Ülkemizin en büyük sorunlarından biri kuşkusuz işsizlik…

Salgın başladığından beri işsiz sayısı daha da arttı, artıyor…

Bir de çalışan işsizler, yani zorunlu olarak ücretsiz izne çıkarılanlar var ki, durumları daha da vahim.

Bilindiği üzere salgın başladıktan sonra 17 Nisan 2020 tarihinden itibaren işten çıkarma yasaklandı. 17 Kasım’a kadar da işten çıkarma yasağı devam edecek.

İlk etapta çalışanlar için güzel görünüyor. Ama göründüğü gibi değil, işçileri perişan ediyor.

İşten çıkaramayan işveren, çalışanları bu süreçte işçinin rızasını almadan dilediği kadar ücretsiz izne çıkarabiliyor.

Ücretsiz izne çıkarılanlara işsizlik fonundan, başka bir deyişle işçinin kendi parasından günlük 39,24 TL, aylık da 1.177 TL ödeme yapılıyor. Bu ücretten 8,93 TL damga vergisi düşüldükten sonra işçinin eline aylık 1.168 TL para geçiyor.

Günlük 39 lira ile bırakın bir aileyi geçindirmek, bir insanın zaruri ihtiyaçları karşılanabilir mi?

Diyeceksiniz ki, işsiz kalmak daha mı iyi?

Ücretsiz izin, işsiz kalmaktan, işten çıkarılmaktan daha da beter…

Özünde işsiz kalmıyorum diye seviniyorsun ama işsizsin. Paran yok. Üstelik işten çıkarma yasağı kalkınca işten çıkarılmayacağının garantisi hiç yok.

İşten çıkarılsan işsizlik ödeneğinin en az iki katı işsizlik maaşı alacaksın, eline daha çok para geçecek. Haksız yere işten çıkarıldığın için ihbar ve kıdem tazminatını da alacaksın. En azından birkaç zaman daha hayatını sürdürürsün. Ortam düzelince de yeni bir iş bulur çalışırsın… Belki de eski işverenin seni çağıracak…

Şimdi işin var maaşın yok… İşten çıksan işsizlik ödeneğini ve de işsizlik maaşını hiç alamazsın, ihbar ve kıdem tazminatının üstüne de soğuk su içeceksin…

Peki, bu kimin işine yarıyor…

Tabii ki işverenlerin ve de işsizlik fonundan daha az para çıktığı için devletin…

İşverenler açısından bakınca onların da zor durumda olduğu, krizden etkilendiği aşikar.

Ancak daha sağlıklı çözüm bulunabilir. Ücretsiz izne çıkarılanlara en azından işsizlik maaşının tamamı ödenebilir… Sonuçta zaten işçinin kendi parası…

En kötüsü de işsizlik ödeneği suiistimal ediliyor.

Birçok işveren, işçiyi ücretsiz izinde gösteriyor ama fiilen çalıştırıyor. İşçinin işsizlik ödeneğinden aldığı para da maaşından düşülüyor.

Başka bir deyişle işçinin işsizlik fonundaki parası işverenin cebine gidiyor. Yarın öbür gün işsiz kalınca daha az işsizlik maaşı alacak.

Sonuçta kaybeden hep çalışan oluyor...

Daha da garip olanı salgına karşı tedbir aldık diye çalışanları avutuyoruz.

*****

Hemen in arabadan

Amerika’da işsiz bir genç iş istemek için ünlü işadamı Ford’un bürosuna gitti. Sekreteri görüşme için 3 ay sonraya gün verdi. 3 ay sonra genç, sekreterin yanına geldi. Sekreter, “Sayın Ford şimdi dışarıya çıkmak üzere, siz de onu takip edin lütfen” dedi.

Ford bir arabaya bindi. Genç de yanına oturdu. Yol boyunca hiç konuşmadılar. Araba durduğunda beraberce arabadan inerek bir mağazaya girdiler. Mağazadakiler Ford’u büyük bir saygıyla karşıladı. Birlikte mağazayı gezdiler. Sonra aynı şekilde beş mağaza daha gezildi.

Dönüş yolunda tekrar otomobile bindiklerinde genç daha fazla dayanamayarak sordu; “Sayın Ford, acaba benimle iş görüşmesi yapacak mısınız?”

Ford, “Yaaa, öyle mi? Peki o halde!” diyerek arabayı durdurdu ve gencin arabadan inmesini söyledi. Sonra da basıp gitti. İndiği yer şehirden uzak, tenha bir yerdi ve gencin cebinde hiç para yoktu. Sinirlenerek yürümeye başladı. Kan ter içine evine vardığında şöyle düşünüyordu. “Bana bir ders vermek istedi, ama acaba bu nasıl bir ders?” Günlerce yorum yaptı ve gizli mesajın ne olduğunu anlamaya, bulmaya ve çözmeye çalıştı. Sonunda anladı.

Ford ile birlikte gittikleri ilk mağazaya gitti. İlgililer ona büyük bir saygı gösterdi. Sanki karşılarında Ford varmış gibi onunla ilgilendiler. Genç biraz çekinerek de olsa mağazanın yetkililerine, “Ben sizin ürünlerinizi pazarlamak istiyorum” dedi. Cevap enteresandı; “Buyurun istediğiniz kadar alın, parasını sonra istediğiniz ve rahat olduğunuz zaman ödersiniz.”

Bir insan için bundan büyük yardım mı olur? Genç giriştiği pazarlama işinde çok başarılı oldu. 5 yıl içinde Amerika’nın en büyük işadamlarından biri oldu. Ford’u ziyaret ederek ona teşekkür etmek istedi. Sekreterine giderek Ford ile konuşmak istediğini söylediğinde aldığı cevap yine çok enteresandı; “Buyurun efendim, Ford sizi bekliyor.”

İçeri girdiğinde Ford gence şöyle dedi: “Sizi tebrik ediyorum. Aynı yerde arabadan indirdiğim ne ilk, ne de sonuncu kişisiniz. İçlerinden bir tek siz anladınız ne demek istediğimi. O günden beri hayranlıkla takip ediyorum sizi!”

*****         

TEBESSÜM

Nikâh

Temel ve Fadime uzun yıllar nikâhsız yaşadılar. Fadime bir gün isyan bayrağını çeker:

- Temel bu iş böyle olmuyor, evlenelim artık!

- Bizi bu yaştan sonra kim alır Fadimem!

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Senin değilse alma, doğru değilse yapma, gerçek değilse söyleme, bilmiyorsan sus.

Japon atasözü