Selda Soytürk Akyılmaz, plazada süren hareketli iş yaşamına noktayı koyduktan sonra okuduğu kitapla yeni bir yola girmiş. Bugün Bilinçaltı Uzmanı olarak insanların hayatına dokunan Akyılmaz, bilinçaltında biriken negatiflikleri silmenin mümkün olduğunu söylüyor

Kadın Kadına köşemin bu haftaki konuğu Bilinçaltı Uzmanı Selda Soytürk Akyılmaz. Uzun yıllar profesyonel iş hayatında üst düzey yöneticilik görevlerinde bulunan, ABD'de MBA diploması olan Akyılmaz, mesleğin zirvesinde iken istifa etmiş ve kendini keşfetmeye karar vermiş. Bir arkadaşının sosyal medyada önerdiği Yolculuk adlı kitabı okumasıyla hayatı değişen Akyılmaz, yurtdışına giderek The Journey/Bilinçaltına Yolculuk tekniğinin eğitimi almış. Aldığı bu eğitim sayesinde hayatındaki her şeyi baştan çizen, yeni bir hayata adım attığını söyleyen Akyılmaz, Türkiye'nin ilk sertifikalı The Journey Bilinçaltı Uzmanı olarak görev yapıyor. Gezmeyi çok seven, arkadaşları arasında Kadın Evliya Çelebi olarak bilinen Akyılmaz, 'Bavulum her zaman kapımın önündedir' diyor. Köşe yazarlığı yapan, özel bir üniversitede Klinik Psikoloji üzerine yüksek lisans da yapan Akyılmaz'ın 3 yaşında bir de kızı bulunuyor. Hayatı boyunca zorluklarla mücadele ettiğini anlatan Akyılmaz, "İçimin ta derinliklerinden bir ses bana her zaman başaracağımı söylerdi" diyor. Akyılmaz'ın Nişantaşı'nda bulunan ofisinde gerçekleştirdiğimiz söyleşi sizlerle.

- Bilinçaltı Uzmanı olmadan önce klasik plaza insanı hayatınız, nasıl bir anda değişti? Bizlerle o süreci paylaşır mısınız?

"Evet, plaza insanı bir yaşantım vardı. Çalıştığım şirket, uluslararası bir şirket idi. Bavulum hep kapının önündeydi. Sürekli farklı kültürler, farklı insanlar tanıyordum. Neredeyse ayağım hiç yere basmıyordu. Eve geç geliyordum, hafta sonu iş ziyaretleri için uçuyordum. Güzel paralar kazanıyordum ama hayatımda bir şeyler eksikti. Ailem ile görüşemez, bir şeyler paylaşamaz olmuştum. Özel hayatımla iş hayatımın kesiştiği noktada tıkandığımı hissettim ve istifa etmeye karar verdim. Sonrasında kişisel gelişimle ilgili kitaplara yöneldim ve Yolculuk adlı kitap hayatıma büyük dokunuş gerçekleştirdi."

- Eee.. Peki sonra ne oldu?

"Eskiden çok inanmadığım, bilinçaltı, bedenin ruhsal karşılıkları gibi kavramları öğrendim. Gerçekten bizim dışımızda var olan ruhani dünyada hissettim kendimi. Bu dünyaya adım attığınızda duygusal açlık başlıyor. Her şeyi öğrenmek istiyorsunuz. İlk başlarda olur mu, olmaz mı şeklinde tereddütlerim vardı, İnsan nasıl anne karnına gidebilir, nasıl o anı tekrardan yaşayabilir gibi düşünceler beynimde dönüp duruyordu. Kitapta Brandon Bays'in kanseri The Journey yöntem sayesinde nasıl yendiği yazıyordu. Kitabın yazarına ulaşarak Türkiye'deki arkadaşların listesini istedim. O da bana Türkiye'de bu eğitimi tamamlamış kimsenin olmadığını söyledi. Ben de ulaşamadıkça daha çok merak eder olmuştum. Sonunda dayanamadım ve İngiltere'ye giderek 3 günlük bir başlangıç seminere katıldım."

BENLİĞİMİN FARKINA VARDIM 

- Neler öğrendiniz seminerde?

"Hayatımda ilk kez varlığımı doyasıya hissettim. Anne karnındaki süreç, bebeklik bunları yaşadım. Dışarıdan anlatmak ütopik olsa da içerisinde bambaşka bir dünya keşfettim. Benliğimin farkına vardım. Hayatımda kâğıt üzerinde olumlu olup bana olumsuz yansıyan şeylerin farkına vardım. Onları birilerine ispat olsun diye, kendimi onaylatmak için, ben yaptım, başardım hırsı ile yaptığımı anladım. Hayatımda yolunda gitmediğini düşündüğüm şeylerin kaynağına indim. Bunlarla yüzleştim; İstanbul'a döndüğümde inanılmaz rahatlamıştım. Her şey mükemmel olsun diye tırmalayan birisi iken daha sakin ve rahat bir insan olmuştum. Bardağın dolu tarafını görmeye başlamak benim için harika bir başlangıçtı. Geçmişimle hesaplaşmak yerine kabule geçmeye başlamıştım artık."

