Carragher, Baresi, Maldini, Neville, Puyol, Giggs, Scholes, Ceni ve Totti.
Ardı ardına sıraladığımız bu isimlerin, futbolcu olmaları, efsaneleşmiş isimler olmaları dışında bir ortak özellikleri daha var.
Ülkeleri değil, oynadıkları kulüpler ya da mevkiler, attıkları goller değil ortak noktaları.
Her biri birbirinden ünlü bu futbolcuların ortak özellikleri futbolu, başladıkları kulüplerde bırakmaları, yıllar yıllar boyunca gelen her transfer teklifini ellerinin tersiyle itmeleri oldu.
Kimi İtalyan, kimi İngiliz, kimi İspanyol, kimi Brezilyalı bu futbolcular oynadıkları dönemde unutulmazlar arasında girmişlerdi. Ama formalarına duydukları aşk zaman zaman onları kulüplerinin bile önüne geçirdi. Baresi denince Milan, Totti denince Roma’nın akla gelmesi bu bitmeyen forma aşkındandır.
Onlar için paradan daha önemli değerler vardı, bu değerlerin yolunda yürüyüp kimi 15, kimi 20, kimi 25 sene boyunca aynı takımda top koşturdu, ter akıttı, goller attı ya da kurtardı.
Bu isimlerin kariyerlerine kısaca göz atalım:
James 'Jamie' Lee Duncan Carragher
2005 yılında İstanbul Atatürk Stadyumu’nda oynanan Şampiyonlar ligi finalinde de oynayan İngiliz oyuncu kupayı kazanan kadroda yer aldı.
Tüm futbol kariyeri Liverpool’da geçti.
Dünyanın en iyi defansları arasında yer alan Carragher çocukluğunda Everton takımını tuttuğunu ve çocukluk hayalinin 15 yıl formasını giydiği Liverpool takımına gol atmak olduğunu açıkladı. 4 Eylül 2010 tarihinde Everton ile Carragher için oynanan bir maçta kendi kalesine penaltı ile gol atarak hayaline ulaştı. Futbolculuk yaşantısı Queens Park Rangers ile oynanan karşılaşma ile sona erdi.
Artık spor yorumculuğu yapıyor.
Franco Baresi
Milan denince Baresi akla gelmez ama Baresi denince Milan akla gelir. Zira Milan’ın efsaneleşmiş defansı, altyapısından yetiştiği kulübün kapısından girdiğinde sadece 12 yaşındaydı. Futbol kariyerini sonlandırdığında ise 37. Tam 25 sene Kırmızı Siyahlıların kalesine top girmesini engellemeye çalıştı.
Resmi olarak 20 yıl boyunca forma giydiği AC Milan'da 531 resmi maça çıktı.
Oynadığı dönem AC Milan kadrosu takım tarihinin en başarılı dönemini yaşadı. 6 kez Serie A şampiyonluğu yaşadı. Yine o dönemde AC Milan 3 kez Avrupa Kupası kazandı. 1997 yılında futbolu bırakınca takımı 6 numaralı formasını emekliye çıkardı ve o forma numarası Baresi'ye adandı.
Paolo Maldini
Milan’ın bir başka “Çocuğu” da Paolo Maldini.
10 yaşında altyapısından girdiği kulübüne 25 yıl hizmet etti.
Aşkla bağlı olduğu forması ile 1984- 2009 yılları arasında 877 maça çıkarak kulübün başarısında önemli bir pay sahibi oldu. AC Milan ve hatta İtalya için bir efsanedir. İstikrarlı bir oyuncu olan Maldini 126 kez millî formayı giyerek rekor kırdı.
Kariyeri boyunca 8 Avrupa Şampiyonlar Ligi finalinde mücadele etti ve rekor kırdı. Aynı zamanda Şampiyonlar Ligi'nde en çok forma giyen ilk 10 oyuncu arasındadır. Maldini kariyerini 2008-2009 Sezonundaki Fiorentina maçıyla sonlandırdı.
Gary Neville
17 yaşındayken 1992 yılında girdiği Manchester United kapısından 2011 yılında futbolu bırakarak çıktı.
Takımın kaptanlığını da yapan Neville’in Eylül 1992'de Manchester United ile ilk resmî maçı, Torpedo Moskova takımı karşısında bir UEFA Kupası maçıdır.
Neville, Sir Alex Ferguson'un 1990'larda yarattığı genç Manchester United'ın kilit oyuncularındandı.
1994'ten itibaren takımın birinci sağ beki olarak görev yapan Neville kariyeri boyunca Manchester United ile 7 Premier League şampiyonluğu, 3 FA Cup, 2 Lig Kupası, 3 FA Community Shield, 2 UEFA Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu, 1 Kıtalararası Kupa ve 1 FIFA Kulüpler Dünya Kupası şampiyonluğu yaşadı.
Carles Puyol
Barcelona’nın eski kaptanı İspanyol futbolcu. Defans pozisyonunda görev alan oyuncu, 1999 ile 2014 yılları arasında Barcelona formasını giydi ve futbolu başladığı kulüpte bitirenler arasında yer aldı.
