Yaşamın her döneminde özellikle kaza sonucu oluşan ve ısınma amacıyla özellikle soba ve elektrikli cihazların kullanımının arttığı kış mevsiminde yanık yaralanmalarının daha da arttığını ifade eden Doğuş Üniversitesi Meslek Yüksekokulu, İlk ve Acil Yardım Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ali Gözüküçük, çevresel travma olarak yorumladığı yanık vakalarının çocuklarda daha tehlikeli ve ağır seyrettiğini belirtti. Yanıklarda uygulanan ilk müdahalenin yanık etmeni ve yanığın derinliğine göre değiştiğini aktaran Gözüküçük, yanık üzerinde yapılan diş macunu, yoğurt, kantron yağı gibi yanlış uygulamaların vücutta iz bırakacağını ve yanan bölgece fonksiyon kaybı görülebileceğini kaydetti.

Doğu bilinen yanlış uygulamalar

Yanık vakalarında en çok görülen yanlış uygulamaların diş macunu, yumurta sarısı ve zeytinyağı sürmek olduğunu ifade eden Gözüküçük, "Bu uygulamaların her biri yanık üzerinde uygulanan yanlış yöntemlerdir. Mümkünse yanan yüzeyi ılık su ile bolca temas ettirmek gerekir. Daha sonra da bir uzmana görünmekte fayda var. Sürülen sıvının da steril olması oldukça önemli çünkü yanık oluştuğunda vücut mikroplara karşı korumasız oluyor ve enfeksiyon kapma riski yükseliyor” dedi.

Yanlış uygulama fonksiyon kaybına neden olur”

Yapılaması gereken ilk şeyin bir uzmana danışmak olduğunu belirten Gözüküçük, “Kulaktan dolma bilgilerle yanığa müdahale edilmemeli. Yanıkta dereceler vardır. Birinci derece yanıkta bir uygulama olmasa dahi bir haftada kendiliğinden iyileşir. Genelde vatandaşlar bu konuda yanılıyor. Eğer tanıkları biri, birinci derece yanık olduğunda yanlış bir uygulama yapsa dahi iyileşme gösterdiyse o uygulamanın yanığa iyi geldiği zannediliyor. Bu çok yanlış bir algıdır. Eğer kişide ikinci derece derin bir yanık varsa hiçbir şeklide bu yanlış uygulamalarla iyileşme göstermez ve yanığın olduğu bölgede iz kalır. Bunun dışında daha da kötüsü o bölgede fonksiyon kaybı da olur. O bölge kasılır ve hareket edemez” diye konuştu.

Yanığın dereceleri

Tedaviye yön verecek en önemli noktaların yanığın etmeni ve derecesi olduğunu söyleyen Gözüküçük, “Yanıklar 1., 2. ve 3. derece olarak ayrılır. Birinci derece yanık bir haftada kendiliğinden iyileşebiliyor. İkinci derece yanık da yüzeyden itibaren derine kadar iniyor. Bu derece yanıklarda uygun tedaviyi seçmek önemli. Yanan bölgeye vücudun başka bölgelerinden doku aktarabiliyoruz. 3. derece yanıklarda ise mutlaka yama dediğimiz tedaviyi uygulamak durumunda kalıyoruz. Bir diğer önemli nokta ise yanık yüzdesidir. Burada bakılan nokta vücudun ne kadarının yandığıdır. Vücuttaki yanık yüzdesi tedaviyi direkt etkiliyor. İkinci derece yanıktan itibaren yanan bölge yüzde 10’dan fazlaysa mutlaka hastanede tedavi edilmesi gerekiyor. Üçüncü derecede yüzde 10 yanık varsa çok iyi bir merkezde yatarak tedavi yapmak gerekiyor. Çünkü 3. derece yanıklarda sıvı kaybı ve enfeksiyon çok fazla olur ve tedavisi çok zordur. Asla ihmal edilmemeli. Özellikle evde uygulanan yöntemlerle vakit kaybı yaşanmamalı” uyarılarında bulundu.

Elektrik yanıkları böbrek ve kalp yetmezliğine neden olabilir”

Son olarak elektrik yanıklarının ciddi sorunlara yol açabileceğini belirten Gözüküçük, “Bu tür yanıklarda mutlaka hastaneye başvurmak gerekir. Bu yanıklar ilk etapta bir sıyrık gibi görülebilir ancak böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği gibi hasta hayatını riske atacak sağlık sorunlarına yol açabilir. Elektrik çarptığında kişiye metal bir cisimle, direkt elle ve suyla temas edilmemeli. Aksi halde çarpılma anında çarpılan ve müdahalede bulunan kişinin hayatı riske girmiş olur” diyerek sözlerini sonlandırdı.