- Bir merak sonucu başladığınız bu işte şu an Türkiye'nin ilk ve tek sertifikalı The Journey Bilinçaltı Uzmanı oldunuz. Bu eğitim ne kadar sürdü?

"Eğitimin ikinci ayağı da 4 gün sürdü. Orada da bambaşka kapılar bana açıldı. Toplamda bir yıl süren 8 modülden oluşan bir eğitimi tamamladım ve yurda döndüm. Sonrasında eşe, dosta anlatırken bu iş duyulmaya başladı. Artık bu potansiyele evde cevap veremez olmuştum. Sonrasında bir arkadaşımın yardımı ile Nişantaşı'nda bulunan ofisimi açtım. Şu an 9 yıldır bu işi yapıyorum ve yüzlerce insanın hayatına dokunmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum."

SIFIRDAN YÜRÜMEYİ ÖĞRENDİM

- Öğrencilik zamanlarınızda, ABD'ye gittiğiniz dönem geçirdiğiniz bir kaza sonucu, aylarca yatağa mahkum yaşamışsınız. Bu süreçte sizi ayakta tutan neydi?

"Çocukluk dönemlerimden itibaren yurtdışı hayallerim vardı. Hatta arkadaşlarıma ben 30 yaşıma kadar dünyayı gezeceğim derdim. Onlar da bana sen önce Ardahan'dan çık diye gülerlerdi. Üniversiteden sonra dil eğitimi için ABD'ye gittim ancak ailemi ikna etmek oldukça zor oldu. ABD'ye gittiğimde ise 5 ay boyunca evden okula, okuldan eve olan bir hayatım oldu. Her an başıma bir şey gelecekmiş düşüncesindeydim. Yılbaşı gecesi ise arkadaşım ile havai fişek gösterilerini izlemek için gittik. Tam yılbaşına girdiğimiz saniyelerde alkollü bir şoför kalabalığın arasına daldı ve bana çarptı. Hayatımın sonunun geldiğini düşündüm. Benim için zorlu bir süreç başladı. Başlarda ölür, ölmezse sakat kalır denen süreci hastane odalarında geçirdim. İlk 20 gün Türkiye-ABD arası yaşanan bir vize krizinden dolayı ailem yanıma gelemedi. Bu da ayrı bir sıkıntıydı. Belden aşağım tutmuyordu. Sıfırdan yürümeyi öğrendim. Sonra yürüteçle, bastonla en son da topallayarak yürüme sürecim oldu. Şimdi çok şükür hiçbir şeyim kalmadı. Yurda dönmüştüm ama hayallerim yarım kalmıştı."

- Tekrardan ABD'ye gittiğinizi biliyoruz. Ailenizi nasıl ikna ettiniz peki?

"Başarı odaklı birisi idim. Bana hiçbir şey engel olamazdı. Her zaman içimin derinliklerinde başarılı olacağımı hissediyordum. Ailemi de çok çok zor olsa da ikna ettim. ABD'de dil eğitimi tamamladım ve MBA diploması ile döndüm."

BİLİNÇALTI TEMİZLİĞİ MÜMKÜN

- Bilinçaltı ile ilgili çok merak edilen bir soruya gelmek istiyorum. Gerçekten bahar temizliği yapar gibi bilinçaltı temizliği yapabilmek mümkün mü?

"Kişi, daha anne karnında iken yaşanılan her şey onun hücre hafızasına kodlanmaya başlıyor. Annenin mutsuzluklarını, evdeki tartışmaların hepsini hafızasına alıyor. Güvensizlik, haksızlık, yetersizlik, başarısızlık gibi tüm tohumlar oraya ekleniyor. Bu süreç 0-6 yaş arasını kapsıyor. 6-12 yaş arasında da bu etkiler kuvvetlenerek artıyor ve 12 yaş sonrasında bu duygular pek değişmiyor. Bu yüzden bilinçaltı çok önemli. Ve evet bilinçaltı temizliği kesinlikle mümkün. Bu temizlikte bizi üzen kişiler ile hesaplaşıyoruz. Sonra bize destek olması için bir rehber çağırıyoruz ve olumsuz duygular neyse onları temizlemeye başlıyoruz. Değersiz, başarısız ve yetersiz hissetmemize neden olan o kişiler ile aramızdaki negatif enerjiyi tamamen kesiyoruz. Geçmişimizi özgürleştiriyoruz ve bu bizim gelecekte daha net kararlar almamıza yardımcı oluyor."

- Tüm bunları yaparken herhangi bir cihaz kullanıyor musunuz?

"Hayır. Kesinlikle hiçbir cihaz, alet ya da enerji döngüsü yok. Seansta bilinç tamamen kapalı değil. Uyumak ya da tam trans şeklinde bir çalışma değil bu. Seansı danışanla birlikte konuşarak gerçekleştiriyoruz ve kişi konuşulan her şeyin farkında oluyor ve seans sonrasında da her şeyi hatırlayabiliyor. Ama bu normal konuştuğumuz zamandaki gibi bir konuşma olmuyor. Yani seans esnasında kişi hangi döneme gitmişse oradaki haliyle her şeyi hissediyor ve anlatıyor. Eğer danışan 3 yaşındaki bir olaya gitmişse 3 yaşındaki haliyle her şeyi hissediyor ve hatırlıyor."

