Son yıllarda CHP'nin kalesi haline gelen Bakırköy'ün "torpilli" Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu, 2018 yılından bu yana belediye çalışanlarıyla toplu sözleşme imzalamıyor. Hatta dönem dönem işçileri baskı altına alarak maaşlarını da düşürüyor.

Bunları iddia eden, DİSK'e bağlı Genel-İş sendikası üyesi olan Bakırköy Belediyesi işçileri. Özgürlük Meydanı'nda yaptıkları eylemde haykırıyorlar ve hatta Belediye Başkanı Kerimoğlu'na "çift karakterli" diyorlar.

"Bunlar Tanzanyada olmaz" da...

Çalışanlar, Başkan Kerimoğlu'nun bir türlü toplu sözleşme imzalamaya yanaşmadığını, bu sebeple mağduriyet yaşadıklarını kaydederek CHP'nin 'adalet' yürüyüşündeki sloganını hatırlatıyorlar: Hak, hukuk, adalet nerede?

Kerimoğlu'nun 14 Mart Tıp Bayramı konuşmasına vurgu yapan işçiler, hayli çarpıcı sorular yöneltti:

"Sağlık çalışanlarının maaşlarını düşürdünüz mü? Sağlık çalışanlarını kısa

çalışma ödeneği ile ücretsiz izne gönderdiniz mi? Evrak imzalamayanlar işten atılacak diyen Sağlık Müdürü, Bakırköy Belediyesi'nin mi yoksa Tanzanya'nın herhangi bir yerinde mi sağlık müdürü? Tanzanya da bile olmayacak olaylar ne yazık ki Bakırköy Belediyesi nde oluyor."

TORPİL BÜYÜK YERDEN

İstanbul'daki CHP'li belediyelerde geçtiğimiz ay bir grev furyası yaşandı. Maltepe, Kadıköy, Ataşehir vb. birçok ilçede çöpler toplanmadı, vatandaş ve Büyükşehir Belediyesi devreye girdi.

Grev işçinin en doğal hakkı.

Toplu sözleşme de...

Madem yasalarımız bu hakkı vermiş, elbette "alın teri"nin sahibi bu hakkı kullanacak. Hem de anasının ak sütü gibi helalken.

Çöp dağları yükselmeye, gazete manşetlerini, TV ana haber bültenlerinde ilk sırayı süslemeye başlayınca CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu devreye girdi. Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarını tek tek arayarak "uzlaşmanın yolunu bulun" talimatı verdi. Gerçi o zamanlar siyasetin içerisinde değildi ve İstanbul'da yaşamıyordu ama birileri bu manzaranın 1990'lı yıllarda da yaşandığını, Nurettin Sözen döneminde tüm İstanbul'un çöp dağlarıyla kaplandığını söylemiş demek.

Zaten çöp toplanmayan ilçelerle ilgili haberlerde sürekli o yıllara atıf yapılmadı mı?

Neyse...

Grevci işçiler için devreye giren ve sorunun çözülmesi talimatını veren CHP lideri Kılıçdaroğlu, nedense Bakırköy Belediyesi'ne "çıt" çıkaramıyor. Satın aldığı "ultralüks" konutla tartışma konusu olan Kerimoğlu, adeta Genel Merkez tarafından kayırılıyor.

Bunu; Kemal Bey'in 15 Temmuz gecesini Başkan Kerimoğlu'nun evinde geçirmesine bağlayan da var, daha farklı iddialarda bulunanlar da.

Farklı iddiaları dillendirip tazminat davasıyla karşılaşmak istemem. Kılıçdaroğlu her nasılsa kaybettiği yüklü tazminat davalarını bir şekilde ödüyor ama bana bin lira bile ağır gelir. Aylarca bütçem sarsılır.

Diğer belediye başkanları "Bize baskı yaptınız ve sözleşme imzaladık. Kerimoğlu'nun ayrıcalığı ne?" diye sorsun. Kemal Bey'e soramıyorsa Seyit Torun'a sorsun...

ALBATROS NE OLACAK?

Büyükçekmece'yi ben bildim bileli Hasan Akgün yönetiyor. Merhum Ali Çebi'den devraldığı başkanlığı, o gündür bugündür sürdürerek bir rekora imza attı Akgün. Önceden Melih Gökçek, Aytaş Durak gibi "kıdem" rakipleri vardı. Şimdi tek başına, Türkiye'nin en tecrübeli belediye başkanı.

Ve benim ne zaman yolum Büyükçekmece'ye düşse sahilin bir bölümünde hummalı bir çalışmaya rastlarım. Mesela birinde "su oyun parkı" yapıldı. İlk zamanlar hayli ilgi gördü.

Sahildeki "barlar" bölgesindeki bazı binalar yıkıldı, yeniden düzenlendi. Kıyı şeridinde olduğu için buralar, belediye tarafından kiraya verildi. Sahil tarafındaki küçük büfeler, kara tarafındaki oturulabilecek mekanlar da...

Büyükçekmece sahili tam bir şantiye görünümünde şu anda. Yaz mevsimine ne kadarı yetişir bilmiyorum ama İBB desteğiyle sahil yeniden düzenleniyor. Başkan Hasan Akgün, "İBB 20 yıl sonra Büyükçekmece'ye bir çivi çakmış olacak" mealinde bir sevinçle anlatıyor olayı.

Bu düzenleme sırasında birçok mekan da sıkıntıya girdi. Pandemi nedeniyle uzun süre kapalı olan, mali yükümlülüklerini yerine getirmekte zorlanan memkanlar şimdi de sahil düzenlemesinin kurbanı olacak gibi.

Mekan sahipleri "Ekmek teknemizi bırakmayız" diyor.

Belediye Başkanı Hasan Akgün ise "Buralar kıyı dolgu alanı ve mülkiyet hakkı yok. İşgal edilen tüm alanlar boşaltılacak" diyor.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da ilçeye yaptığı ziyarette sahilin örnek bir hale geleceğini söyledi.

Ama her iki başkan da, Hasan Akgün'ün imara açarak satmakta ısrarcı olduğu Albatros'a hiç değinmedi.

Bir zamanların piknik alanı, gölgelik, serin minik koyu ile Albatros, Büyükçekmece ve çevresinin de gözde yerlerindendi. Şimdi ağaçların bir bölümü kesilmiş, mezbelelik haline gelmiş.

İBB Meclisi, merhum Başkan Kadir Topbaş döneminde onay verdiği Albatros'un imara açılmasına, İmamoğlu döneminde "red" oyu verdi ve proje rafa kalktı. Ama Hasan Akgün inadından vazgeçmiyor. Albatros'u da düzenleyip Büyükçekmece halkının hizmetine sunmuyor.

Tıpkı "Ya benimsin ya kara toprağın" sevdası gibi arabesk bir tavır.

Sahil düzenlemesine Albatros'u da dahil etmek, Ekrem İmamoğlu'na da, Hasan Akgün'e de prestij kazandırır vesselam.