Kişisel bir meseleymiş gibi algılanabilir ama bu şehirde yaşayan herkesin hemen hemen her gün başına gelen bir konuyu "hatırlatmak" istiyorum. Mesele, hem "insanın insana yaptığı kötülük" hem de giderek daha da ağırlaşan bürokrasi olabilir. Siz hangisine öncelik verirseniz. Geçen pazar günü sabah 08.10'da bir inşaat gürültüsü ardından mermer kesme makinesinin sesine yataktan fırladım. Önce rüya sandım ama değilmiş. Balkona çıktığımda tam karşımdaki binada yaklaşık 15 gündür süren mantolama, makyaj faaliyetlerinin devam ettiğini akabinde bu "güzellemeyi" tamamlamak için balkonlara mermer kesildiğini gördüm. Bu arada binanın önüne sandalye atmış işçileri izleyen iki patron temsilcisi!

POLİS, ZABITA, İBB PAZAR KEYFİ YAPTI

O kadar sinirlendim ki evden fırlayıp derhal gürültüyü kesmelerini söylemek için binaya gittim. Sandalyede oturanlardan biri "Hanfendi öğlen oldu daha ne yatıyosunuz" cevabı verince şirazem iyice kaçtı. Telefonla 155'i aradım. Bu arada yan komşum bahçede oturmuş çaresizce inşaata bakıyor. Meğer en az 10 kez de onlar 155'i ve Sarıyer Belediyesi zabıtasını aramış. O saate kadar gelen giden olmamış. 155 numaralı telefonu açan kibar polis, arkadaşlarını hemen uyaracağını ve ekip göndereceğini söyledi. Umutla beklemeye başladım. Bu arada Sarıyer Belediyesi'ni aradım, zabıta birimiyle konuştum ve ekipleri yönlendireceğini söyledi. Ve fakat o ekip bir türlü gelmedi.

KAÇAK BİNAYA BOĞAZ KRİTERİ

Hatta bir seferinde büyük şehire yönlendirdi. 153'ü aradım, ilçe belediyesine yönlendirdi. Tekrar Sarıyer Belediyesi'ni aradım, bu arada hiç durmadan 155'i aramaya devam ettim. Saatler ilerliyor ama inşaat durmuyordu. Öğlen saatini epey geçmişti ki zabıta aradı: "Hanfendi, inşaatı durdurduk. Ama yarım saatlik işleri kaldığı için izin verdik, bitirecekler." İnşaat durmamıştı, kim adına iyiniyet gösterip izin verdiklerini sordum. Zabıta bitireceklerine dair söz verdiklerini ve zaten bu bina boğaz öngörünümünde olduğu için kendilerinin müdahale etmesinin sözkonusu olmadığını söyledi. Boğaz öngörünümü mü? Boğazla aramızda iki kilometre var neredeyse, üstelik bu binaların neredeyse tamamı kaçak. Neticede inşaat bitmedi ve benim için artık bu durum onur meselesi olmuştu.

İŞ BİTTİ, POLİS YİNE GELMEDİ

Bu arada hiç durmadan 153, 155 ve Sarıyer Belediyesi'ni aramaya devam ettim. Hiç kimse gelmedi, herkes topu birbirine attı, inşaat durmadı. Taa ki saat 16.30'da işleri bittiğinde kendileri bırakana kadar. Yaklaşık 10 yıldır bu sokakta oturuyorum, inşaat yapılan binayı da bu süre içinde hep gördüm, yani yeni bir bina değil. Ama nedense bu kadar yıldır çivi çakılmayan binaya yapılması gereken mantolamanın "aciliyeti" varmış ki pazar günü de çalışıyorlar. Ne inşaatçılar ara verdi ne binada oturanlar çevredekileri rahatsız ettiklerine dair herhangi bir utanma duygusuyla hareket etti. Bu Pazar inşaatın sürüp sürmeyeceğini henüz bilmiyorum, ama buradan polis, zabıta, beyaz masa ya da Boğaziçi imar vs. hangisi ilgileniyorsa haber veriyorum. Hem bu hantal bürokrasinin üzerinden her ay maaş alan memurları, inşaatı yapan firmayı ve o apartmanda kendinden başka kimseyi düşünmeyen, binasında çalışan işçilerin güvenliğini hiçe sayan saygısız insanları İstanbul halkına şikayet ediyorum