Bakan Ziya Selçuk, konferanstaki konuşmasında, çocuklarda akıl ve elin ilişkisi bozulduğunu aktararak, "Çocuklar tuşlara basmak ya da a,b,c,d işaretlemek dışında ellerini çok fazla kullanmadıkları için eylem, düşünce ve duygu birlikteliğinde parçalanma oldu. Yetişkinler kendi kültürlerini, inançlarını bazı basit kelimelerle çocuklara aktardıklarında olumlu bir şey yaptıklarını düşünebiliyorlar. Halbuki çocuğun o yetişkin bilgisiyle karşılaşması onun zehirlenmesine yol açar. Çocuğun ihtiyacı olan şey dışarıdan içeriye olan değil içindekini dışarı çıkarmakla ilgilidir." dedi. Çocukların özgürlüklerinin kısıtlanmasının yanlış olduğunun üstünü çizen Milli Eğitim Bakanı Selçuk, "Özgürlük dediğimiz şey, çocuk ve insan için en temel kavram. Eğer çocuğun özgürlüğünü kısıtlarsak zaten çocuğun fıtratını bozmaya başlamışızdır. Bizim çocuğun hürriyet kavramı ile alakasını korumamızda çok ciddi bir fayda var. Biz çocuklar ile aynı tarihte yaşarız ama aynı zamanda yaşamayız. Onlar kendi zamanlarıyla yaşar. Biz çocuklara saygı göstermezsek onlar sadece bizim yanlış bir kopyamız olurlar. Yapılması gereken şey çocukların bizim yapamadıklarımızı yapmaları, eksik hayallerimizi tamamlamaları değildir, kendi zamanları için hazırlanmalarıdır." diye konuştu. Çocuğun muhakkak hata yapma ihtiyacının karşılanması gerektiğinden bahseden Selçuk, "Bu çağda çocukların hata yapmalarına izin verilmiyor hatta hata yapmamaları için, önlerine engel çıkmaması için her türlü tedbir alınıyor. Çocuğa her şey hazır sunuluyor. Çocuğun hiçbir şekilde mücadele etme fırsatı olmuyor. Bütün problemler yetişkinler tarafından onun adına çözülüyor. Çocuğun psikolojik bağışıklığı gelişmiyor, zayıf kalıyor. Çocuk eğer mücadele etmezse, az da olsa yokluk görmezse kişiliğinin oluşumu tehlikeye girer. Siz ona istediğiniz kadar iyi eğitim verin, ailede çocuk yetiştirme biçiminde bir sorun varsa yani çocuk her şeyi hazır bularak hiçbir mücadele etmeden büyürse iş dünyasında da başarısız olur, evlilikte de başarısız olur, sosyal hayatta da başarısız olur. Önemli olan onun nasıl bir eğitim aldığı değil onun anne-baba-çocuk ilişkisinde nasıl yetiştirildiğidir." ifadelerini kullandı.

UYARILARDA BULUNDU

Toplumda gördüğü eksikliği dile getiren Bakan Ziya Selçuk, "Aileler çocuklarını seviyorlar ama Türkiye'de toplum çocuk sevmiyor. 'çocuklar giremez, çocukları dışarı çıkartın...' gibi ifadeler çocuğumuzu sevdiğimizi, çocuk sevmediğimizi gösteriyor. Bizim çocuk kavramını sevmemiz kendi olgunlaşmamız açısından da çok önemli. Benim toplumda gördüğüm şey aileler çocuklarını kendilerinden korusalar daha iyi olur. Aile çocuğuyla ilişkisinde çocuğu merkeze oturtup etrafında dönerlerse siz istediğiniz kadar medyadan, sokaktan koruyun yapmamız gereken çocuğun tabiatına dikkat etmektir." uyarısında bulundu. Ziya Selçuk, "Çocuğa gün içerisinde eğer 1 çocukluk ilgi gösterirseniz, çocuk daha sağlıklı olur. Eğer dört-beş çocukluk zamanı 1 çocuğa ayırırsanız çocuğun canının sıkılmasına zamanı olmayacaktır. Canı sıkılmayan bir çocuğun kişiliği doğru düzgün gelişmez. Bir çocuğun canı sıkılacak, üzülecek, ağlayacak bunlar güzel şeyler. Ama 'ağlamasın, üzülmesin, her şeyi hazır olsun' dediğinizde ailenin verdiği zarar medyanın verdiği zarardan daha fazla. Eğer biz çocuğun tabiatına hürmet edersek o zaman insan kendi hizasını da bulur. O zaman insanlık da daha doğru yola seyretmiş olur. "dedi. Bakan Ziya Selçuk, "Milli Eğitim Bakanlığı açısından meseleye bakışımız tümüyle çocuğun eğitimini bir hayat sahnesi üzerinden değerlendirmeye bağlıdır. Çocuğu ailesiyle, sokağıyla, medyasıyla, akran grubuyla her şeyiyle bir bütünsel hayat alanının içerisinde görüyoruz." şeklinde konuştu.