İAHA)