Diğer bilimsel alanlardaki araştırmalar Heyerdahl’ı daha da köşeye sıkıştırdı. Botanistler, adanın totora kamışlarının Peru’da bulunanlardan farklı olduğu sonucuna varmışlardı. Heyerdahl’ın savunduğu Güney Amerika bağlantısı için, temel aldığı adadaki tatlı patatesler de Polinezya’da bir yerlerden gelmiş olabilirdi.
Dilbilimsel çözümlemeler de batıya işaret ediyordu. Adalıların kullandığı birçok sözcük, Polinezya’daki özdeş sözcüklere yakın görünüyordu ve uyuşmazlıklar rahatlıkla uzun tecrit yıllarına bağlanabilirdi. Adanın “Rongorongo” yazıtı da Perulularınkinden çok, Polinezya yazısı ile ortak özelliklere sahipti.
İskeletlerin incelenmesi de adalıların Güney Amerikalılardan çok, Güneydoğu Asyalılarla ortak özellikleri olduğunu gösterdi. Çoğu bilim insanı, ilk Avrupalı ziyaretçilerin beyaz tenli insanlara ilişkin tanımlamalarının abartılmış olabileceği sonucuna vardı. En başta, Paskalya adalılarıyla ilgili ilk anlatımların sadece birkaçı bu beyazlardan söz ediyordu. Başkalarına gelince; örneğin, ünlü kaşif Kaptan Cook, “Renk, özellikleri ve dil bakımından, daha batıda kalan adaların halkına o kadar benziyorlar ki, onların aynı köklere sahip olduğundan hiç kimse kuşkulanamaz” diye yazmıştı.
Şu eski Tiki ve Kon-Tiki Masallarına gelince, çoğu bilim insanına göre bunlar söylencelerden başka bir şey değildi. Paul Bahn’ın sözleriyle, bu yavan hikayeleri yutmak için “büyücek bir tutam deniz tuzu” gerekirdi. Bahn, Heyerdahl’ı söylenceleri ayıklayarak kullandığı için eleştirmişti. Ancak böyle bir ayıklama, diğer anlatılanları (örneğin, adanın ilk kralı Hotu Matua’nın, Hiva diye bir adadan geldiğini) göz ardı ederken, teorisini destekleyenlere ağırlık vermesini sağlıyordu. Hiva, Paskalya Adası’nın iki bin yüz mil kuzeybatısında, Markiz Takımadaları‘nda herkesin bildiği bir addır.
Dramatik Kon-Tiki macerası bile, bilimin titiz sorgulamasından kaçamamıştı. Bazıları İnka-öncesi yerlilerin yelken değil, kürek kullandığını ve Peru’nun çöl kıyılarında sal ya da kano yapımı için, gereken türden hiçbir hafif kereste bulunamayacağını öne sürdüler. Ayrıca Kon-Tiki’nin kıyıdan elli deniz mili açıkta yedekte çekilmesi, Heyerdahl’ı Polinezya yakınlarında bir yere değil, Panama yakınlarında bir yere sürükleyebilecek akıntılardan kurtulmak içindi.
Devamı yarın…