Kadın Kadına köşemin bu haftaki konuğu sosyal sorumluluk projelerinin aranılan yüzlerinden fotoğrafçı Figen Göksen. Engelli vatandaşlar için yapılan çoğu projede yer alan, hatta ömrünü onlara adayan bir isim olan Figen Göksen tam bir iyilik elçisi. Uludağ Üniversitesi İngliz Filolojisi Bölümü'nü kazanmasına rağmen baba mesleği fotoğrafçılığa yönelen Göksen, uzun yıllar boyunca kardeşi ile birlikte babasının Şişli'de bulunan fotoğrafçılık dükkanını işletmiş. Bu arada Şişli Belediyesi ile fotoğrafçılık çalışmalarını sürdüren Göksen, sosyal sorumluluk projelerinde de yer almaya karar vermiş. Şişli Engelliler ve Aileleri Eğitim ve Dayanışma Derneği (ENADER)'in kapısını çalan Göksen, orada tanıştığı kişilerin hikayelerinden çok etkilenerek, engelliler üzerine çalışmalar üretmeye başlamış. Dernek başkanı Alev Algan Yorgancı ve diğer arkadaşları ile birlikte engellilere yönelik geziler ve atölyeler düzenleyen Göksen, 'Engellilerin toplumda kendilerine bir yer edinebilmeleri ve mutlu olmaları çok önemli' diyor. Sonrasında Sarıyer'e taşındıktan sonra Sarıyer Belediyesi Kent Konseyi'nde  Engelliler Meclisi'nde çalışmalar yürüten Göksen, toplumda engelliler adına yapılan çalışmalarda birlikte hareket etmenin çok önemli olduğunun altını çiziyor. 

Ülkemizde yaşayan engelli vatandaşların ne gibi sorunları bulunuyor ve bunlara çözüm önerileriniz neler? 

"Toplumda engelli vatandaşlar adına öncelikle farkındalık yaratmak gerekiyor. Bir haksızlığa uğradıklarında nereye nasıl başvuracaklarını bilmiyorlar, sosyal haklarını bilmiyorlar. Biz de evlerine giderek onlara bu haklarını anlatıyoruz, maddi ve manevi sorunlarını çözmeye çalışıyoruz, çatıları akıyorsa evlerinde onarılması gereken bir yer varsa Fen işleri Müdürlüğü'müze bildiriyoruz. En büyük sorunları ise kendi başlarına dışarı çıktıkları zaman endişeleniyorlar. Çünkü, şehir normal bir insanın dahi zorlanacağı bir şekilde dizayn edilmiş. Çoğu yerde yollar bozuk, kaldırımlarda bile araçlar var ya da rampa olmadığı için istedikleri yere rahatça giremiyorlar. Biz onların kendilerini farklı bir şekilde hissetmelerini istemiyoruz, onların da diğer vatandaşlar gibi eşit haklara sahip olan bireyler olarak dışarıya çıktıklarında kaygılanmasınlar istiyoruz. Bir alan inşa edilirken engelli vatandaşlarımızın da gelebileceğini düşünerek ona uygun inşa etsinler istiyoruz."

Engellilere yönelik projelerinizden bahsedebilir misiniz?

"Hamam projesi, sticker projesi ve parmak izi projelerimizden bahsedebilirim. Hamam projesinde Sarıyer Belediyesi'nin Spor Tesisleri'nde haftada bir gün engelli vatandaşlarımızın kişisel temizlik ihtiyaçları gideriliyor, sonrasında da belediyenin araçları ile evlerine bırakılıyorlar. Sticker projemizde de, 'Beni engellediğinin farkında mısın?' yazılı stickerler ile sokaklarda engellilerin yaşam alanını kısıtlayan, kaldırımlara park eden tüm araçların üstüne yapıştırdık. Parmak izi projemizde de karakolumuzun da yardımıyla engelli vatandaşlarımızın parmak izlerini alarak, onların kaybolmaları durumunda kolayca bulunabilmelerini sağladık. Son olarak da bir defile yaptık ve engelli vatandaşlarımız ile mankenlerimiz el el sahneye çıktılar ve onlar için çok güzel bir gündü, çok mutlu oldular."

"FARKINDALIK OLUŞTURMAK İSTİYORUZ"

Tiyatroya adımınızı nasıl attınız? 

"Engelliler ile ilgili bir proje sayesinde sahne tozunu yutmaya başladım. Sarıyer CHP Engelliler Komisyonu olarak hayata geçirdiğimiz bu projede, engelli ve engelsiz vatandaşlar bir araya gelerek Haldun Taner'in 'Vatan Kurtaran Şaban' isimli oyununu oynayacağız. Projenin amacı, toplumda engelli vatandaşlarımıza dair bir farkındalık oluşturabilmek. Bu oyun Türkiye'de engelliler ile engelsizlerin tamamen amatör bir ruh ile oynadıkları ilk oyun olacak. Ünlü oyuncumuz Berke Hürcan'da bizimle sahne alacak. Yönetmenliğini Can Törtop'un yaptığı oyun Kasım ayında sahnelenecek. Yaklaşık 4 aydır projemiz için çalışmalar sürdürüyoruz. Biz birbirimize destek verince güzeliz vurgusunu topluma aktarmak istiyoruz."

'KADIN 2.SINIF OLARAK GÖRÜLÜYOR'

Ülkemizin kanayan yarası kadına yönelik şiddete karşı neler söylemek istersiniz?

"Tek kelimeyle korkunç. Hala bunları konuşabildiğimize inanamıyorum. Bu sorun tamamen kadına bakış açısıyla ilgili. Kadın ülkemizde hala 2. Sınıf vatandaş olarak görülüyor. Erkek egemen ataerkil bir toplumuz ve bunu artık aşmamız gerekiyor. Temel sorun eğitim. Çoğu sorunumuzu eğitim ile aşabileceğimize inanıyorum. Kadınlar öncelikle sorgulamalı. Eğer bir insan bir şeyleri sorgulamazsa onu kabullenir ve kabullenmek te bir geri kalmışlıktır. Kadınların ben de varım diyerek hayata atılmaları gerekiyor."