1. Dünya Savaşı'nın en zorlu günlerinde emrindeki Kafkas İslâm Ordusu ile Bakü'yü işgal kuvvetlerinden kurtaran ve Azerbaycan'ın bir Türk Cumhuriyeti olarak kalmasını sağlayan Nuri Paşa ile diğer şehitlerin mezarı yıllar sonra bulundu ve Fatiha'ya kavuştu. Nuri Paşa'yı, kuzeni ve Enver Paşa'nın torunu Arzu Enver Eroğan ile konuştuk.

Milletler,  tarihlerinde toplumları adına, devletleri ve insanlık adına, kendi sahalarında, büyük başarılara imza atan, geleceğe eserler bırakan, yazar, şair, alim, sanatkar, ilim adamı, devlet adamı ve komutanları ile eserleri ve hatıralarına vefa gösterdikleri ve yaşattıkları müddetçe var olurlar, geçmişleri ile bağ kurarlar, vefa yaşar ise millet yaşar.  Maalesef uzun zamandan beridir, özgüven eksikliğinden şikayet eder durur olduk. Ama nedenleri ve çözüm önerileri hakkında ise çok fazla ortaya koyabildiğimiz bir öneri ve reçete olmadı. Olsa da çok fazla kıymeti olmadı. Neden özgüven ve vefa? Eğer bir millet, yeni başarılara, yeni icadlara, yeni eser ve zaferlere imza atamıyor ise ve bu millet fertleri tarihlerinde yaşanmış olan ve belgeler ile de tespit edilmiş olan, başarı ve zaferlerinden de haberdar değil ve ya haberdar da edilmiyor ise, o millet fertleri ve gençlik, kimi, neyi ve nasıl örnek alacak ki? Geçtiğimiz hafta, bu anlamda ihmal edilmiş, vefa gösterilmemiş, çok önemli asker ve müteşebbis şahsiyete bir vefa ve kadirşinaslık örneği gösterildi ki; Hem de bu şahsiyet bir kardeş devletin, bu gün varlığının en büyük sebebi ve yok edilmek istenilen yerli silah sanayimizin çilekeşi, idealist bir şahsiyet ki; O Nuri Paşa (Kiiligil)'dır. 67 yıl sonra, kayıp mezarı bulunması, mütevazi ve gönül insanlarının gayretleri ile harab haldeki mezarlığın, şehitlik haline getirilmesi ve Türkiye ve Azerbaycan bayraklarının dalgalandırılması ve Nuri Paşa ile şehitlerimizin ruhuna Fatiha yazılan bir abidenin vücuda getirilmesi, o kadar önemlidir kİ!... İşte bu hafta bu önemli hadise ve bu adı unutulmuş ya da unutturulmak istenilmiş ama Azerbaycan'da hizmetleri ile adı yadedilen Nuri Paşa'nın kuzeni, yani Enver Paşa'nın torunu Arzu Enver Eroğan ile Nuri Paşa ve hizmetleri hakkında konuştuk. Arzu Enver Eroğan bizimle duygu ve düşüncelerini paylaştı....

Komutan ve müteşebbis işadamı Nuri Paşa (Killigil) kimdir ve onu önemli kılan unsurlar nelerdir?



Naciye Sultan, Padişah Abdülmecid'in oğullarından Şehzade Selim Süleyman Efendinin tek kızıdır. İki erkek kardeşi Şehzade Abdülhalim ve Şerafeddin Efendilerdir. Annesi Ayşe Tarziter hanımefendidir. Osmanlı Padişahları  V. Murad, Abdülhamid, Reşad ve Vahdeddin amcalarıdır. Veliaht Şehzade Selim Süleyman Efendi, erken vefat ettiği için, yerine Vahdeddin tahta geçmiştir. Enver Paşa ile Naciye Sultan'ın, 3 evladı vardır. Yaş sırası ile Mahpeyker Hanımsultan, Türkan Hanımsultan ve babam Beyzade Ali Enver. Babam ve iki halam ve Hümeyra Hanımsultan, çıkarılan bir kanun ile Türkiye'ye dönmüşlerdir. Fakat babaannem yurtdışında kalmak zorundadır. Babam ve halalarıma Nuri Paşa (Killigil) babalık etmiştir. Ona çok büyük sevgileri ve hürmetleri vardır. Onlara kol kanat gerip, hepsinin ailelerine layık, ahlaklı iyi okumuş ve yetişmiş bireyler olmalarını sağlamıştır. Nuri Paşa da, aynen ağabeyi Enver Paşa gibi, bu vatanın bağrından çıkan Kahraman şahsiyetlerdendir. İyi ahlakı ve ailesine düşkünlüğü, vatanseverliği kadar öne çıkar. Vatanı için son nefesine kadar çalışmıştır ve şehid olmuştur.

BUGÜN, KARDEŞ AZERBAYCAN'I, NURİ PAŞA VE ŞEHİTLERİMİZE BORÇLUYUZ

Osmanlı'nın son zaferi ve Bakü'yü, Sovyet-Rus ve Ermeni işgalinden kurtarılmasında Nuri Paşa'nın, rolü ve önemi nedir?

