Turizmi çok önemsiyoruz. Ekonomimizin de lokomotifi olarak görmekteyiz. "Bacasız sanayi" olarak da tanımlanan turizmde bu sezonun da sıkıntılı geçeceği görülüyor. Bu nedenle turizmciler şimdiden kara kara düşünmeye başladı. Hiç kimse gözünün önünü göremiyor.

Otellerin çoğu kapalı. Açık olanlar iş yapamıyor. Daha önce yapılan rezervasyonlarda da iptallerin yaşandığı söyleniyor.

Yapılan toplantılar ve açıklamalar ortaya somut bir çözüm koymuyor. Çözüm olmayınca da kilitlenme kaçınılmaz. Pandemide vakaların yükselmesi de önümüzdeki önemli engellerden biri.

TÜRSAB 1. Uluslararası Turizm Forumu'nun ilk paneli olan, 'Ekonominin Yeni Yol Haritası' geçenlerde yapılan toplantı ile masaya yatırıldı. Konuşmacıların ortak görüşü:

"Turizm sektörüne 10 milyar dolar gibi bir rakamla destek olunmalı."

Çözüm önerileri de ortaya konuluyor ama eninde sonunda iş ekonomiye gelip dayanıyor. Bizi yönetenler önerileri dikkate alıp sektörü ayağa kaldırabilecek parayı bulabilir mi, ya da başka bir çözüm yolu üretebilir mi bu konuda şu an için bir şey diyemiyoruz.

Günlerdir turizm üzerine yazıyoruz. Nedeni de şu:

"Ülkemizdeki ekonominin motorlarını çalıştırmak istiyorsak turizmi ayağa kaldırmak durumundayız."

TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Alp yaptığı konuşmada turizmimizin içinde bulunduğu durumu bütün çıplaklığı ile gözler önüne serdi. Alınması gereken önlemleri de sıraladı. Sözü fazla uzatmayalım:

"Turizm sektörüne yönelik önerileri ve sektörün önünü açacak çalışmalar ile ilgili ''Maalesef sektör ciddi finansman desteği sıkıntısı içerisinde. Eğer pandemi devam edecekse ne yapılması gerektiği ile ilgili net bilgiler yok. Herkesin aklındaki ortak soru 'pandemi ne zaman bitecek?'. Bu geçiş aşamasında, turizm sektörüne 10 milyar dolar gibi bir rakamla destek olunması zor değil. Büyük 3 tur operatörüne 90 milyon dolar destek verilmesi ile bu iş yürümez. Geçen seneye göre daha kötü durumdayız. Rus turistler de an itibariyle ülkemize seyahat edemiyor. Turizm sektörünün temel üç tane paydaşı var. Bunlar otel-otel sahipleri, acentalar ve uçak şirketleri. Incoming şirketlerimiz de önemli. Bu sektörün çok ciddi finansman sorunu var. Birinci sırada Tur operatörleri ve acentalar gelmekte. Memleketin ekonomisinin motorlarını çalıştırmak istediğimiz zaman ilk sırada turizm geliyor. Dünyada rakiplere baktığımız zaman TUI'ye devlet yardım ediyor, piyasada tahvil çıkarıyor, sermaye artırımına gidiyor. Yani bizim acentalarımızın rakipleri hem piyasadan tahvil çıkartabiliyorlar hem devletten yardım alabiliyorlar hem de ortaklarına gidip hisse senedi çıkartıp para toplayabiliyorlar. Ama bizim acentalarımız hiçbirini yapamıyorlar. Tek gidebilecekleri yer ticari bankalar ve devlet yardımlarıdır."

Panelde görüşlerini yansıtan gazeteci arkadaşımız Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar'ın dikkat çekmek istediği nokta kısa çalışma ödeneğinin turizmimiz için çok önemli olduğu konusuydu. Kendisini dinleyelim:

"Eğer güveni yeniden sağlayabilirsek yüksek CDS (Kredi Temerrüt Takası) sorununu da ortadan kaldırabiliriz. Deyim yerindeyse CDS'ler noktasında bel altından yumruk yiyoruz. Dolayısıyla bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Hem Türkiye'yi yeniden yatırım yapılabilir ülke seviyesine yükseltsinler diye rating kuruluşlarının da adımlarını dikkate alarak hareket etmemiz gerekir. Özellikle İstanbul'da otellerin %20'sinin açık olduğunu ve doluluk oranlarının da bu oranda seyrettiğini biliyoruz. Kısa Çalışma Ödeneği'nin turizm sektörü için, hizmet sektörleri için devam etmesini hükümetin sağlaması gerekiyor. Bütün sektörler için gerek yok. Çünkü diğer bazı sektörler sorunlarını çözdüler ama turizm sektöründe bunun mutlaka olması gerekiyor. Pandemi bize üretimin önemini bir kez daha hatırlattı. Üretim pandemide bile devam eden bir husus. Bu tarafa daha fazla yoğunlaşmamız gerekiyor."

Özetleyelim:

Rakibimiz olan birçok ülke turizme gereken desteği sağladı. Kısa zamanda da sektörü ayağa kaldırmasını bildi.

Demek ki, ekonomideki güç birçok olumsuzluğu ortadan kaldırabiliyor. Ekonomisi güçlü olan ülkelerde bunu görebiliyoruz.

Her zaman söylediklerimizi de özetleyelim:

Turizmin ayağa kaldırılması demek yan sektörün dirilmesi demektir. İşsizliğin azalması anlamına gelir. Kasamız para ile dolar. Yatırımcıların yüzü güler. Taşımacılık sektörü nefes alır. Çarşı-pazara hareket gelir, yaşanan sıkıntılar asgari seviyeye iner.