"Yemen'in önünde al yeşil çadır, / Çadırın önünde koç yiğit yatır" denilirken, bir başkasında bülbüllerden haber sorulur:
"Yemen illerinden bana mı geldin?
Garip bülbül bağrımı deldin."
Halk edebiyatımızda Yemen'e ait yazılmış çok destanlar var. Bu destanlar. Yemen'e gidişi, oradaki acılı, acıklı hayatı geniş geniş anlatırlar. Bir çokları bizzat Yemen'de bulunmuş, askerlik yapmış halk ozanları tarafından yaratılmış. Ancak, ne yazık ki bunların çoğu elimizde yok. İşte bunlardan birinden bir bölüm şöyle:
Şu Yemen'den akar sular akmıyor
Cerrah gelip hastalara bakmıyor
Hastaların hiç birisi kalkmıyor
Yemen çöllerinde kaldım ağlarım.
Ne çok imiş şu Yemen'in devesi
Pek ağırdır Hudeyde'nin havası
Yemen'e gelenin ağlar anası
Yemen çöllerinde kaldım ağlarım.
Evimizin önünde çifte pınarlar
İçerler suyunu beni anarlar
Yemene gideni öldü sayarlar
Yemen çöllerinde kaldım ağlarım.
Söyleyin babama abdestin alsın
Okusun Kur'an'ı namazım kılsın
Benim gibi oğul arasın bulsun
Yemen çöllerinde kaldım ağlarım.
Dertli anam, benim için ağlasın
Oğul adresiyle ciğer dağlasın
Körpe kuzum ile gönlün eğlesin
Yemen çöllerinde kaldım ağlarım...
Türk, vatan bildiği topraklar uğruna, seve seve canını verir. Hafta geçmez, gün geçmez ki, radyolarımızda, televizyon programlarımızda bir Yemen türküsü dinlemeyelim. Bir Yemen türküsünün ezgisinden oluşan fon müziği duymayalım. İçimiz burkulmasın... Boğazımız düğüm düğüm olmasın.