İçimizdeki Şaman “Sevgi Ağacı”

Okuma-yazma oranı çok yüksek olan Beyağıl’da yaşamış olan Annem(Emine Özden(81)-ölüm: 18 Nisan 2001) yaşam tarzı, beni böylesi bir çalışmaya teşvik etti. Sevgili annemi saygı ve sevgiyle anıyorum. Ona layık olmaya çalışıyorum. Annemi hiç unutamıyorum. Annem, olgun ve nurlu bilge bir derviş gibiydi. Özellikle, onun bazı bitki ve hayvanların iyi ve kötü ruhlar taşıdığına inanması, ölümü olağan sayması, insanın bu gününü ve geleceğini açıklarken, yaşadıklarımız (ortada) - cennet (yukarıda) – cehennem (yerin altında) olarak tanımlaması, Orta Asya Şamanlarının üç boyutlu “Sevgi-Elma Ağacı” örneğinde şekillenen yaşam formülüne uyması, bedelsiz doğum yaptırması, zikir ederek ölü yıkaması, pek çok hastalara doğal yöntemlerle şifa vermesi, yılan ve öteki yabanıl hayvanları dua okuyarak ve onlarla konuşarak uzaklaştırması, korku nedir bilmemesi, kurt ağzı bağlaması-çözmesi, ekin biçerken söylediği türkülerin anlamı, halı-kilim dokurken yarattığı desenlerin şekli-ahengi, kına gecesi ve düğünlerde mani, şiir ve tekerleme söyleyerek mutluluk yolu göstermesi, haksızlıklar karşısında adil olması, çevresine imece-yardımlaşma-dayanışma-paylaşma-iyilik etme yönünde örnek olması, küsleri barıştırması,

doğruluktan şaşmadan, hoşgörü-saygı-sevgi-barış-kardeşlik-yurt ve insan sevgisi duygusu aşılaması, bizlere kavga yerine “düşmanımızı bile sevmeyi” öğütlemesi, okuma-yazması olmadığı halde ezbere tüm Kuran-ı Kerim’i ve ilahi-sufi şiirleri okuyarak “kutsal ruh” çağırması, “kutsal ruha” adak vermesi, köyün üzerindeki bir kayada bulunan asırlık dilek-ardıç ağacına evlenme çağındaki gençlerin gitmesini öğütlemesi, ulusal bağımsızlığımızın kazanılması-tüm kötülüklerin ve kirliliklerin yok olması için Mustafa Kemal Atatürk’ün ve “olgın ve nurlu bilgeler ordusu”nun yeniden geleceğine inanması gibi pek çok Şaman yanları vardı. Darboğaz kasabasındaki bir akrabanın cenazesinde, ayakta uçar gibi şiir ve ilahi okuyarak ölmesi, çevredekilerin hayretleri ve “iyi ölümdü” demelerine neden olan annemin, tıpkı yaşamı gibi ölümü de yarenlikti... Şifacı Şaman Anamın ölümü herkesi büyüledi. Ama o, büyücü değildi...

Şaman törelerinde, Şifacı Şaman (Kam) Ana tarafından yapılan kutsal büyü ve doğal bitkilerle hastaları iyileştirerek, kutsal ateş ve “Gök Tanrı”ya yakararak dans eden, “Sevgi Ağacı-Elma” da şekillenen tüm canlıların üç evreli yaşamı tanımlanmaktadır. Kötülüklerin dünyası olan yer altı-ağacın kökünü, bu günkü yaşamı simgeleyen acı-mutluluk dünyası-ağacın gövdesini ve iyilik-güzellikleri simgeleyen gökyüzü-ağacın dallarını, yapraklarını, çiçeklerini ve meyvesini oluşturmaktadır. Tüm bunlar, iyi ve kötü ruhların canlı yaşamındaki gücünü göstermektedir.

Yani, Şaman içimizdedir. İçimize yöneldiğimizde ve içsel dünyamızı keşfettiğimizde, içimizdeki iyi ve kötünün farkına varacağız demektir. Önemli olan, farkındalığın farkına varmaktır.

Şaman üst dünyanın, orta ve alt dünyanın ruhlarıyla ilişkiye geçebilen kişidir. Şaman, yaşadığımız bilinç seviyesinden başka bilinç seviyelerine yolculuk yapabilen, oralardan bilgileri, şifayı aktarabilendir. Şaman, farkındalığını dönüştürerek bizlerin normal hayatımızda algılayamadığımız bir çok şeyi algılayabilir. Farkındalığın dönüştürülebilmesi için de belli bir konsantrasyona gereksinim duyar. Bu yoğunlaşmayı Şaman; ya Budizmde rastladığımız meditasyon yöntemleri , Sofizmde gördüğümüz dönen dervişler gibi içsel (isoteric) bakış ile ya da Afrika Şamanlarının, Orta ve Kuzey Amerika yerlilerinin (Kızılderililerin) ve Güney Sibirya Şamanlarının davulları ve ateş danslarında gördüğümüz gibi dışsal (exoteric) bakış ile sağlıyor. Yöntem ne olursa olsun, Şaman kendi bütünlüğünü sağlayan evrenin ve içinde bulunduğu doğanın ruhları ile ilişkiye geçer.

Devamı haftaya…