Atamalarda kariyer ve liyakatin çok fazla bir şey ifade etmediğini çok acı tecrübelerle ve kötü örneklerle hepimiz gördük, görmeye de devam ediyoruz.

“Hamili kart yakınımdır” anlayışı tam anlamıyla egemen oldu…

Son örnek daha da hazin ve can yakıyor.

Hâkimler ve Savcılar Kurulu…

Terfi, atama, yer değiştirme, soruşturma ve meslekten çıkarmaya kadar hâkim ve savcılarla ilgili tüm işlemleri Hâkimler ve Savcılar Kurulunun 13 üyesi yapıyor.

En basit ifadesiyle kurul üyeleri, yargının ana direği…

Hâkim ve savcıların nefes almasını kontrol edebiliyorlar dersek abartı olmaz…

Yargının bağımsızlığı da, hâkim ve savcıların tarafsızlığı da, teminatı da kurul üyelerinin elinde…

Yargının bağımsızlığı için bu kadar önemli olan Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyelerinin bir kısmının seçimi önümüzdeki günlerde yapılacak.

Bir kısmı diyorum çünkü, Adalet Bakanı ve Adalet Bakan Yardımcısı kurulun doğal üyesi.

4 üyeyi de Cumhurbaşkanı direkt atıyor.

Geriye kalan 7 üye; 3’ü Yargıtay’dan, 1’i Danıştay’dan 3’ü de üniversiteler ile avukatlar arasından TBMM tarafından seçiliyor.

7 üyelik için 118 başvuru yapıldı.

Adayların özgeçmişlerine düştükleri notlar ülkemizin içinde bulunduğu hazin durumu ortaya koyuyor.

Yargıtay’dan gelen adayların bir kısmı FETÖ soruşturmalarındaki çalışmalarını referans gösterdi.

Babasının emekli müftü olduğunu ve TRT Kürdi’de program yaptı diyerek kendini kabul ettirmek isteyen aday var.

Hafız olduğunu söyleyen avukat aday var.

FETÖ ile irtibatlı kurumlara el konulduktan sonra kayyum olarak atandığını anlatan var.

Yerel yönetimler konulu akademide Türkiye ikincisi olduğunu ve Cumhurbaşkanının elinden plaket aldığını iftiharla anlatan da var.

Dikkat ederseniz adaylar hep bir yerlere mesaj verme telaşındalar.

Hiçbirinde hukuk yok, adaletle ilgili, yargının kangren haline gelen sorunlarına çözüm için bir tek öneri yok.

Yargının bağımsızlığını, hâkimin tarafsızlığını ve güvencesini hiç kimse aklına bile getirmedi.

Çünkü bunların hiçbiri seçimde işe yaramıyor.

7 üyeyi seçecek olan siyasiler… Siyasilerin seçimi nasıl yaptıklarını, nereden emir alarak oy kullandıklarını bilmeyen yok.

Bu vaatlerle, bu yolla seçilen üyeler, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlamada ne kadar etkili olabilirler?

Unutmayın… Hâkimin tarafsızlığı, bağımsızlığı ve güvencesi adaletin teminatıdır…

Hâkimin güvencesi yoksa halkın adaleti gider, güçlünün adaleti gelir.

*****

Uyanık satıcı!

Uyanığın biri eşeğini satmaya karar verir, hayvan pazarına götürerek satışa çıkartır.

Bir başka uyanık satıcıya yanaşır ve sorar:

- Kaça satıyorsun, bu eşeği?

- Bin lira!

Fiyatı oldukça ucuz bulan adam, “Aldım gitti, ver elini helalleşelim” der.

O esnada oradaki alışverişe şahit olan birkaç kişi alıcının kulağına eğilir, “Yahu görmüyor musun be adam. Bu eşek topal! Onun için bu eşeği sana ucuza verdi” derler.

Alıcı; “Eşek topal değil, tırnağının arasına taş kaçmış. Bu nedenle eşeği topal sanıp ucuza elden çıkarmaya çalışıyor. Ben, o taşı çıkardım mı eşeğin bir şeyi kalmaz” der.

Alışverişe şahit olan adamlar, bu defa da eşeği satan adamın yanına koşarlar.

“Bu eşek topal değilmiş. Tırnağına taş kaçmış. O yüzden topallıyormuş” derler.

Uyanık tüccar gülerek; “Eşek topal olmasına topal da, öyle sansınlar, kolayca satayım diye, o taşı eşeğin tırnağına ben koydum” cevabını verir.

Adamlar hayretle yine alıcıya koşarlar; “Yahu bu eşek gerçekten topalmış, o taşı seni aldatmak için satıcı koymuş. Adam seni kandırdı, paranı aldı” derler.

Alıcı bu kez kendi kendine dövünmeye başlar; “Vay namussuz vay… Demek ki verdiğim para sahte olmasaydı, bu şerefsiz beni kazıklayacaktı…”

*****                 

TEBESSÜM

Güneş

Temel, Cemal’e anlatıyor:

- Güneş iyidir, ay onun iki misli iyidir.

- Neden öyle?

- Ay bize gece ışığa ihtiyacımız olduğu zaman ışık veriyor, güneş ise gündüz ışığa ihtiyacımız olmadığı zaman veriyor…

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Herkesi bir defa, bazılarını her zaman aldatabilirsiniz ama herkesi her zaman aldatamazsınız.

Abraham Lincoln