Sevgili Belbim!

Kabul edelim ki biz İstanbul ahalisi olarak; trafikten vakit kaldıkça geziyor, eğleniyor ve yaşıyoruz. İş seçimlerimizi, toplantı saatlerimizi, eğlencemizi hatta randevularımızı bile ona göre ayarlıyoruz. Sabahımız akşamımız trafik…

Abone Ol

Dünyada “trafiği en yoğun 5. şehir konumundaki İstanbul'un nüfusu, 2022 verilere göre 16 milyon 500 bin. Bu rakama kayıtsız göçmenler, turistler ve “misafirler” dahil değil! Eğer özel aracınız yoksa, megakentte ulaşım için tek çareniz var: O da toplu taşıma!

Bu kadar kalabalık bir metropol için “taşıma” verileri de oldukça hareketli. Otobüs, Metrobüs, Marmaray, tramvay, metro ve vapurlar; günlük 11 milyonun üzerinde İstanbullu'ya hizmet veriyor.

Pratik ve trafiksiz

Öncelikle yıllardır toplu taşımayı kullanmayan, kullansa dahi sadece tramvay ve vapur tercih eden biriyim. Çünkü yolculuk süreniz belli. Yarım saati geçmeyen tüm yolculuklara “pozitif” baktığımdan, ara ara kullandığım bir de metrobüs var. O da sadece mesai saatleri içinde. Yani neredeyse metrobüs "boş"ken. Buradaki boş ibaresi, İstanbullular'ın gözünde "hadi canım sende, neresi boş " diye canlansa da, bu güzergahtaki yoğun trafikte metrobüs kullanmak bana keyifli geliyor. Öncelikle metro vb. alternatifleri gibi, metrobüse binmek için metrelerce yol yürümüyorsunuz, ayrıcalıklı yolla; araçlar “trafikten bunalmış kornalarına basarken” yanlarından süzüle süzüle geçiyorsunuz. Bunlar keyifli tarafları.

Bir de tüm İstanbullular'ın şikayet ettiği keyifsiz tarafları var ki! Yoğunluk ve aşırı kalabalık: İnsanların ağız dalaşına girdiği, yer kapmak için birbirine omuz attığı, hatta tekme tokat kavga ettiği saatlerde yaşanan “o malum” sıkıntılar. Fakat benim bugün anlatacağım mesele, o kalabalıkta Metrobüs kullananlarınkinden biraz farklı.

Şoför yanı

Geçenlerde işimi halletmiş; E5'in kalabalık, metrobüsün tenha olduğu saatlerde, gönül rahatlığıyla metrobüse binmiş ve kısa bir süre sonra da inmişim. Sanırım 10 dakikalık bir yolculuk…

Herşeyden habersiz yolculuğumu bitirip hayatıma devam ediyorken, yaklaşık 1 ay sonra kredi kartı ekstremde "Belbim" ibaresiyle farklı işlemler görüyorum. Rakam küçük ama birden fazla.. Aynı gün tarihli çekimler var!

Önce elbette anlayamadım, böyle küçük rakamlara ne almış olabilirim ki diye düşünürken (malum hayat ve İstanbul artık gayet pahalı) "heralde çay, kahve içmişimdir " gibi bahanelerle konuyu "o an için" unuttum. 

Taa ki, geçenlerde otobüslerde de kredi kartının kullanılabileceğine dair Belbim'in ilanını görünceye kadar… Hemen "acaba düşündüğüm şey olmuş mudur" diyerek, cep telefonumdan banka uygulamasına girip, kredi kartımı incelemeye başladım. Teknoloji hakikaten büyük nimet! "Ekstre incele" bölümünden "slip görüntüle" seçeneğine basınca, gerçeklerle yüzleştim.

Meğer ben, o gün Metrobüse binmiş ve muhtemelen 30 saniye kadar “şoför yanında ayakta beklemiş”, sonrasında da “ilerlemiş veya oturmuş”um ki, kalan 9.5 dakikalık yolculuğumu kazasız belasız atlatmışım. Nereden mi anlıyorum? Kredi kartımdan 30 saniye içinde, ardı ardına çekilen (5'er saniye arayla) işlemlerden..

Efendim, o gün bendeniz; Metrobüs girişinde yolculuk ücretini ödediğim halde “şoförün yanında bulunan kart okuma makinesi, kolumdaki çantadan temassız kredi kartını algılamış” ve yolculuk ücretini benden "habersizce ve defalarca”  tahsil etmiş.

Şimdi diyeceksiniz ki: Sen de kredi kartının temassız özelliğini kapat!

Hayır! bence Belbim A.Ş., benim elimden bu "temassız alışveriş lüksünü" almak yerine, kendi araç içi tahsilat makinelerini sadece "vatandaş istediğinde" kullanabileceği bir hale getirmeli.

Belki bir kabin içinde tutmalı, belki bir tuş özelliği olmalı, belki de makine ile yolcu arasında mesafe bırakacak özel bir alan yaratılmalı... Bilemiyorum !

Sabah ve akşam trafiğindeki o aşırı kalabalıkta; değil "şoför yanı" insanların üst üste olduğu zamanlar hesap edilip, buna göre bir önlem alınmalı...

“153”ü arayın”

Bu arada "kredi kartı ile toplu taşımaya binebilmek" bence İstanbul için gayet “geç kalınmış” bir uygulama. Herzaman otobüs kullanmayanlar, İstanbulkart'ını yanına almayı unutanlar, turistler ve benim gibi "tenhalarda ara ara kullananlar" için mükemmel bir çözüm.

Uygulama güzel fakat başıma gelen bu “garip” olay sonrası; hem merakımdan hem de "madem problemi yazıyoruz bari çözümünü de sunalım" diyebilmek için, konuyu yetkilisine danıştım ve "153'ü arayın, kamera kayıtlarını inceleyip iade edebilirler" cevabını aldım.

Şimdi müsaadenizle başvurumu bu yazıyla yapayım: 

"Sevgili Belbim,

İnanın o rakamlar için ne sizleri, ne kendimi yoramam.. Ammavelakin bu yazıyı; bir sokak röportajında “Piyango size çıksa ne alırdınız?” sorusuna “Metrobüs alırdım çünkü yıllardır ayakta seyahat ediyorum, bir kere bile oturamadım. Metrobüs benim olursa rahat rahat giderim" diyerek sosyal medyada da viral olan ve bu işin eziyetinizi 'gerçekten' çeken insanlar için, yazarım.

Biliyorum ki; kurum olarak üzerinize düşeni "elbette" yaparsınız ve zaten 'eziyet' çeken vatandaşları, bir de “şoför yanındayken çantasından habersizce yapılan temassız kredi kartı işlemleri” ile daha fazla mağdur etmezsiniz.

Sevgilerimle"