Sevgili yolcu,

Geçen haftaki yolculuğumuzda üşengeçliğin, ertelemenin beraberinde getirdiği rehavetten ve bu sancılı rehavetin alışkanlığa dönüşmesinden konuşurken; tam da beni anlatıyorsun. İşte bir süredir içinde olduğum durum, şeklinde cümleleri sıralamıştın. Bu nedenle tekrar bu konu üzerinde konuşmak istiyorum seninle.

Öncelikle her ne yaşıyorsak kendimizi suçlamak yerine; nasıl bu işin içinden çıkabiliriz ona kafa yoralım. Çözüm odaklı düşünelim birlikte. Olası nedenleri düşünüyorum da… Harekete geçememe, sürekli bahane üretip erteleme, üşengeçlik gibi durumlar mevsimsel geçiş kaynaklı olabilir ya da beslenme alışkanlığı gözden geçirilebilir. Ne kadar sağlıklı besleniyorum sorusunu sormanı istiyorum kendine. Hatta fiziksel aktiviteni, gün içindeki adım sayını da sorgulamanı istiyorum. Aile hekimine gidip, kan değerlerine baktırmakta da fayda var. Takviye alman gerekiyordur belki de. Sağlık, her şeyin başında geliyor.

Bu konuştuklarımız da harekete geçmek için ilk adım aslında. Üstelik büyük bir adım.

Ertelemenin sonu gelmiyor çünkü. O yarınlar hiç bitmiyor. Bitmeyecek. Haydi gel birlikte bir ayna karşısına geçelim. Önce derin bir nefes alıyoruz ve aynada tam karşında sen duruyorsun. Gözlerinin içine bakıyorsun ve kendine söz veriyorsun. ‘Başaracağım. Bugün değil de ne zaman?’ cümlesini birkaç kez tekrar etmeni istiyorum. Cümleyi her tekrarında ses tonunun daha da yükseleceğinden emin olabilirsin. O güç sende çünkü. Güç de sensin kendine, engel de sen!

Üreten insanlara baktığımızda her daim enerjileri yüksek olur. Hareketlilik bereketlendirir kişiyi ve hayır ile gelir üretkenliği. Sen seç bakalım; üretken kişilere seyirci olmak mı yoksa üretkenliğinin bereketine nail olmak mı? Hangisi sence?

İlk adımı attık varsayalım, söz verdik ya kendimize ayna karşısında… Sonraki adım ders programına benzer bir çizelge oluşturmak olsun mu? Öyle ağır bir program olmasın ilk haftada. Aşamalı ilerleyelim, parçadan bütüne şeklinde. Kısa süreler ile başlayalım, misal ilk hafta her gün beş dakika ip atla, on beş dakika kitap oku, seviyeye göre şu kadar konu çalış soru çöz gibi… Yaptıkça tik atalım. Tik attıkça nasıl motivasyonun artacak yaşayıp görmek istemez misin? İstersin. İstersin.

Alışkanlıkları bir anda değiştirmek öyle kolay olmuyor sevgili yolcu. Tüm alışkanlıkları kast etmiyorum aslında, yaşam biçimine dönüşen alışkanlıkları diyorum. Bizi mutsuz eden bir alışkanlığı tam tersine çevirmek de bizim elimizde. Yani diyorum ki, öyle çabucak sonuca ulaşacağım diye acele etme. Önce emek, sonra yemek. Emeklerimizin karşılığını alırız elbette. Tam şu anda, Ezop tarafından yazılmış olan ‘Ağustos Böceği ile Karınca’ fablı, aklıma geldi. Bilirsin sende bu fabl ile hayvanlara ahlaki karakterler vererek, onların şahıslarında bazı insan karakterleri anlatılmak istenmiştir. Tabi ki burada asıl olan, insanoğlunun kıssadan hisse çıkarabilmesidir.

Ertelediğimiz işlerin yüklerinden kurtuldukça hafifleriz. Enerjimiz artar ve motivasyonumuz yüksek olur. Yan gelip yattıkça yatası gelen kişi gider yerine ürettikçe üreten mutlu bir yeni ben, yeni sen gelir. Böyle konuşması dahi keyif veriyor değil mi?

Yolculuğumuzun sonuna geliyoruz. Senden çizelgeni, yanlarına tikler atılmış şekilde bekliyorum. Her şeyden önce ‘Kendin için’ harekete geçeceğine; ilk adımı atıp bir yerden başlayacağına inanıyorum. Gerektiğinde motivasyon için ben burada olacağım.

Beni dinlediğin için teşekkür ediyorum. Faydalanmasını istediğin kişilerle yazımı paylaşarak; sen de insanların hayatına dokunabilirsin.                                                                                                             

Sağlıcakla, huzurla, anda kal. Sevgilerimle.

#demetlemotivasyon