Mu varyantı olarak kayıtlara geçen fakat sonrasında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “Omicron” olarak isimlendirilen varyant, koronavirüsün mutasyona uğraması sonucuyla ilk olarak Güney Afrika’da tespit edildi. DSÖ, Omicron’un çok sayıda mutasyona sahip farklı bir varyant olduğunu bildirerek “endişe verici tür” olarak belirtti. Konu hakkında İstanbul Arel Üniversitesi Temel Tıp Bilimleri Tıbbi Mikrobiyoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cihadiye Elif Öztürk, açıklamalarda bulundu.

Daha önceki “endişe verici varyantlara” kıyasla daha da bulaşıcı ve ciddi hastalık riski de artmış durumda olduğunu söyleyen Prof. Dr. Öztürk, “B.1.1.529 (Omicron) varyantı ilk olarak 24 Kasım 2021'de Güney Afrika'dan rapor edildi. Bu varyant, hücrelere girişte rol alan S geninde çok sayıda mutasyona sahiptir. Şimdiye kadar olan ortaya çıkan varyantlar içinde virüs genomunda "farklı bölgede oluşan en fazla değişim" Omicron’da saptandı” dedi.

Virüsün şu anda daha çok aşı olmayan gençleri etkilediğini belirten Prof. Dr. Öztürk, “Hızla yayılıyor. Tam aşılanmamış herkesi etkileyebileceğini öngörüyoruz. Aşısız ya da aşılarını tamamlamamış olanlar risk altında. Önlemleri almaya devam ederek ve düzenli aşılanma yapılırsa korkmaya gerek olmadığını ifade eden Öztürk, “Endişe verici tür(VOC) mertebesine alınması; bulaşıcılığı artması, aşılıların bir kısmında da hastalık görülmesi nedeniyle yapıldı. Daha önceki ‘endişe verici türlerden’ farklı bir sonuç doğuracağını düşünmüyorum” şeklinde konuştu.

“Grip aşısı gibi düzenli olarak yenilenen aşılar ile aşılanmamız gerekecek”

Bu varyantlar; virüsün çoğalabilme savaşı sırasında vücutlarımızda gördüğü hasardan kendini korumaya çalışması ile oluştuğunu açıklayan Prof. Dr. Öztürk, “Ne kadar çok insanı enfekte ederse o kadar mutasyona uğrar ve kendini yeniler. Bu enfeksiyon artık hep bizimle kalacak. Bundan sonra başka bir varyant ortaya çıkar. Onunla yaşamayı öğreneceğiz. Grip aşısı gibi düzenli olarak yenilenen aşılar ile aşılanmamız gerekecek” ifadelerini kullandı.

Net sonuçlar Omicron ile enfekte olan kişilerde klinik seyir ile yaşanarak görüleceğini belirten Prof. Dr. Öztürk, “Henüz bu konu için bir şey söylemek doğru olmaz. Devam eden çalışmalar var. Sonuçlar açıklandığında öğreneceğiz. Aşı için çalışmalar devam ediyor. Sonuçlar açıklandığında göreceğiz. Ancak Mevcut “RNA” aşılarının korunmada ve hafif klinik ile geçirmede etkin olduğu açıklandı“ diye konuştu.

Son olarak önlemlerin aynı şekilde ilerlemesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Öztürk, “Farklı bir durum yok. Aynı önlemlere devam. Yüze tam oturan maskeler takmak, el hijyeni, fiziksel mesafe, kapalı alanların havalandırmasını iyileştirmek, kalabalık yerlerden kaçınmak ve aşı olmak gibi kanıtlanmış halk sağlığı ve sosyal önlemler almak bu varyanttan da koruyacaktır” dedi.