Van İl Müftülüğü'nde yapılan programa katılan Ali Erbaş, kurtuluşa ermenin yolunun insanları hayra çağırmaktan, iyiliği emretmekten, kötülükten menetmekten geçtiğini ifade etti. Erbaş, "Gençleri kötülüklerden uzaklaştırmak, çocuklara, ailelere sahip çıkmak, bütün bunlar hayra çağırmak demektir. Bunun için yardımlaşma ve dayanışma gerekiyor. Yardımlaşmayı ve dayanışmayı daha sık yapmamız gerekiyor. Toplumda iyiliğin de huzurun da teminatı olmamız gerekiyor. İster idareci konumunda olalım, ister ilmi noktada, ister sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri olarak nerede görev yaparsak yapalım, birlik ve beraberlik içerisinde çalıştığımız zaman görüyoruz ki sonuç hayır oluyor" dedi.

Dünyanın her noktasının İslam’a ihtiyacı olduğunu belirten Erbaş, "İslam'ın olmadığı yerde zulüm olur. Çünkü İslam zulmü ortadan kaldırmak için gönderilen bir dindir. İslam, zulmü yasaklar" ifadelerini kaydetti.

'Yaşadığımız yerdeki sorunları çözmekle birinci derecede görevliyiz'

Erbaş, ümmetin ve insanlığın yaşadığı çok büyük sorunlar olduğuna belirterek, "Nerede yaşıyorsak, nerede görev yapıyorsak; görev yaptığımız, yaşadığımız yerdeki sorunları çözmekle birinci derecede görevli olan bizleriz. İdareciler, yöneticiler, hocalar, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları. Çok şükür ki böyle bir görevi Allah Teâla bize emanet etmiş, inşallah hakkını vermeyi de bize lütfeder" açıklamasında bulundu.

Dünya çapında gençleri inanç zayıflığına sürüklemek için projeler yürütüldüğüne dikkat çeken Erbaş, "İslam dünyasındaki gençlerin kalplerini inançtan uzaklaştırmak için öyle büyük bir faaliyet var ki; bunu bizim dikkate almamız lazım. İnanç zayıflığına karşı bizim de inancı güçlendirmeye yönelik faaliyetlerimiz olmalı. Bu bizim vazifemiz. Bu vazifeyi yapmazsak sorumluluğumuz ve vebalimiz çok büyüktür" değerlendirmesinde bulundu.

'Kur'an'a ve sünnete uymayan her türlü anlayış bizim dışımızdadır'

Ali Erbaş, din istismarına karşı dikkatli olunması gerektiğine vurgu yaparak, "Kimisi cehaletten, kimisi bilinçli olarak kendi menfaatleri doğrultusunda dini kullananlar yok mu, var. Kendi menfaatleri, ideolojileri doğrultusunda dini kullananlar var. Onlara asla fırsat vermeyeceğiz. Onlara müsaade etmeyeceğiz. Bizim dinimizin özü Kur'an'a ve sünnete dayanıyor. Kur'an'a ve sünnete uymayan her türlü anlayış bizim dışımızdadır" ifadelerini kaydetti.

'ırkçılık ve mezhep farklılıklarını düşmanlığa dönüştürmek haramdır'

"İslam düşmanları boş durmuyor. Onlar her şeyi değerlendiriyorlar. Etnik köken farklılıklarını, mezhep farklılıklarını değerlendiriyorlar. Bunları düşmanlığa nasıl dönüştürürüz, bunun gayreti içerisindeler" diyen Erbaş, konuşmasına şöyle devam etti:

"Biz de onların yaptığının tam tersini yapacağız. Diyeceğiz ki; ırkçılık haramdır. Diyeceğiz ki; mezhep farklılıklarını düşmanlığa dönüştürmek haramdır. Bunları eğer gençlerimize, çocuklarımıza anlatırsak kazanan biz olacağız inşallah. Çocuklarımıza, gençlerimize sahip çıkmamız lazım. Eğer biz sahip çıkmazsak başkaları sahip çıkıyor. İslam düşmanları önce gençlerimizi bizden koparmaya çalışıyor. İnanç zayıflığına, mezhep, meşrep, ideoloji kavgaları ve cehalete karşı mutlaka bizim tedbirlerimizi almamız gerekiyor. 'Birbirinizle çekişmeyin, gücünüzü kaybedersiniz' ayeti kerimesinin hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadan, buna göre hareket ederek gençlerimize yaklaşmaya çalışalım. Bütün sorunların çözümünde kanaat önderlerinin ve sivil toplum kuruluşlarımızın gerçekten çok büyük önemi olduğunu düşünüyorum. Bütün sorunlar ilimle, hikmetle, ferasetle ve dirayetle çözülür. Bu özellikleri kuşanan insanlara ve topluluklara gerçekten çok ihtiyaç var."