Nuri Paşa'nın başında olduğu Kafkas İslam Ordu'su, 1. Dünya Savaşı'nın en zorlu günlerinde, Bakü'yü kurtarmaya gönderilmiştir. Ve imkansızlıklar içinde kazanılan Zafer'ler ile Azerbaycan bağımsızlığına kavuşmuştur. Fakat tabii müttefikler ile birlikte kaybedilmiş Cihan Harbi sonu ve Mondros Ateşkes antlaşması arifesinde, olağanüstü gayret ile oluşturulan ve komutası altında olan Kafkas İslam Ordusu ile birlikte Azerbaycan'ı, çetin çarpışmalar neticesi Sovyet-Rus ve Ermeni işgalinden kurtarıp, İngiliz Birliklerini de, ülke dışına çıkartması neticesi, bağımsız Türk Cumhuriyeti olan Azerbaycan bayrağında, ay yıldız hala yer alıyorsa ve Anadolu Türklüğü ile Azerbaycan Türklüğü arasındaki sağlam köprü, hala bozulmadı ise, bunu Osmanlı'nın son zaferini bizlere armağan etmiş olan, Nuri Paşa merhuma borçluyuz.

67 yıl sonra, Nuri Paşa'nın mezarının bulunması ve şehitlik olarak düzenlenmesi, sizin için ne ifade ediyor?



Fabrikasının havaya uçurulması, 'Türkiye'nin 11 Eylül'ü' olarak adlandırılan ve hâlâ da, aydınlatılamamış olan, büyük felaket neticesi vefat eden Nuri Paşa'nın kabri yıllardır aranmasına rağmen bulunamamıştı. Son Olarak araştırmacı yazar Atilla Oral vasıtası ile yeri tespit edilebildi. Gayet mütevazı ve sessiz  bir şekilde, kabristanın onarımı dahil, herşeyi tamamladıktan sonra, Oral ve Ramazan Minder, gelip Zeki Yılmaz'dan, aldıkları destek ile imar edip, bugünkü haline getirdikleri kabristan hususunda, bizleri bilgilendirdiler. Bu kabristanın onarılması ve halka açılması bizleri aile olarak çok sevindirdi. Rikkatli insanların desteği ve çabaları, bunu mümkün kıldı. Kendilerine müteşekkiriz. En önemlisi, Nuri Paşa gibi tarihten izleri silinmiş (!) vatan evladı kahramanların ve zaferlerinin yok edildikleri (!) tarih sayfalarında, şanlı yerlerini almalarıdır. Bu gibi kahramanların bütün imkansızlıklara rağmen, kazandırdıkları zaferler bugün milletimizin, geçmekte olduğu zor süreçte çok kıymetli örneklerdir. Bakınız bunca yıl sonra, Kardeş Azerbaycan'dan gelen vefakâr kardeşlerimiz ve Türkiye' Romanya, Bulgaristan, Makedonya'dan ve farlı şehirlerden, şehitliğin açılışına gelinmesi, bizim kardeşliğimizin, birliğimizin, göstergesi ve teminatıdır.

KAHRAMANLAR VE BAŞARILARI, HATIRLATILDIKÇA, ÖZ GÜVEN KAZANABİLİRİZ

 Nuri Paşa'nın hayatı ve mücadelelerini, bu gün ve gelecek nesillerimiz adına, nasıl bir göz ile bakmalıyız?

Uzun yıllardır süren mücadelelere ve büyük dirence rağmen, kaybedilmiş Rumeli'nin ki, malumunuz o dönemler Anavatan'ın kalbi olarak telakki ediliyordu. Toplumumuzda meydana getirdiği, travmanın atlatılması, ancak yeni yeni gerçekleşebilmektedir.

Dolayısıyla Yunan Harbi ve başlatılan Milli Mücadele'ye büyük katkılarından dolayı da, Büyük Millet Meclisi tarafından, İstiklal madalyasına layık görülen Nuri Paşa ve neslinin hiçbir istisnaya tabi tutulmaksızın, objektif tarih bilgilendirilmesi neticesi bilinmesi ve tanınması, nesillerimizin zaten köklerinde olan özgüvene, tekrar kavuşarak, başarılarını ve milletimizin layık olduğu, mükemmel özgüvene, tekrar kavuşarak, milletimizin layık olduğu mükemmel geleceği daha iyi inşaa edebilmelerini temin edecektir. Ruhuna Fatihalar gönderdiğimiz Enver Paşa, Nuri Paşa ve ailelerinin yanı sıra, ceddim Fatih Sultan Mehmet tarafından, bizlere armağan bu topraklarda,  vatan ve millet ve din için, şehid düşen ve maalasef hala da düşmekte olan, muhterem şehitlerimizin hatıraları önünde, hürmet ile eğiliyor ve kendileri için rahmetler niyaz ediyorum .

