Seddülbahir Bölgesi’ne beş ayrı noktadan çıkarma yapacaklardı. Belirlenen bu çıkarma noktaları: Morto Koyu (S Koyu), Ertuğrul Koyu (V Koyu), Tekke Koyu (W Koyu), İkiz Koy (X Koyu) ve Pınariçi Koyu’ydu. (Y Plajı) Seddülbahir Bölgesi’ndeki bu beş koydan çıkarma yapıp, bölgenin kilit noktası, ilk hedef Alçıtepe ele geçirilecek, kuzeyde çıkarma yapan Anzak kolordusuyla birlikte Kilitbahir Platosu’na yönelip Türk savunması çökertilecekti.

Bu planın ağırlık merkezini oluşturan noktalar ise Tekke ve Ertuğrul Koyu’ydu. Çıkarmadan günler önce İtilaf kuvvetleri Çanakkale yakınlarındaki adalarda hazırlıklarını tamamlamaya çalışıyorlardı. 23 Nisan günü artarak devam eden bu faaliyetler Türk tarafında da fark edilmişti.

24 Nisan Cumartesi gününü 25 Nisana bağlayan gecenin ilk saatleri oldukça sakin geçti. Gecenin ilerleyen saatlerinde düşman muhripleriyle torpidobotları denizde belirmeye başladı. Işıldaklarla aydınlattıkları noktalara topçu ateşi açtılar. Amaçları bir numaralı çıkarma noktası olarak seçtikleri bu bölgedeki savunmayı yumuşatarak çıkarmaya zemin hazırlamaktı.

Çıkarma için ilk etapta yola çıkarılan kuvvetlerin miktarı elli bindi.  Bu miktar, ilerleyen günlerde 500 bini aşacaktı. Çıkarmada Fransızlar Boğazın Anadolu sahillerine, İngiliz ve Anzaklar Gelibolu kıyılarına çıkacaklardı. 18 Mart'ta istediği sonucu alamayan Müttefik Kuvvetlerin 25 Nisan Kara Çıkarmasındaki hedefleri şunlardı:

Seddülbahir Bölgesi’ndeki beş ayrı noktadan çıkarma yapacaklardı. Yarma hareketiyinden önce Alçıtepe'yi alacak, kuzeyden çıkarma yapan Anzak Birlikleri ile Kilitbahir Platosu'nda birleşip İstanbul'u ele geçireceklerdi.

İtilaf birlikleri Gelibolu’ya çıkarma yapmak amacıyla gece yarısına doğru yola çıkarıldı. 25 Nisan 1915 Pazar gününe henüz girilmişti.  01.00’de Gökçeada ile Gelibolu Yarımadası arasında daha önce hedeflenen yere ulaştılar. Triumph, Majestic ve Bacchante, hedef şaşırtmak üzere boş olarak ilerlerlerken, diğer gemilerdeki birlikler, daha küçük gemi ve çoğunlukla filikalara bindirilerek kıyıya gönderildiler.  Saat 03.00’te ay batmış. Ortalık zifiri karanlık olmuştu. Çıkarmaya başlama emri yarım saat sonra geldi.

Günün ilk ışıklarına kadar, sessizce gemilerden indirilen askerler, kendilerine büyük bir zafer sağlayacaklarını düşündükleri Gelibolu’nun batı ve kuzeybatı yönündeki Arıburnu sahillerine çıkmaya başladılar.

Müttefik askerleri, Gelibolu dışında Seddülbahir ve Kumkale’ye de büyük miktarlarda asker çıkardı.  Güneş ağarmıştı. Görülen durum şöyleydi: İngiliz ve Anzac birlikleri Gelibolu Yarımadası’nın batı sahilinde Zığındere’ye ve Kabatepe batısındaki Arıburnu ve Tekkeburnu civarlarına, Fransız birlikleri ise Anadolu yakasındaki Beşik ve Kumkale’ye çıkarma yapmışlardı.

Çanakkale Deniz Savaşları’ndan sonra artık mücadelenin kara savaşları safhası an itibariyle başlamış oldu. İngiliz tarihlerinin de aynı kelimelerle belirttikleri gibi:

“Türk avcılarının ustaca ateşleri altında kamçılanan Seddülbahir suları her yerde kana boyanacaktı.”  İşte 25 Nisan sabahı yarımada güney ucundaki muharebeler başlamış oldu.

Türk askeri, hayatını hiçe sayarak dövüştü.  Tarihin kaydettiği en büyük ve en kanlı bir savunma savaşı verildi.

Geliniz sözü Oğuz Ermumcu’nun dizeleriyle 25 Nisan 1915’e getirelim.

“..............

Gün ağarırken 25 Nisan 1915’de / Veryansın etti bataryalar / Tonlarla mermi savurdu / Dehşet ve ölüm kustu / Tabyalar yıkıldı / Toplar sustu.

Mutlandı Carden, / Zaferden! / Coştu gemiciler / Sevindi / Donanmanın resmi papazı / İsa adına / Altın haçını / Öptü.

Ve de ‘insanları sev’ diyen /     İsa’nın yüreğinden / Gene / Kanlar aktı, bulaştı / Emperyalistlerin ellerine, yüzlerine...

Süddülbahir kıyısı / Göztepe’nin hemen önü / Çıkarma yapmak için, / En uygun yer. / Alaborda etti gemiler.

Uçtu uçacak sevinçten / Komutanlar-subaylar / Karaya çıkmaya hazırlanan altı bin asker,

Hurra.../ Hurra.... / Hurra.../ Ne kadar kolay zafer.

Bir tümseğin ardında / Ezineli Yahya çavuş / Takım komutanı. / Ve 63 er / Tam siper / Bekler Tanrı’ya sığınıp, / Bekler.

Sonra... / İnanılmaz sonrasına / Anlatmak mümkün değil / Düğümlenmeden boğazına insanın bir şeyler.

Boyanır kana / Çıkarma gemileri / Kızarır / Güverteler-küpeşteler / Kızarır yüzü / Pikniğe gidercesine / Hazırlanan birlikler / Erir gider... / Bu akıl almaz savaş on saat sürer...

Tutunamaz, ilerleyemez/ İtilaf birlikleri / Kurmaylarına bir ara kuşku düşer / ‘Tam donanmış bir tümenle korunuyor burası / Büyük olur kaybımız çekilelim. / Başka çıkış noktası / Düşünelim’/ Derler...

Gün batar ağır ağır / Karanlık yoğunlaşır / Akıtılan kanlar, / Katran rengine döner.

Ezineli Yahya Çavuş / Ve de Mehmetler, / birer birer / Şehit düşer.”

Yarın size Arıburnu Cephesi’nden haber vereceğim.