Osmanlının ilk Türk gazetesi Takvim-i Vekayi'den itibaren günümüze kadar birçok gazete nüshasının büyük bir özenle saklandığı Atatürk Kitaplığı'nda, tarihi belge niteliği taşıyan gazete nüshalarının ziyaretçiler tarafından tahrip edildiği ortaya çıktı. Özellikle üniversite öğrencileri, araştırmacılar ve tarih meraklıları için kaynak niteliği taşıyan gazetelerin orijinal nüshalarının jilet, makas ve maket bıçakları ile kesilerek alındığı belirlendi. Atatürk Kitaplığı ziyaretçilerine gazete nüshalarını fotokopi çekme ya da dijitalini alma imkanları sunuyor. Ancak bazı ziyaretçiler tarafından bu tarihi belge niteliği taşıyan gazetelerin orijinallerine zarar veriliyor. Gazeteler neme, ısıya ve yangına karşı özel depolarda korunuyor ve her gazetenin sayfaları tek tek restore ediliyor. 

Atatürk Kitaplığı gazete arşivleri alanına araştırma yapmak için gelen Güray Erbil, "Bir araştırma çalışmam için bir süredir Atatürk Kitaplığı'na geliyorum. 20 -30 yıl öncesine ait gazetelerin bazı sayfaların koparıldığını, makas ya da kesici aletlerle zarar verildiğini görüyorum. İnsanlar buraya çok eski yıllara ait haberleri araştırmaya geliyor. Ancak buraya gelen ziyaretçiler kendinden önce gelen bencil insanlar yüzünden aradıkları sayfalara ulaşamıyor. Resmen benden sonrası tufan zihniyeti söz konusu. Lütfen insanlar bu şekilde davranmasın. Zaten buraya gelen kişi sayfadaki haberi kesmek üzere hazırlıklı gelmiş oluyor. Yanında ya jilet ya da makas getirmiş oluyor. Bu gazetelerin hepsi tarihe ışık tutuyor. Araştırmacılar için çok önemli. Ziyaretçiler, yanlarında jilet ya da makas getirmek yerine fotoğraf makinesi getirsinler. Kendinden sonra gelecek insanları da düşünerek hareket etsinler" dedi. 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphane ve Müzeler Müdürü Ali Şafak Özdemir, "Sosyal Bilimler alanında çalışma yapan bütün araştırmacıların yolu bir şekilde Atatürk Kitaplığı'na düşüyor. Bu kitaplıkta ortak bir kültüre sahibiz. Burada bizlerin koruduğu eserlerin hepsi ortak tarihimiz. Ancak bazı ziyaretçiler buradaki eserlere bencilce ve hoyratça davranabiliyor. Ziyaretçilerimize fotokopi ve dijital olarak belgelerin kopyalarını verme hizmetini sunuyor olsak da ziyaretçilerin gazete eserlerinin bazı sayfalarını kopardıklarına şahit olduk" diye konuştu. 

Vatandaşlardan eserlere zarar vermemelerini rica eden Özdemir, "Ziyaretçilerimizin gazete nüshalarını koparmalarını gerektirecek hiçbir gerçekçe yok. Ziyaretçilerimizin cep telefonuyla görüntü almalarına bile izin veriyoruz. Bu gazeteler bu eserler bizim ortak mirasımız. Kesinlikle korunmalılar. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Ziyaretçilerden aynı duyarlılığı bekliyoruz" dedi. 

Ali Şafak Özdemir, "Yırtılan ya da koparılan sayfalar bazen bir ölüm ilanı oluyor, bazen ise adli bir vaka oluyor. Aslında sizin için çok kıymetli olan ve çok kolay bir şekilde erişebileceğiz gazete nüshası, sizden önce gelen bir ziyaretçi tarafından koparılmış oluyor. Ziyaretçilerin bu eserleri inceledikleri salonda sabit personellerimiz var. Ancak bu personeller güvenlik görevlileri gibi değil, ziyaretçilere hizmet etmek için orada bulunuyor. Bir araştırmacının başında personel bekletmiyoruz. Bu durumun araştırmacı için bir huzursuzluk kaynağı olduğunu düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

Gazete nüshalarının bir başka kopyalarının olmadığını söyleyen Özdemir, "Bir kullanıcının hoyratça davranışı bir sonraki bilimadamını zora sokuyor. Biz bu eserleri ancak dijitalleştirerek saklamaya çalışıyoruz. Bugün 1920 yılına ait bir gazetenin kopyasına ulaşabilmek büyük bir konfor. Ama ziyaretçilerimizin bu hoyratça davranışları devam edecek olursa, bizler istemeye istemeye bu kopyaları ziyaretçilere sunmama yönünde karar alıyor olacağız" dedi.  Bütün arşivi dijitalleştirme yönünde çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Özdemir, "Gazete ve dergi gibi eserlerin saklandığı depoya herkesi almamız mümkün değil. Bu depoyu özellikle yangın, nem ve ısı gibi unsurlardan korumaya çalışıyoruz. Bu depoda çok kıymetli eserler var. Bu eserlerin hepsinin büyük bir özenle korunması gerekiyor. Bu koruma sırasında bizim için nem dengesi çok önemli. Çünkü kağıt yaşayan bir materyal ve zamana yenik düşüyor" diye konuştu.