Ülkemizde her yerde adaletsizlik var, ancak öğretmenler arasındaki adaletsizlik akıl alır gibi değil.

Ücretli öğretmenlik diye bir uygulama var, bir nevi kölelik sistemi de denebilir.

Yüzbinlerce atanmayı bekleyen öğretmen var, kadro açılmıyor, atama yapılmıyor.

En az yüz bin öğretmen açığı var… Öğretmen açığı ücretli öğretmenlerle kapatılıyor.

Öğretmen atanabilmek için yıllarca dirsek çürüteceksin; önce eğitim fakültesini bitireceksin, öğretmen olma şartlarını taşıyacaksın, KPSS’yi kazanacaksın, yetmedi güvenlik soruşturması, yetmedi mülakatı geçeceksin, ancak atanabiliyorsun.

Ücretli öğretmen olmanın hiçbir şartı yok. Veteriner, inşaat mühendisi, teknisyen, yeri geldi lise mezunu bile ücretli öğretmen atanabiliyor.

Hadi zorunlu kaldı atanıyor, ücretli öğretmenler niçin öğretmenlik şartını taşıyanlar arasından seçilmiyor?

Niçin öğretmen açığı atama yoluyla kapatılmıyor derseniz, sebebi tamamen duygusal!

Ücretli öğretmenlere sadaka kadar maaş veriliyor, aslında maaş da verilmiyor, girdikleri ders saati kadar ücret alıyorlar.

Ücretli öğretmenlerin ek ders ücreti bir ders saati için 60,12 TL idi… Yüzde 25 zam yapılacağı açıklandı, ücretli öğretmenlerin ek ders saati 75,15 TL’ye yükselecek.

Bir ücretli öğretmen günde en fazla 6 saat, haftada da en fazla 30 saat derse girebiliyor.

Saati 75,15 TL’den 6 saatte 450,90 TL, yani günde 500 lira bile değil. Haftalık ücreti 2.254,50 TL, aylık ücreti de en fazla 9.018 TL yapar.

Resmi veya idari tatil olmazsa, bir ücretli öğretmenin bir ayda alacağı ücret en fazla 9.018 TL. Resmi ve idari tatillerde zaten maaş yok.

Bu arada sigortası da tam gün gösterilmiyor. Girdiği ders saati kadar sigortası yatıyor. Bazıları hiç gösterilmiyor, o da ayrı.

Asgari ücretin bile 11 bin 402 TL olduğu ülkemizde bir öğretmene reva görülen maaş sadece 9.018 TL. Özellikle branş derslerine giren ücretli öğretmenler, haftalık 30 saati zaten dolduramıyor. O zaman maaşları yarı yarıya azalıyor, bazı ücretli öğretmenler asgari ücretin yarısı, hatta üçte birini ancak alabiliyor.

Kadrolu öğretmenlerin maliyeti ücretli öğretmenlerin üç katından bile fazla… Niçin ücretli öğretmen tercih ediliyor derseniz!

İstanbul’da taksimetre açılış ücreti yani indi bindi fiyatı 70 TL. Servis çağırıyorsunuz, 15 dakika iş yapıyor, en ucuzu 250 TL…

Hamal tutsanız 700-800 TL’den aşağı kimse adım atmıyor.

İnşaat amelesinin yevmiyesi bile bin lirayı buluyor.

Ama çocuklarımızı emanet ettiğimiz ücretli öğretmenlere 500 lira bile vermiyoruz.

Ücretli öğretmenlik adı konulmamış kölelik düzenidir.

Bir yandan aman fazla maaş vermeyelim diye öğretmen açığı olmasına rağmen atama yapmayacaksınız…

Diğer yandan çaresiz kalmış insanları sömüreceksiniz.

Bu durum hepimiz için utançtır.

****

Mevzuata uygun

 Bir bürokrat, görevli olarak şehirden kasabaya giderken yolda sulak ama bataklık bir yerde mola vermiş. Nasıl olmuşsa ayağı kayıp bataklığa düşmüş…

“İmdat! Boğuluyorum. Kurtarın beni!” diye bağırmaya başlamış.

O sırada yakınlardan geçen bir köylü, sesini duyup yaklaşmış.

Bürokrat; “Bataklığa düştüm. Kurtar beni” diye bağırmış.

Köylü; “Geçmiş olsun” demiş. Ama kurtarmak için hiç gayret göstermemiş. Hani neredeyse dönüp gidecek.

Bürokrat paniklemiş ister istemez; “Lütfen, bir dal uzat. Kurtar beni” diye yalvarmış.

Köylü; “Olmaz, sen şu anda hazine toprakları üzerindesin. Hazine malından bir şey almak suçtur.”

Bürokrat; “Sen, dalga mı geçiyorsun. Ölüyorum. Kurtar beni” diye bağırmış ağzına dolan çamurlarla.

Köylü hiç istifini bozmadan cevap vermiş: “Ben Hazine’den mal alıp suçlu duruma düşemem. Fakat seni böyle bırakacak değilim. Gidip muhtara haber vereceğim. O kaymakama, kaymakam da valiyi arar mutlaka. Mal müdürüne talimat verilir. Şayet, hazine arazisi değilse. İtfaiyeye talimat verir ve seni kurtarırlar...”

Bürokrat: “Yahu, bunlar oluncaya kadar ben burada ölürüm, be adam.”

Köylü gülmüş: “Ben ölmezsin demiyorum ki... Bizim devletle bir işimiz olsa siz de bu yolları takip etmemizi söylemiyor musunuz? Biz de oradan oraya gide gide ölüyoruz adeta… Sen de ölsen, mevzuata uygun ölmüş olursun!”

(Alıntıdır) 

***

TEBESSÜM

Nerede?

Sınıfta öğretmen, Temel’e sorar:

- İngiltere nerededir?

- Bilmiyorum öğretmenim!

- Bilmiyorsan eve gittiğinde anne babana sor, öğren, yarın tekrar soracağım.

Temel evine gelir ve babasına sorar.

- Baba İngiltere nerede?

- Tam olarak nerede ben de bilmiyorum ama çok uzakta olamaz. Çünkü bizim şirkette iki İngiliz çalışıyor, ikisi de işe yürüyerek geliyor.               

****

 GÜNÜN SÖZÜ

 Öğretmenlik mesleklerin en az kazanç getireni fakat insanı en çok ödüllendirenidir.

Henry Van Dyk