Kadın halk ozanı olarak kendisini halka sevdiren Aşık Sinem Bacı, köylerindeki öğrenciler eğitimi muhtar olan babasının evinde gördüğü için okuma yazmayı 5 yaşında öğrenmiş. Aile Ankara'ya göçünce, 16 yaşındayken yaşı büyütülerek fabrikada işçiliğe başlamış.

Kadın Kadına köşemin bu haftaki konuğu halk ozanı Aşık Sinem Bacı. Gerçek adı Filiz Yurdakul olan ve bir konser sırasında mahlası halk tarafından verilen Sinem Bacı, çocukluk yıllarından itibaren emek ve mücadele ikliminde bir hayat sürmüş. Ailesi ekonomik sebeplerle Ankara'ya göç ettiğinde 16 yaşında olan Yurdakul, yaşı 2 yaş büyütülerek fabrikada işçi olmuş. Döneminin siyasi atmosferinden de oldukça etkilenen Sinem Bacı, türkülerinde her zaman gerçek insanların sorunlarına ve sokağın sesine kulak vermiş. Pir Sultan Abdal'ın yolundan gittiğini söyleyen Sinem Bacı, 21.yüzyılın yaşayan halk ozanlarından birisi olarak, tarihe ismini altın harfler ile yazdırmış. Şu anda da 1980 yılından bu yana seslendirdiği türkülerin yer aldığı bir albüm hazırlığında olan Sinem Bacı, yolu sevgiden geçen herkese selam gönderiyor.

- Nasıl bir çocukluk dönemi geçirdiniz? Sizi halk ozanı yapan süreç nasıl gelişti?

"Köyümüzde sadece bir tane okul vardı ve babam muhtar olduğu için tüm öğrenciler bizim evimizde toplanırdı. Ben de meraklı olduğum için onların destekleri ile 5 yaşımda okuma yazmayı söktüm. İlkokula başladığımda da beni 2. sınıftan başlattılar. O dönemlerde öğretmenlerin gözdesiydim ve sınıf başkanı olduğum içinde sobayı ben yakardım. Sobayı yakmak için öğretmenimizin getirdiği gazeteleri okudukça aydınlanmaya başladım. Emek, sömürü, sınıf bilincini ben o gazetelerden öğrendim. Grev yapan insanların mücadelesini düşünmeye başladım. Bir gün öğretmenimizin ilçeden getirdiği ilaçları köylüye sattığını görünce, köy meydanına giderek, "Bu öğretmen köylüyü sömürüyor" diye bağırmaya başladım. Herkes beni susturmaya çalışmıştı o gün. Ama ben aydınlanmıştım ve susmayacaktım."

- Küçükken rüyalarınızda melodiler ve şarkı sözleri duyduğunuz doğru mu?

Rüyalarımda melodiler duyardım

"Evet, doğru. Rüyalarımda hep daha önce duyulmamış şarkılar ve melodiler görürdüm. Bu özelliğim yaşım ilerledikçe kaybolsa da o dönemler bana bahşedilen bir yetenek olarak görüyordum ve çok mutlu oluyordum."

- Sonrasında neler oldu peki?

"Ekonomik şartlardan dolayı, köyden Ankara'ya göç etmek zorunda kaldık. Okuyamadık ve kardeşlerim ile işe başladık. Yaşım 16 idi o zamanlar yaşımı 2 yaş büyüterek beni bir fabrikada işe başlattılar. 1970'li yıllardaydık ve dönemin siyasi atmosferinden oldukça etkileniyorduk. Her gün bir fabrikada grev başlıyordu ve ben de oralarda türküler söylüyordum. İçimdeki sanat aşkı her geçen gün alevleniyordu. Bana radyolardan teklifler gelmeye başladı ancak ben Halk Ozanı Davut Sulari ile tanışmak istiyordum. Onunla tanıştığım gün dünyalar benim olmuştu ve bendeki ışığı keşfetmişti. Sonrasında saz, solfej derslerine başladım,  plak teklifleri geldi ve benim hikayem de işte böyle başladı."

İlham kaynağım yaşanan adaletsizlikler

- Türkülerinizi yazarken ilham kaynağınız nedir?

"Dünyada ve ülkemde yaşanan adaletsizlikler ve haksızlıkların hepsi benim ilham kaynağımdır."

- Günümüzde halk ozanları hak ettikleri değeri görüyor mu?

"Hak, hak edene verilir bizler önce hak edelim. Araştıralım, sorgulayalım, kendimizi geliştirelim. Siz de bir yetenek varsa o elbet gün yüzüne çıkacaktır."

- Örnek aldığınız isimler kimler?

"Pir Sultan'ın yolundan gidiyorum her zaman."

Mahlasımı bana halk verdi

- Mahlasınız olan Aşık Sinem Bacı ismi nereden geliyor?

"Pir Sultan Abdal'ın kızının adı Senem Bacıdır. Benim de bir halk konseri sırasında eski mahlasım beğenilmedi ve bana 19. yüzyılın aşığı Senem Bacı ise, 20. Yüzyılın aşığı da Sinem Bacı denildi. Halk onayladıktan sonra bize de kabul etmek düştü ve o ismi her seferinde gurur ile taşıdım."

- Şu anda ne gibi projeleriniz bulunuyor?

"Şu anda 1980'den bu yana yaptığım kaset ve cdleri 5 şarkıdan oluşan bir albümde topluyoruz. İran'lı müzisyen Cavit Murtezaoğlu ile düet yapacağız. Altyapı hazırlıkları büyük oranda tamamlandı. Yıllar sonra arzu ettiğim bir şekilde albüm çalışması düzenleniyor. Albümdeki üstatlardan da öğrenecek çok şeyimiz var, hepsine bir kez daha teşekkürlerimi sunmak isterim."

Haydi bacılar bitsin acılar

- "Ülkemizin kanayan yarası kadına yönelik şiddete dair, neler söylemek istersiniz?

"Ben şiddet olaylarına bildiğim dilden yani türküler üzerinden tepkimi veriyorum. 1974 yılında kendi yaşadıklarımdan türkü yaptım, kadınlara pes etmemelerini ve mücadele etmelerini öğütledim, yollarına ışık oldum. Kadınlara her zaman okumalarını ve cesur olmalarını söylüyorum. Çünkü, okuyan kadının cesareti artar ve haksızlıklara karşı sesini yükseltebilir. Kadınlara da buradan seslenmek istiyorum. Yaşamaktan bıktım demeyelim, derdimize çare arayalım. Bir gün gelecek yüzümüz gülecek. Haydi bacılar bitsin acılar."

- Kadınların çalışma hayatında daha aktif bir şekilde yer alabilmesi için sizce neler yapılmalı?

"Kadınlar çalışma hayatının her alanında aktif bir şekilde yer almalılar. Her yerde kimseye dayanmadan, eğilip bükülmeden onurlu bir yaşam için çalışmalılar. Onurlu bir yaşamın onurlu bir kazançtan geçtiğini de unutmamalılar. Yolları sevgiden geçen herkese de buradan selam söylemek istiyorum."