Geçen haftadan devamla ama önce geçmiş bayramınız kutlu olsun…

Belki birilerine faydası olur diye sizlerle tarım maceramı paylaşmak istiyorum.

Uzun süre İstanbul’da yaşadım.  Yoruldum. Sıkıldım. Çok zamanımı almayacak, yaşamak için bana da zaman bırakacak bir iş istedim. Hem doğanın içinde olmak hem de bir iş ile uğraşmak adına tarımı seçtim. Beş sene sonra geldiğim şu noktada yaşamımdaki en doğru tercihlerden birini yaptığımı düşünüyorum.

2017 yılında ilk elma bahçemi alarak pek dilim alışmasa da soranlara “çiftçiyim “ demeye başladım. Bu yazıyı okuyanların kafalarındaki resim netleşsin diye rakamlarda vereceğim. Bayramiç bölgesinin elma üretiminde  verim ortalaması 5000 Kg/Dekar. Yirmi dekar bahçeden 100.000 Kg elma almak doğru bakımla mümkün.  2020 yılı fiyatları ile 1 dekar alana yapılan masraf 2800 TL. yüz ton elmanızı 1 TL’den satsanız elinize 100.000 TL para geçer, 56.000  TL masrafınız, 44.000 TL kârınız olur. Her işte olduğu gibi tarım da içinde önemli riskleri barındırır bunu da unutmamak gerekir.

2020 yılına kadar tam verimde satın alınan bir elma bahçesinin kendini amorti etme süresi 2-3 yıl kadardı. Pandemi sürecinin getirdikleriyle birlikte fiyatlar arttı. Şu anda geri dönüş süresi bahçelerde yaklaşık 5-6 yıl oldu. Ciddi anlamda bu süreler çok ama çok kısadır ve sizlere yeni  fırsatlar yaratabilir. 250.000 TL verip aldığınız bir bahçe kendine ödenen parayı 4 ya da 5 yılda geri öder.

Tarım ne kadar bilinirse bilinsin işletme yönetimi olmadan asla para kazanılmayacağını da gördüm. Köylü tarımı çok iyi biliyor ama yönetsel olarak zayıf kaldığından ilerleme sağlayamıyor. Kısıtlı bir alanda, küçülmüş tarlalarda, yetersiz sermaye ile iş yapmaya çalışıyor.

Henüz tarımı bir iş gibi görmeyi insanlar başaramadı. Köyde doğmuş ve yaşama devam eden kesim bir zorunluluk gibi görüyor tarımı. Yaşamak için tek çaresi elindeki olanakları kullanarak ekip dikmek veya büyük şehirlere göçmek.  Yapılan iş ‘’zorunlulukla’’ yürüdüğü için bir başarıya ulaşmak mümkün değil.

En önemli sorunlardan birisi  ‘’işletme’’ bilgisine sahip olmamak. Hangi işletme olursa olsun yanlış yönetilirse batar. Üretim verimliliği düşük ise para kazanmak mümkün değildir.

Tarım alanında çalışacaklara öneriler;

1.   Girmek istediğiniz alanı iyice araştırın. Unutmayın kağıt üzerindeki hesaplar gerçek dünyada şaşabilir.

2.   Asla sermayenizin tamamını yatırmayın. Mutlaka yedek akçeniz elinizde olsun.

3.   Üretimde kullanacağınız ne varsa iyi belirleyip doğru alım yapın.

4.   Yeni başladığınız her işin çok zamanınızı alacağını bilin.

5.   Hobi bahçeciliği ile tarımı asla karıştırmayın.

6.   Mümkün olduğunca ‘’tam’’ başlayın, eksik ekipman, eksik sermaye batmanıza neden olabilir.

7.   İlk yapmanız gereken bu işleri gerçekten isteyip istemediğiniz. Sevmediğiniz iş size on kat zor gelir. Sevdiğiniz iş ise iş değil hobiye dönüşür.

Çok geç değil ve başarmak mümkün. Dünya üzerinde nüfus hızla artarken topraklar hiç artmıyor. Bizler bize miras kalan bir dünyada yaşamıyoruz yaşadığımız dünyayı çocuklarımızdan ödünç aldık ve gene onlara bırakacağız.

Çocuklarınıza ne bırakmak istersiniz?