Mustafa Koç'un ölümünün duyulmasının ardından özellikle sosyal medya ortadan bölündü. Hükümete yakınlığıyla bilinen bazı haber siteleri ve buralarda konuşlanmış nev-i şahsına münhasır isimler, adeta "Oh olsun" diyerek verdi tepkisini. Bazıları, rahmetli Hasan Karakaya'nın ölümünün ardından birilerinin yaptığı ucuz ve adice söylemler geliştirdi intikam duygusuyla.

Koç ailesinin kaptan köşkünde oturan işadamının, kardeşi Ali Koç'la birlikte en son görüşmesini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la yaptığı ve eğer spor yaparken kalp krizi geçirmeseydi, Davos'ta yapılacak Dünya Ekonomik Forumu'na katılmak için yola çıkacağı da haberlere yansıdı.

Cenazesi, Teşvikiye Camii'nden kaldırılacaktı ama aile akşam saatlerinde bir açıklama yaparak cenazenin Altunizade'deki Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tatbikat Camii'nden kaldırılacağını duyurdu.

Açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı ve bazen de Cuma namazlarını kıldığı bir cami burası. Cenaze töreninin yapılacağı yerin değiştirilmesi, "Cumhurbaşkanı Erdoğan da cenazeye katılacak" şeklinde yorumlandı. Bu yorumlara dahi tahammül edemeyip tepki gösterenler ve Erdoğan'ın bu cenazeye katılmasına karşı çıkanlar oldu. Son sözü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cuma namazının ardından söyledi ve cenazeye katılacağını açıkladı. Koç'un cenazesi üzerinden siyasi hesaplaşma yapanlar da şimdilik sesini kesti.

* * *

Bir olay karşısında alel acele ve saçma sapan tavırlar takınan, incitici, yaralayıcı ve hatta toplumun tepkisini çeken bazı isimler sessizliğini sürdürür mü bilemiyoruz. Ne dine, ne ahlâka sığan sözlerini tahsis ettiklerini henüz göremedik. Söylediği her sözün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sonradan yaptığı bir açıklamayla çelişmesi halinde anında çark eden, fikrinin ve zikrinin arkasında durma iradesini dahi gösteremeyen bir güruhtan bahsediyoruz.

Bu güruhun, var olma mücadelesi verirken devirdiği çamların tamamının Erdoğan'a "antipati" olarak döndüğünü, sanırım akl-ı selim olan herkes farkındadır. Özellikle Cumhurbaşkanı'nın yakın çevresinin bu tatsız durumun farkında olması ve Recep Tayyip Erdoğan'ı bu asalaklar hakkında bilgilendirmesi gerekmez mi?

* * *

Mustafa Koç'un yarın öğle namazından sonra kaldırılacak cenazesinde en büyük sınavı, kendilerine "Gezi Parkı direnişçileri" veya "Haziran hareketi" denilen grup verecek. Koç ailesi, Gezi Parkı sürecinde sahibi olduğu Divan Otel'i eylemcilere açıp, orada kendilerine tıbbi müdahale yapılmasına imkân sağladığı, hatta günlerce park ve çevresinde yatıp kalkanlara kumanya desteği yaptığı için çok ağır bir dille eleştirilmişti. Bir anlamda, Gezi Parkı eylemlerini hükümete dönük darbe girişimi olarak yorumlayan kesim, Koç ailesini de "Darbenin en büyük destekçisi" olarak adlandırmış, aleyhte büyük kampanyalar başlatmıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Başbakanlığı döneminde yaşanan bu olaylarla ilgili tavrını koyarken Koç ailesini ağır dille eleştirmiş ve "darbe destekçisi" olduklarını sık sık meydanlarda dillendirmişti.

Gezi Parkı direnişçileri veya Haziran hareketi, Koç ailesinin bu duruşunu övgüyle karşılamış, "proleter sınıf mücadelesi" veren kesimle burjuvanın Türkiye'deki en büyük kalesi stratejik işbirliği sergilemişti.

* * *

Geziciler, iki gündür Mustafa Koç'a karşı nasıl bir tavır takınacaklarını tartışıp duruyor. Birileri "Fabrikalarında çalıştırdığı binlerce işçiyi sömüren burjuva" edebiyatı yaparken, bir kesim de "Atatürkçü'ydü... Gezi Parkı'nda büyük destek vermişti. Ali Koç'un son dönemdeki antikapitalist söylemlerini görmezden mi geleceğiz?" diyor.

Tribünlerinde "Ali İsmail Kormaz, Fenerbahçe yıkılmaz" diye tezahürat yapan Fenerbahçe taraftarlarının Mustafa Koç'un cenazesine katılması hiç kimseyi şaşırtmamalı. Çünkü, onlar Gezi Parkı eylemlerini sonradan sahiplenip, siyasi güce dönüştürmek isteyenlerin gözünde "lümpen futbol fanatiği" olarak tanımlanıyor.

Gezi Parkı'nın siyasi rantının üzerinde oturup sosyal-siyasal statü kazananların, İlahiyat Camii'ndeki namazda olmasa da, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda boy gösterip göstermeyeceğini yarın göreceğiz.

Koç ailesinin de Gezici tayfanın tavrını ve vefa gösterip göstermeyeceklerini merakla beklediğine eminim.

Bir ölüm, geride kalan insanlar için ciddi bir imtihan olabiliyor bazen. Umarım herkes inancının gereğini yerine getirir ve samimi bir duruş sergiler.

Bu kadar adını zikrettiğimiz Mustafa Koç'a Allah'tan rahmet dileyerek bitirelim yazımızı ki, dinimizin "Ölünün arkasından hayır konuşunuz" emrini de yerine getirmiş olalım...