Şaka gibi bir ülkede yaşıyoruz. Öyle olaylar yaşanıyor, haberler oluyor ki, gerçek mi değil mi ayırt etmekte zorlanıyor insan…

Zaytung’un kafa yapıp dalga geçen haberleri bile çoğu zaman sönük kalıyor.

Şaka gibi gelecek ama bir araştırma şirketi üşenmedi, anket yaptı… “Ekonomik krizden kim sorumlu?” diye halka sordu.

Meraklandım haliyle, halkımız ekonomik krizin sorumlusu olarak kimi görüyor…

Olur ya, belki de ekonomik krizin sorumlusu benim gibi sade vatandaşlardır! Anketçilerden ve halkımızdan iyi bilecek değiliz ya!

Ankete katılanların yüzde 23,8’i ekonomik krizden dış güçleri sorumlu tuttu. Yaklaşık 4 kişiden biri sorumlu olarak dış güçleri görmüş!

Yüzde 7,5’u da muhalefeti sorumlu tutmuş!

Kendi adıma sevindim, en azından ekonomik krizi bizden bilmiyorlar!

Ama baskın yapılan soğan ve patates depoları ile marketleri sorumlu tutmamalarına çok şaşırdım!

Düşünün hele, marketler fiyatı artırmazsa ülkede ekonomik kriz kalır mı!

Kaç liraya geldiğinin bir önemi yok ki! Hep aynı fiyata niçin satmıyorlar; hayat pahalılığının bir numaralı sorumlusu onlar!

Depolardaki soğan ve patatesler de reyonlara sürüldü mü, ülkeyi boş verin dünya bile kurtulur!

Bizi çok kıskanan Almanya’da mesela böyle bir anket bile yapılamaz! Çünkü orası anket yapacak ve anket sorularına cevap verilecek kadar bile özgür değil!

Almanya’da hele sokakta bir sorun bakalım, ekonomik krizin sorumlusu marketler mi dış güçler mi diye, görün başınıza neler gelecek!

Şaka gibi ülkedeyiz diyorum ya…

Eskişehir’in Seyitgazi Kaymakamlığına ait sosyal medya hesabında 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlama mesajı yayınlandı. Mesajda, Atatürk’ün ismi 3 yerde geçti, 2 yerde yanlış yazıldı.

Bir yerde Atatark, diğerinde ise Atakürk yazıldı.

Kaymakamlık sehven diye açıklama yaptı.

Ne ilginçtir ki; yine Seyitgazi Kaymakamlığı, sosyal medya hesabında geçen yıl yapılan 19 Mayıs kutlamaları ile ilgili paylaşımında yine Atatürk’ün ismini Ataturk diye yazmıştı.

Bir yıl oldu halen Atatürk yazmayı öğrenemediler!

Sehven açıklamasını doğru kabul edelim… Bir yıldır Atatürk’ün adını yazmayı öğrenemeyenlerin kaymakamlık yaptığı ülkede….

Ekonomik krizden dış güçlerin sorumlu tutulması normal değil mi!

Bence de ekonomik krizden dış güçler sorumlu!

Market ve depolar basılırken dış güçlerden kimseyi gördünüz mü?

Niçin market ve depo baskınına destek vermediler; tabii ki sorumlusu dış güçler!

*****

Vaktinizi boşa israf etmeyin

Felsefe profesörü, elinde bazı malzemelerle derse girer. Hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe kavanozunu alır, sonra da kavanozu ağzına kadar tenis topları ile doldurur.

Ardından öğrencilerine kavanozun dolup dolmadığını sorar…

Bütün öğrenciler hep bir ağızdan dolduğunu söyler.

Bunun üzerine; profesör önündeki kutulardan birinden aldığı çakıl taşlarını, kavanoza döker. Çakıl taşları kayarak, tenis toplarının aralarındaki boşlukları doldurmaya başlar.

Profesör tekrar kavanozun dolup dolmadığını sorar. Öğrenciler hep birlikte; “Evet doldu” der.

Profesör bu defa da masanın üzerindeki diğer kutuyu eline alır ve içindeki kumu yavaşça kavanoza döker. Tabii ki kumlar da çakıl taşlarının aralarındaki boşlukları doldurur. Profesör yine aynı soruyu sorar. Öğrenciler de yine koro halinde “Evet doldu” derler.

Profesör bu kez ise masanın altında hazır bekleyen 2 fincan kahveyi alır. Başlar kahveyi kavanozun içine dökmeye. Bu kez kahve de kumların arasında kalan boşlukları doldurur.

Bunun üzerine öğrenciler gülmeye başlar…

Ardından profesör öğrencilerine nasihat eder:

“Bu kavanoz sizin hayatınızdır. Tenis topları; hayatınızdaki önemli şeylerdir. Yani aileniz, çocuklarınız, sağlığınız, arkadaşlarınız gibi... Diğer şeyleri kaybetseniz de bunlar hayatınızı doldurmaya yeter. Çakıl taşları ise; sizin için daha az önemli olan diğer şeylerdir. Yani işiniz, eviniz, arabanız gibi… Kum ise; diğer ufak tefek şeylerdir. Şayet kavanoza önce kum doldurursanız; çakıl taşlarına ve özellikle de tenis toplarına yeterli yer kalmaz. Aynı şey hayatımız için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi; ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz; bu defa da önemli şeyler için vakit kalmayacaktır. Dikkatinizi mutluluğunuz için önemli olan şeylere çevirin. Çocuklarınızla oynayın. Sağlığınıza dikkat edin. Sevdiklerinizle yemeğe çıkın. Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın. Öncelikle tenis toplarını kavanoza yerleştirin. Öncelikleri, sıralamayı iyi bilin. Gerisi hep kumdur…’

Bu arada bir öğrenci merakla şu soruyu sorar: “Hocam peki, o iki fincan kahve nedir?”

Profesör gülerek cevaplar: “Bu soruyu bekliyordum. Hayatınız ne kadar dolu olursa olsun; her zaman dostlarınız ve sevdiklerinizle bir fincan kahve içecek kadar yer vardır.”

*****             

TEBESSÜM

Yollar

Sınır illerimizin birinde belediye başkanından memnun olup olmadıkları konusunda sokak röportajı yapılmaktadır. Muhabir sorar:

- Belediye başkanından memnun musunuz?

- Belediye başkanından çok memnunuz da Ruslardan çok şikayetçiyiz!

Şaşıran muhabir sorar:

- Niçin Ruslardan şikayetçisiniz?

- Yıllar önce geldiklerinde yol yaptılar, bir daha da bakım yapmadılar. Yollarımız perişan!

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Emek ver, kulak ver, bilgi ver ama sakın boş verme.

Mevlana