Çocukluğunda Adana'nın sulama kanallarında yüzmeyi öğrenen Nesrin Olgun Arslan, Manş Denizi'ni yüzerek geçen ilk Türk kadın olarak tarihe geçti. Bu haftaki konuğumuz "Mahallenin kara kızı" lakaplı Nesrin Olgun Arslan 

Kadın Kadına köşemin bu haftaki konuğu Manş Denizi'ni yüzerek geçen ilk Türk kadın Nesrin Olgun Arslan. Yedi yaşındayken Adana'nın sulama kanallarında yüzerek başladığı macerasında sayısız ödüller kazanan Arslan Ankara Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği mezunu. Çocukluk yıllarından itibaren ağaçlardan inmeyen ve herkesin Kara Kız diye çağırdığı Nesrin Olgun Arslan'ın Manş Denizi'ni yüzerek geçmesine de pek şaşıran olmamış. Sigara içerken yakalandığı için hocasının kendisine sen yüzemezsin sigara içiyorsun şeklindeki sözleri üzerine hırs yapan Arslan tam 3 yıl sonra 28 Ağustos 1979 yılında kendisini Manş Denizi'ni yüzerken bulmuş. Gece saat 03:00' da başladığı yüzme yolculuğunu 15 saat 47 dakika içerisinde tamamlayan Arslan, bir an bile geriye dönmeyi düşünmemiş ve böylece Manş Denizi'ni geçen ilk Türk kadını olma ünvanını almış. Aslen Ankaralı olan eşini de yüzme yarışlarına sokan Arslan'ın eşinin de 60 yaş kategorisinde yüzme birincilikleri bulunuyor. İki çocuğu da Çanakkale Boğazı'nı yüzerek geçen Arslan, "Biz de yüzebilmek genetiktir" diyor.

- Manş Denizini yüzdüğünüz 15 saat 47 dakika boyunca neler hissettiniz? Sizin için nasıl bir deneyim oldu? Vazgeçmeyi hiç düşündünüz mü?

"Biraz klişe olacak ama tüm hayatım gözlerimin önünden film şeridi gibi geçti. Yüzdüğüm süre boyunca, sayılar saydım, şarkılar söyledim. Tüm sorunlarımı beynimde hallettim. Vazgeçmeyi bir an bile düşünmedim. Geriye dönmek üzere yola çıkmadım çünkü. Burada işin sırrı asla pes etmemek. Sonunda başardım ve bu benim içim tarif edilemez bir andı."

- Sonraki süreçte hayatınız nasıl ilerledi?

"Ankara Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği bölümünü bitirdim, yüzme antrenörü oldum. Bu arada evlendim ve 2 çocuğum oldu. Onlar da üç kez Çanakkale Boğazı'nı yüzerek geçtiler. Sonrasında ise profesyonel sporu seçmek istemediler. Çocuklarım bana en çok anne bizi yarış atı gibi yetiştirmedin diye teşekkür ederler. Ben hem iyi bir sporcu hem de iyi bir anne olma rolünün hakkını verdim."

- Türk toplumunun daha geleneksel yaşadığı 1979 yılında Manş Denizi'ni yüzerek geçerek aslında çok büyük bir cesaret örneği sergilediniz. O dönem çevrenizden ne gibi tepkiler aldınız? 

"Olumsuz tepkiler çok fazla aldığım söylenemez. Sadece akrabalardan bazıları kız çocuğunun orada ne işi var şeklinde eleştirilerde bulundu. Benim arkamda ise ailemin desteği vardı. O zamanlarda sponsorlar yoktu. Maddi kısımlardaki her şeyi ailem karşıladı." 

- Sporda cinsiyet ayrımcılığına dair neler söylemek istersiniz? Bu durumu aşmak için sizce neler yapılmalı?

"2017 yılındayız ve hala bunları konuşuyor olmak inanın çok üzücü. Evet kadına yönelik her alanda bir ayrımcılık ve ötekileştirme durumu söz konusu. Bu sorunların zamanla aşılmasını ümit ediyorum."

Teklif gelse bir daha yüzerim

- Size bir daha Manş Denizi'ni yüzer misin şeklinde teklif gelse kabul eder misiniz?

"Bir daha gelse bir daha o soğuk sularda gider, yüzerim."

- Yüzme sporu ile ilgilenenlere önerileriniz neler?

"Öncelikle bu spor dalını gerçekten isteyip istemediklerini kendilerine sorsunlar. Hatta 5 kez düşünsünler. Eğer profesyonel anlamda başarılı bir sporcu olmak istiyorlarsa, sporu yaşam tarzı haline getirmeliler. Yaz kış demeden günde saatlerce çalışmayı göze almalılar. Eğer emek harcıyor ve başarılı olacaklarına inanıyorlarsa da mutlaka devam etmeliler."

Kadına şiddette yaptırım şart

- Ülkemizde kadına yönelik şiddet ve taciz olaylarına bir sporcu gözü ile ne cevap vermek istersiniz?

"Bu tarz olaylara çok ciddi yaptırımlar uygulanmalı, en ağır cezalara çarptırılmalı. Kadınlar erkek çocuklarını üstün evlatmış gibi yetiştirmemeli. Bu detay küçük görünse de anneler farkında olmadan evde zorba bir insan yetiştiriyorlar. Buna dikkat edilirse şiddet olaylarının temelinden çözüleceğine inanıyorum. Ben konuşma yaptığım mecralarda da bu konuya büyük özen gösteriyorum. Kadınların mücadelesinde yapmaları gerekenleri onlara aktarıyorum."