Futbola Barcelona altyapısında başlayan Puyol, 1999 yılında A takıma çıktı, 2000'den itibaren de hem FC Barcelona'nın hem de İspanya millî futbol takımının değişmez oyuncusu oldu. 2007 yılında dünyanın en iyi defansı seçildi. Kariyeri boyunca sadece Barcelona formasını giyen Katalan oyuncu, 4 Mart 2014 tarihinde, sezon sonunda futbolu bırakacağını açıkladı ve 15 Mayıs 2014 tarihinde resmi olarak futbolu bıraktı.
Ryan Giggs
Giggs de kulübün kapısından 14 yaşındayken giren, altyapı ile birlikte tam 27 sene Manchester United’de top koşturan futbolcudur.
Tüm kariyeri boyunca aynı takımda oynayan ve takımının formasını en çok giyen futbolcu olarak kayıtlara geçti. Futbolu bıraktıktan sonra da kulüpten kopmadı ve 2014-2016 yılları arası Manchester United'da Louis van Gaal 'ın yardımcılığını yaptı.
Futbola Manchester sokaklarında top oynarken keşfedilmesi sonucu Manchester City altyapısında başladı. Bu takımın altyapısında iken Manchester United menajeri Alex Ferguson Giggs'in evine gitti ve ailesini ikna ederek kendi takımının altyapısına aldı. O tarihten beri başka bir takıma transfer olmadan kariyerini aralıksız United'da geçirdi.
Paul Scholes
Sırada MANU’nun bir başka efsanesi Scholes var.
En yakın arkadaşı Giggs olan Scholes Manchester United ile 500'ün üzerinde maça çıktı, en yakın takım arkadaşı Ryan Giggs'ti.
29 Nisan 2008 tarihinde Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Barcelona karşısında Şampiyonlar Liginde 100. maçına çıkarak Şampiyonlar Ligi'nde 100'ün üzerinde maçta görev alan 8. futbolcu unvanını alan Scholes. 101. maçı olan UEFA Şampiyonlar Ligi yarı final maçında Barcelona'ya harika bir gol atarak takımının finale çıkmasını sağladı.
Bir diğer özelliği ise gördüğü sarı kartlardır. 32 sarı kart ile Şampiyonlar Ligi tarihinin en fazla sarı kart gören futbolcusudur.
2011 yılında futbolu bırakmasına karşın United'daki kadro problemleri sebebiyle 2012-13 sezonunda yeniden takıma döndü. Sezon sonunda kariyerini sonlandıran Scholes, 2014 yılında Manchester United teknik direktörü David Moyes'un görevinden ayrılmasından sonra teknik direktörlüğe getirilen Ryan Giggs'in yardımcılığını yapmaya başladı.
Rogerio Ceni
Profesyonel kariyeri boyunca São Paulo kalesini korudu. Üç Brezilya Ligi şampiyonluğu ve iki Copa Libertadores zaferi gördü. Penaltı ve serbest vuruştan attığı gollerle 100 gole ulaşan ilk ve tek kaleci oldu.
2008 yılında kaleci José Luis Chilavert'i geçerek en çok gol atan kaleci olan Ceni, iki Dünya Kupası'nda Brezilya kalesini korudu.
Ceni, 25 yıl aralıksız mücadele ettiği Sao Paulo takımı ile bin 237 karşılaşmaya çıkıp 131 gol kaydetti.
Sao Paulo formasıyla 3 lig, 2 Libertadores, birer Sudamericana ve FIFA Kulüpler Dünya Kupası şampiyonlukları yaşayan Ceni, 16 kez sahaya çıktığı Brezilya Milli Takımı ile 1997 FIFA Konfederasyonlar Kupası ve 2002 FIFA Dünya Kupası'nı kazandı.
Brezilya'da 2006 ve 2007'de yılın futbolcusu seçilen efsane kaleci, rakip filelere gönderdiği 131 golle futbol dünyasının en golcü kalecisi konumunda bulunuyor.
Francesco Totti
Bir İtalyan efsanesi daha var sırada.
Serie A takımlarından Roma'nın, takımla özdeşleşen oyuncularından Totti aynı zamanda takımın değişmez kaptanıydı. 1992-2017 yılları arasında AS Roma takımının formasını giydi. FIFA 100 olarak bilinen ‘Yaşayan En İyi 125 futbolcu’ listesinde yer aldı.
2 kez Serie A Yılın Futbolcusu, 5 kez Yılın İtalyan Futbolcusu seçildi.
605 maç 250 gol ile Serie A tarihinde en çok gol atan 2. futbolcudur.
Totti 2006-2007 sezonunda attığı 26 golle İtalya Serie A gol kralı oldu ve Avrupa Altın Ayakkabı ödülünü kazandı.
Şampiyonlar Ligi, UEFA Ve İtalya Kupasıyla birlikte toplamda 775 maçta 307 golü ve 183 asisti vardır.1 kez Serie A Şampiyonu, 2 kez Coppa Italia’yı kazandı, 2 kez de Supercoppa Italiana'yı aldı.
UEFA Şampiyonlar Liginde gol atan en yaşlı oyuncu unvanına da sahip olan Totti 1992 yılında profesyonel kariyerine başladığı takım AS Roma'da 28 Mayıs 2017 tarihinde jübile maçına çıkarak emekli oldu.
Yazımıza haftaya kariyerlerini başladıkları takımlarda bitiren Türk futbolcular ile devam edeceğiz…