Katar krizine İngiltere'nin yaklaşımını ve ABD'den çok farklı bir eksende davrandığını siz de fark ettiniz mi? Ve Katar'ın bazı Arap ülkelerinin "terörü destekleme" suçlamasına karşı, terörle mücadele çabalarını denetlemesi için Bush'un eski ABD Adalet Bakanı Ashcroft'un hukuk firmasıyla anlaştığını. NeoCon'ların "şahin" ve "dengesiz" Başkanı Trump'a karşı, BOP'un başından bu yana uygulayıcısı Bush'un ekibi... Güzel taktik. Bu hamleye "Katar çark etti" diyemeyiz ama "Vuruşarak çekiliyor" demek en doğru tanımlama olur. İngiltere'nin tavrı, Virgina'da yapılan son Bilderberg toplantısında tartışılan senaryodan hiç farklı değil. O Bilderberg toplantısının içeriğini ayrıca anlatacağız...

Belki Bush'un eski Adalet Bakanı'nın hukuk firması, "Katar terörizmi destekleyen ülke değildir" sonucuna varacak veya bir orta yol bulacak. Ya da Katar, Suudi merkezli Vahhabi çetesiyle (aynı mezhebe mensup olduğu için) uzlaşmanın yolunu bulacak. Bulmak zorunda, çünkü topraklarının büyük bölümü ABD üssü. Peki o zaman, "terörün desteklenmesi" ya da Ortadoğu'da "cihadist görünümlü katiller sürüsünün" silahlandırılması gibi eylemlerin hesabı kimden sorulacak? Ya da sorulacak mı? Mesela, IŞİD'in yıllardır Rakka'da, Musul'da ürettiği petrolü, kimlere, hangi aracılar sayesinde sattığı, o petrolün nasıl taşındığı gibi konular araştırılacak mı? Hiç sanmıyorum.  Araştırılsa bile, oyunun başrol oyuncuları olan ABD, İngiltere ve Fransa'dan hiç bahseden olmayacak. BOP'un "yancıları" Suudi Arabistan ve çevresindeki Vahhabi çetesinden de... Sorulacak olsaydı, Usame Bin Laden ve El Kaide'nin hesabı sorulurdu. Katar'ın korumakla suçlandığı 59 kişi ve 12 kuruluşun "azat" edilmeyeceği, onlarla ilintili diğer ülkelerin hedef alınacağını kestirmek de zor değil. Süreç hızla yürüyor ve akbabalar coğrafyanın üzerinde dolanıp duruyor.

* * *

BOP'un, ya da "Arap Baharı" denilen büyük yalanın yapımcısı, senaristi ve rol dağıtıp yöneticisi ABD'nin "Şerif Taytıs" rolüne soyunmuş Başkanı Trump, Riyad'a giderken eli boş gitmedi. Gemiler dolusu "kaçak silah" götürdü Riyad'a. Suud Kralı'nın Yemen'de ve başka ülkelerdeki "tekfirci cihadı" veya "Vahhabi cihadı" için el altından desteklediği çetelere gidecek silahlar...

Trump Suudi Arabistan'a indiğinde, Bulgaristan'ın Burgaz limanından yola çıkan Marianne Danica, yükü olan silahları boşaltmak için 20 Mayıs'ta Cidde Limanı'na yanaşıyordu. Marianne Danica, 5 Mayıs'ta Bulgaristan'dan ayrılmıştı. O limana yaklaştığında, bir önceki silah yüklü gemi olan Hanne Danica adlı gemi ise Burgaz'a geri dönüyordu.

Her iki gemi de, Pentagon'un Çekya'daki Vazoski Machine Building Factory (VMZ) ve Tatla Defense Industrial Ltd. şirketlerinden temin ettiği silahları taşıyordu. Silahlar, eski Sovyetler Birliği tasarımı silahlardı ve NATO envanterinde kayıtlı değildi.

Bu teslimatlar, 2017'nin Ocak ayında (yani Obama, seçimin galibi Trump'a koltuğu devretmek üzereyken) Obama yönetiminin Orbital ATK ile imzaladığı 200 milyon dolarlık sözleşmelerden birine aitti. Orbital söz konusu teslimatta, adı geçen yük gemilerini Danish H. Folmer & Co.'dan kiralayan Chemring'in taşeronluğunu üstlendi.

Bulgaristan'ın Burgaz Limanı'ndan kalkan her iki geminin Boğaz'dan geçerek Cidde'ye doğru gidişinin iki de Türk şahidi vardı. İstanbul Boğazı'nda askeri gemileri izleyerek görüntülemeyi hobi edinmiş Yörük Işık ve Alper Beler. Işık ve Beler'e göre, bu yük gemileri çeşitli tipte GRAD roketatar ve OT-64 SKOT zırhlı araçları taşıyordu.

Trump, Obama'nın Vahhabi Cihadı yapacak militanlara gidecek silahlarla ilgili sözleşmeyi iptal etmemiş, teslimatın zamanlamasını da iyi ayarlamıştı. Ya da Pentagon böyle bir jest yapma ihtiyacı duymuştu.

* * *

Bir örnek daha:

ABD'nin 6.Filosu'na (Ona aşık olanlar heyecanlanmıştır şimdi) ait Özgürlük Tutkusu isimli gemi İtalya'nın Livarno şehrinden 26 Mart'ta 250 askeri araçla hareket etti. Aynı zamanda 58 bin 107 adet değişik Amerikan füzeleri taşıyordu. 6.Filo'nun bu "özel" gemisi, Trump'un Ürdün Kralı Abdullah'ı Beyaz Saray'da kabul ettiği 7 Nisan Cuma günü Süveyş Kanalı'na ulaştı. Yükünün bir bölümünü Suriye'ye bıraktı ve 40 saat kaldığı Cidde Limanı'ndan Pazar günü Ürdün'ün Akabe Limanı'na ulaşmak için yola çıktı.

İtalya'nın Livarno Limanı, Pentagon'un daha önce de kullandığı bir yerdi. Irak, Yugoslavya ve Libya'ya karşı yürütülen savaşlarda kullanılan bombalar bu limandan hareket etmiş, benzer bir güzergahı izlemişti.

Gördüğünüz gibi, ABD'de iktidar değişiyor ama "gelenek" değişmeden devam ediyor. "Üst akıl"ın yazdığı senaryo ve yol haritası kesintisiz olarak uygulanıyor. Eğer stratejide veya yöntemde değişiklik varsa, fil gidiyor yerine eşek geliyor. Ama Ortadoğu'daki figüranlar, yancılar ve "hayalperest"ler hiç değişmiyor. Birilerinin kellesi gidiyor, birileri koltuğunu koruyor, birileri de habire çırak çıktığı halde boş bulduğu mahallede nara atıp duruyor...