BİRLİK VE KARDEŞLİK RUHUNUN BİR SİMGESİ

Ganire Paşayeva

(Azerbaycan Milletvekili)



Nuri Paşa, 18'inci yüzyılda, insanların birlik ve beraberlik ruhunu, insanların daha çok kazanması için çalışan, insanlardan önemli bir şahsiyettir. Bizim dedelerimiz, birlik ve beraberlik içinde oldukları zaman, Çanakkale'de olduğu gibi, biz galip geldik. Birlik ve beraberlik içinde oldular, Bakü'yü kurtardılar. Biz ne zaman birlik ve beraberlik içinde olursak, düşmanlar bizim üzerimizde oyunlar oynayamazlar. Bizim üzerimizde yapmak istedikleri, oyunları da bozarız. Zafer de bizim olur. Nuri Paşa'ya yakışır bir şekilde, Azerbaycan ve Türkiye bayraklarının dalgalandığı bir şehitlik yapılması, çok önemlidir. Nuri Paşa da, aziz Türk Milletinin, bu iki kardeş devletinin, bayraklarının dalgalanmasını her zaman isterdi. Onun düşüncelerinin ve fikirlerinin yaşatılması, çok önemlidir. İnşallah dünya oldukça, bayraklarımız burada ve heryerde ve her zaman , beraber dalgalanır ve dosta da, düşmana da mesaj olur.

BAKÜ'YÜ KURTARAN KOMUTAN, NURİ PAŞA (KİLLİGİL)

Nuri Killigil (1890-1949), Şehit Enver Paşa'nın kardeşidir. 1890'da Manastır'da doğan Nuri Bey, henüz Teğmen rütbesindeyken 1911- 1912 Trablusgarp Savaşı'na katıldı. I. Dünya Savaşı'nda Kuzey Afrika'da bulunan Osmanlı Ordusu'nun en üst düzey kumandanı olarak görev yaptı.

1. Dünya Savaşı sonuna doğru Rus ve Ermeni çetelerin katliamına uğrayan, Azerbaycan Türklerini kurtarmakla görevlendirildi. 15 Eylül 1918'de Kumandasındaki Kafkas İslâm Ordusu ile Bakü'yü işgalden kurtardı.

Nuri Paşa'nın Kurtuluş Savaşı'nda önemli hizmetleri vardı. Kâzım Karabekir Paşa kumandasındaki Türk ordusunun, Ermenilerle yaptığı savaşta, birlikleriyle ordumuzu destekledi. Doğu Cephesi'nde, Ermenilere karşı kazanılan zaferde, önemli hissesi olan Nuri Paşa, TBMM tarafından İstiklâl Madalyası'yla onurlandırıldı.

Nuri Paşa, 1923'de, Almanya'da çinicilik eğitimi aldı. 1925'te Kütahya'da, "Kütahya Çini İşleri Türk Anonim Şirketi" ve Kütahya'da bir çini ve seramik fabrikası kurdu.

Zeytinburnu ve Sütlüce'de silâh ve cephane fabrikaları kurdu. 1939-1949 yıllarında İzmir Karaburun'da, cıva madeni işletti. II. Dünya Savaşı'nda Türk ordusu için silâh ve cephane imal etti. Savaştan sonra ABD'nin Türkiye'ye yaptığı Amerikan Askeri Yardımları gereği,  "Türk Savunma Sanayi'nde Özel Sektör" kaderine terk edildi.

Nuri Paşa 1947-1949 yıllarında Arap ordularından siparişler aldı. ABD'nin İsrail siyasetine karşı ,Filistin halkını destekledi. İsrail ile savaşan, Arap mücahitler için silâh ve cephane üretti. 2 Mart 1949 tarihinde, fabrikasında büyük bir infilâk meydana geldi. Nuri Killigil, mühendis ve işçileriyle, on binlerce top ve havan mermisiyle, aynı anda ve hep birlikte yok edildi.

Sabotaj ihtimalleri hiç araştırılmadı ve olayın üstü bilerek örtüldü?. Sabotajın kısa vadedeki hedefi, Nuri Killigil ve fabrikasıydı. Uzun vadedeki amacı ise; "Türk Savunma Sanayii'nde Özel Sektör" adlı endüstri dalının tasfiyesiydi. Yapılan sabotaj, çok önemli bir milli endüstri sektörümüzü? ortadan kaldırdı.

ARZU ENVER EROĞAN KİMDİR?

 Sultan Abdülmecid'in oğullarından Şehzade Selim Süleyman Efendinin tek kızı olan  Naciye Sultan ile Enver Paşa'nın, evliliğinden olan Ali Enver Beyin kızı olan Arzu Hanım,  1955'te Napoli'de doğdu. Babası Ali Enver Bey, bir süre Türk Hava Kuvvetleri'nde pilot olarak görev yaptı. İsmet İnönü zamanında, istifa eder! Daha sonra da, NATO'da görev yapar. Arzu Hanım, babasının  NATO görevi nedeni ile Napoli'de bulunduğu yıllarda doğar. Annesi, dönemin ünlü gazeteci-yazarlarından, milletvekili Abidin Daver'in kızı Perizat Hanımdır. İngiltere ve Avusturya'da tercümanlık eğitimi aldı. Türkiye'ye döndü. İstanbul'da bir alışveriş merkezinde antika mağazası işletiyor.