Yorumsuz

Abone Ol

Bugün büyük yıkımın yıl dönümü, hatırlayalım;

6 Şubat 2023 tarihinde, Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler, Türkiye'nin 11 ilini etkileyerek büyük yıkıma ve can kaybına neden olmuştur. Resmi rakamlara göre, Türkiye'de en az 53.537 kişi hayatını kaybetmiş, 107.213 kişi yaralanmıştır. Gayri resmi rakamları bilmiyoruz.

Depremler, 120 bin kilometrekarelik bir alanda, 11 il, 124 ilçe ve 6.929 köy ve mahallede ağır yıkıma yol açmıştır.

Depremlerin ardından, büyüklüğü 6.7'ye kadar varan 45 binden fazla artçı sarsıntı kaydedilmiştir.

Bu depremler, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yıkıcı afetlerinden biri olarak kaydedilmiştir.

2 yıl sonra manzara;

Deprem bölgesinde hâlâ, çadırlarda ve 21 metrekare konteynerlerde yaşamaya çalışan aileler var.

Hatay’da, evinin tadilatını yaptıracak parası olmadığı için çadırda kalan Safiye Demirci; “Soğukta, yağmurda çadırda yaşam çok zor, rüzgâr estiğinde fırtına çıkacak diye korkuyorum. Engelli oğlumla beraber kalıyoruz, başka gidecek yerim yok” diyor. Evi az hasarlı diye konteyner talebi geri çevrilmiş. Parası olmadığı için evini yaptıramamış. Bu arada evine hırsızlar girmiş, elektrik prizlerine kadar söküp götürmüşler.

Kriz zamanlarında fırsatçılar mantar gibi yerden bitiverirler. Yıkılan evleri yağmalayan, yardım tırlarındaki malzemeleri çalan, ürün ve hizmetleri fahiş fiyatla satmaya çalışan, evini yüksek fiyattan kiralamaya çalışan yamyamlar türer.

Bir başka vatandaş da şöyle özetliyor 2 yılın sonundaki halini; “Akşamları çok soğuk oluyor, dışarı çıkmaya korkuyorum. 2 yıl oldu elektrik vermediler, yazık değil mi bize?” Yazık olmaz mı hiç? Evimizde sıcak suyumuz olduğu için, geceleri sıcak yatağımızda uyuyabildiğimiz için utanmak yine bize düşer.

Şili Örneği;

1960 yılında Şili’de 9,5 büyüklüğünde dünya tarihinin bilinen en büyük depremi meydana gelmiş ve 1655 kişi hayatını kaybetmiş 2 milyon insan evsiz kalmıştır. Bu felaket sonrası halkın baskısı sonucu siyasi otorite deprem yönetmelikleri çıkarmış ve etkili olarak uygulamıştır.  2010 yılında meydana gelen 8.8 büyüklüğündeki deprem ve ardından meydana gelen tsunami sonrası ise 525 kişi ölmüştür. Bu olaydan sonra halkı tsunamiye karşı yeterince koruyacak tedbirler almadıkları için bazı sorumlular yargılanmıştır. 2015 yılında meydana gelen 8.3 büyüklüğündeki depremde ise sadece 7 kişi ölmüş ve 2016 yılında gerçekleşen 7.6 büyüklüğündeki depremde ise ölen olmamıştır.  Deprem ve doğal felaketler karşısında erken uyarı sistemi gibi teknolojilerini devreye sokan, depreme dayanıklı yapı yönetmelikleri çıkaran bir siyasal sistemle, kurallara uymayanları cezalandıran hukuk sistemi ve bunları destekleyen ve yaşam tarzını değiştiren toplum böylesine büyük bir başarıya imza atmıştır. (Depremin Sosyolojisi: 6 Şubat Felaketinin Toplumsal ve Kültürel Boyutları/Barış Erdoğan)

Yaşlı Teyze

Kocaeli depreminden sonra yaşlı bir teyze anlatmış; “yavrum bu uzun saçlı küpeli çocuklara bakıp ülkeyi bunlara mı bırakacağız derdim. Binalar bir yıkıldı üzerimize o siyasetçilerin hiçbiri yoktu ortada, bizi o uzun saçlı küpeli çocuklar kurtardı.” Yaşlı teyzenin bahsettiği uzun saçlı küpeli çocuklar, Nasuh Mahruki ve arkadaşlarıdır. Nasuh Mahruki kim mi? 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi’nin kahramanı Akut’un başkanı, Everest’e Türk Bayrağını ilk diken, vatanını, insanını seven biridir.

İki deprem arası

99 depreminden 6 Şubat 2023’e uzanan zaman aralığında bizde de bir şeyler değişti. Şili örneğinde, yaşanan depremlerde zaman ilerledikçe kayıplar azaldı. Bizdeki değişiklik kayıpların çoğalması oldu.

6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler, Türkiye’nin en büyük felaketlerinden biri olarak tarihe geçti. 50 binden fazla insan hayatını kaybetti, yüz binlerce insan evsiz kaldı. İnsanların, evlerin, hayatların, hatıraların bittiği yıkıntılardan geriye binlerce insanın hazin hikâyesi kaldı.

Bazı cümleler koyu yazılır

Hatay'da arama kurtarma ekipleri, enkaz altındaki bir çocuğa ulaşmaya çalışırken onunla konuşuyordu. Küçük çocuk, kendisini çıkarmaya gelen ekiplere "Annem uyuyor, onu uyandırmadan alabilir misiniz?" diye sordu. Ekipler içeri girdiğinde, çocuğun annesinin onu kucaklayarak korumaya çalıştığını ancak hayatını kaybettiğini gördü.

Dehşet verici gürültünün ardından önce göz gözü görmez bir toz bulutu kalkar, sonrası sonsuz bir sessizliktir. Ne zaman bilinmez, sessizliği bir bağırış yırtar “Sesimi duyan var mı?”

Sahi, sesimizi duyan var mı?