- Kaç seans sürüyor?

"Kaç seans süreceğiyle ilgili net bir şey söyleyemem. Nasıl bir geçmişiniz olduğuna bağlı. Bir-iki seansta da bitebilir, biraz daha fazla da olabilir ama benim genel tavsiyem 3'tür. Birincisi kaba temizlik, ikincisi detaylı temizlik,  üçüncüsü toz alma gibi düşünebiliriz."

- Bilinçaltı temizleme adına, bu alana ilgi duyanlara ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

"Ellerine bir kağıt ve kalem alıp, kendilerini üzen, mutsuz eden ne varsa yazsınlar, bu işlem sayfalar da sürebilir. Yanına da 1 ile 10 arası puan versinler. 5'in altındakileri otomatikten hafızalarından silmeye çalışsınlar. Size yıllar önce bir kötülük yapmış birisine hala öfke duymanızın kime ne yararı olabilir? Hayatınızda ne önemi var? Bunlar hep kum tanesi boyutunda sorunlardır ve kişinin bunları unutma süreci daha kısadır. Hiç birimiz şu an müdahale edemeyeceğimiz şeylere üzülmemeliyiz. Yeni kum taneleri dolu bardaklar oluşturmanın kimseye bir faydası yoktur."

- Danışanlarınızın seans için ofisinize gelmesi şart mı? 

"Kişinin seans için ofise gelmesine gerek yok. Telefon ya da internet üzerinden de seans yapabiliriz. Şehir dışındaki yurt dışındaki birçok arkadaşa bu şekilde seans yapıyoruz ve sorun olmuyor. Zaten çalışma ofise de gelinse telefon ya da internet üzerinden de yapılsa kişinin gözleri kapalı oluyor."

GEÇMİŞİNİZİ ÖZGÜR BIRAKIN 

- Tam olarak bilinçaltı çalışmalarında ne oluyor? 

"Şu an hayatınızda yolunda gitmeyen ne varsa, korku kaygı endişe, güvensizlik, başarısızlık yetersizlik, iş hayatınızdaki ve özel hayatınızdaki sorunlar; tüm bunların kaynağına gidiyoruz. Geçmişte ne oldu da şimdi siz bunları yaşıyorsunuz. Buluyoruz, yüzleşiyoruz, o sürecin ve o kişilerin üzerinizdeki tüm etkilerini temizliyoruz. Sizi geçmişten özgürleştiriyoruz. Sonra da size yeni duygular yükleyerek sizi geleceğe hazırlıyoruz. Bu durumda da otomatik olarak yaşam kaliteniz artıyor."

- Peki, işleri yolunda gitmeyen kişiler ne yapmalı?

"Yolunda gitmeyen işlerin kaynağı da kişinin bilinçaltındaki kayıtlar vardır. O kayıtlarda da bol miktarda korku ve kaygı yer alır. Kişi, öncelikle bunlar ile yüzleşebilmeli. Ben korku dolu bir zihne sahipsem, bu bilinçaltı ile işe başlasam da, zaten bir süre sonra korktuğum şey başıma gelir ve ben demiştim deriz. Bu, kısır bir döngüdür, kişi önce korkularından ve kaygılarından sıyrılmalıdır."

ŞİDDETİN SEBEBİ DE BİLİNÇALTIMIZ

- Ülkemizin kanayan yarası kadına yönelik şiddet ve istismara dair neler söylemek istersiniz?

"Kadına ve çocuklara yönelik her türlü cinsel ve fiziksel vakalar, toplumdaki yetiştirilme tarzından dolayı da gizli tutulan şeyler. Bu vakaların sebebi de bilinçaltımız. Türk toplumu maalesef farkına varmadan erkeği buna teşvik edecek şekilde yetiştiriyor. Erkek çocuklarına sen yaparsın, edersin deniliyor ama kız çocukları o senin baban, abin, kocan denilerek hep biat etmek üzerine yetiştiriliyor. Kadın daima itilen erkek ise daima yüceltilen bir pozisyona konuluyor. Bu yetiştirilme tarzı da erkeğin kendisinde her yetkiyi görmesine neden oluyor. Ailesinde kız kardeşini evlenince de eşini ve kızını eziyor. Bunların hepsi de eğitimle aşılabilir. Bizden sonraki nesil daha bilinçli. Umarım bu tarz olayların önüne çok daha rahat geçilebilir."

- Son olarak neler eklemek istersiniz?

"Kişi, yaşadığı her üzüntüyü geçmişte bırakmalı ve gelecekten ne istediğine odaklanmalı. Bilinçaltı seansları ile geçmişinden tamamen özgürleşebilmek mümkün. Kimse pes etmemeli. Çocuklarımızı yetiştirirken de bilinçaltlarına zarar vermemeliyiz. Onların birey olduğunu hissettirmeliyiz ki gelecek nesillerimiz daha güçlü olsun."