Bir gazetede "Vatandaş Şanghay dedi" manşetini görünce, ağzım bir karış açık kaldı. AK Parti'nin son yaptırdığı kamuoyu yoklamasında, Türkiye'nin AB sürecini tek taraflı durdurması durumunda destek vereceklerin oranı yüzde 56,6 çıkmış ankete göre. Gazete de bunu "Şanghay'a evet" şeklinde yorumlamış anlaşılan. Kendisini "kayıtsız şartsız ve sorgulamadan destekleme"ye göre kurgulamış olunca insan, elbette bunu böyle yorumlayabilir. Benim için sorun yok. Sorun, vatandaşın gerçekten Şanghay 5'lisinin ne olduğunu bilip bilmediğinde. Ve Şanghay 5'lisinin bize uygun olup olmadığında... Ben de kendi çapımda bir araştırma yaptım. Yıllardır toplu taşıma araçlarını kullandığım için işim hiç de zor olmadı. İETT otobüsünde, Marmaray'da, Eminönü'nden bindiğim tramvayda, traş olduğum berberde, çevre esnafta ben de mini bir kamuoyu araştırması yaptım. Evet, vatandaş AB'yi ve ABD'yi Türkiye'ye karşı iyi niyetli bulmuyor. Hâlâ ABD ve AB'nin Sevr'in amaçlarını güttüğüne inanıyor. AB'ye karşı Türkiye'ye destek verenlerin oranı yüzde 56,6'dan da yüksek. Haksız da değiller. Ama iş Şanghay'a gelince "O da ne?", "Duydum ama ne olduğunu bilmiyorum" gibi cevaplar ezici bir çoğunluğu oluşturuyor.

O yüzden biz Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) neden kurulduğunu, üye ülkeleri hangi temel amaçta bir araya getirdiğini anlatalım ki, yarın "gerçekçi" bir anket yapılırsa vatandaşın verecek cevabı olsun. Vatandaş bilinçli cevap versin ki, anket sonucuna göre hareket edecek olanlar varsa sağlıklı sonuçlarla karşılaşsın. Ama anket "Destek varmış gibi göster pampa" diye yapılıyorsa, bu yazı o tür "algı yöneticilere" göre değil.

ŞİÖ'nün çıkış noktası, Çin ve Rusya'nın Asya'da güvenlik üzerine işbirliği ihtiyacında ittifak etmesi. Kurucu ülkelerin de...

Örgütün güvenlik konusundaki endişelerinden biri, Orta Asya'daki İslamcı örgütler ve uyuşturucu ticareti olarak biliniyor. Tekrar ediyorum, "Orta Asya'daki İslamcı örgütler"e karşı kuruldu örgüt.

Yani, Rusya'ya karşı yıllarca bağımsızlık savaşı veren Çeçen'lere, Afganistan'da önce Ruslar'a, ardından ABD'ye karşı özgürlük savaşı veren Özbek komutan Raşit Dostum ve onun yolundan gidenlere karşı.

Örgüt, Rusya ve Çin'in Orta Asya'ya yönelik politikalarını koordine etmenin bir aracı olma özelliği taşıyor. Askeri bir ittifak hiç değil. Örgüte üye ülkelerin imzaladığı anlaşmalarda yer alan "Diğer ülkelerin iç işlerine 'insani müdahale' veya 'insan haklarını koruma' gerekçesiyle yapılacak müdahalelere karşı çıkmak ile ülkelerin güvenlik meselelerinde birbirlerine yardım etmesi" ifadeleri dikkat çekiyor.

Üye ülkelerin gizli servisleri, diğer ülkelere engellenmeden girip, hatta girdikleri ülkenin güvenlik güçlerinden yardım alarak 'suçlu' ilan ettikleri kişileri alıp geri götürebiliyorlar.

* * *

Şanghay 5'lisine üye bir Türkiye, ne Çin'den kaçan Doğu Türkistanlılara kucak açabilir, ne Özbekistan'dan, Afganistan'dan, Tacikistan'dan gelen muhaliflere... Zeytinburnu ve Fatih'te bulunan çeşitli derneklerde faaliyet gösteren "Türk dünyası"nın "sürgün mücahitleri", Şanghay 5'lisine üye ülkelerin güvenlik güçleri tarafından derdest edilip "cezalandırılmak üzere" ülkelerine götürülebilir yani.

Rusya'nın "terörist" ilan ettiği Suriye'deki cihatçılarla ilgili olarak Türkiye'ye yönelttiği suçlamaları da hatırlayın. Özgür Suriye Ordusu, Fetih Ordusu, Türkmen Tugayı gibi "müttefikimiz" olan Suriyeli muhalif grupları da "terörist" kabul ediyor Rusya. ŞİÖ kurucusu Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan'ın hem siyasal İslâmcı "mücahit" gruplara, hem de muhaliflerine karşı nasıl bir politika izlediğini, Türkiye'deki "İhvan"a sorun isterseniz.

* * *

Bir detay daha verelim ki, "Vatandaş Şanghay dedi" diyenler, "Hangi Şanghay" sorusuna rahat cevap verebilsin.

ŞİÖ'de, AB gibi üye ülkeler arasında insan, sermaye ve ürünlerin serbest dolaşımı yok. ŞİÖ üyeleri kendi aralarında bile serbest ticaret anlaşmasına sahip değil.

Peki; Türkiye AB'ye ve ABD'ye mahkûm mu?

Elbette hayır.

Türkiye'nin en büyük özelliği, Avrupa ile Asya arasında köprü olması değil mi? Avrupa, Asya gazınının büyük bölümünü Türkiye üzerinden almıyor mu?

"Şanghay 5'lisi Türkiye'ye göre değil" dedikten sonra hemen alternatifini de önerelim o zaman.

Mesela, Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) var. Rusya, Kazakistan, Ermenistan, Belarus ve Kırgızistan'ın üye olduğu bu örgütte insan, sermaye ve ürünlerin serbest dolaşımı bulunuyor.

NATO'ya üye bir Türkiye'yi Şanghay 5'lisi de kabul etmez. Bunu Putin de söyldi. Ama Avrasya Ekonomik Birliği'nde yerimizi alıp, hem Asya-Avrupa arasında, hem de Ortadoğu-Asya-Avrupa ekseninde "kilit" rol üstlenebiliriz. Bunun ilk şartı da, bölgemizdeki tüm başkentlerle yeniden barışık olmaktan, işbirliği yapmaktan geçiyor.

Kendisini özellikle siyasal İslâm'a, İhvan'a göre konumlandırmış tüm "entelektüel", "fikir erbabı" ve hatta "kanaat önderi" sayanlar ezberlerini bozup, tüm bunların ışığında ne diyecek bakalım...