Makyajının her zaman taze görünmesini isteyenler, 'denizde, havuzda makyajım bozulmasın, yazın tatilde makyaj tazelemekle uğraşmayayım' diyenlerin ilk tercihleri arasında kalıcı makyaj yer alıyor. Kadınların daha güzel görünmek için başvurduğu bu yöntemde nelere dikkat edilmesi gerektiğine dair İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu (ABMYO) Saç Bakımı ve Güzellik Hizmetleri Program Başkanı Leyla Cesaret Ergül tavsiyelerde bulundu. Ergül, “Halk arasında kalıcı makyaj olarak bilinen mikro pigmentasyon son dönemlerde trend olan bir uygulama. Kişiler yaptırdıktan sonra çok memnun kalıyor. Sabah kalktığınızda kaşlarınız var, eyeliner var, dudaklarınız rujlu bu yüzden çok pratik bir uygulama. Yaz kış yaptırılabilir bir uygulama ama burada yaptırdığınız yer çok önemli” diye konuştu.

Ürünlerin kaliteli ve onaylı olması gerektiğini ifade eden Ergül, “Yaptırılan işlemlerde mikro steril bir iğne ile doku altına pigment enjekte ediliyor. Bu nedenle her şeyin hijyenik olması gerekiyor. Hijyenik olmadığında sağlık problemleri yaşanabilir ve mikrop kapabilirler” dedi.

Kalıcı makyajı yapan kişinin de lisanslı ve eğitimini tamamlamış olması gerektiğini söyleyen Ergül, “Kuaför ve güzellik salonlarında bu işlemlerin yapıldığı zamanlar olabiliyor. Odaklanılmış, bu işi yapan, bu iş için açılan yerlerde yaptırmak daha mantıklı” ifadelerini kullandı.

Ciltte 1 ila 3 yıl arasında kalan kalıcı makyaj için Ergül, “Tek dikkat edilecek nokta ürünün uygun ve onaylı olması. Bazı yerlerde dövme pigmentleriyle yapıyorlar. Bunlar da zaman içerisinde boyanın renginin değişmesine neden oluyor. Estetik olarak hoş olmayan çirkin görüntüleri doğurabilir. Onaylı ürünler olduğu için mineralli ve organik ürünler kullanılıyor bu da alerjik bir reaksiyonun önüne geçiyor. Dövme boyası ve farklı bir kimyasal pigment kullanmadılarsa sorun olmuyor” uyarısında bulundu.

Makyaj öncesinden mutlaka simülasyon yaptırılması gerektiğini de söyleyen Ergül, “Önce bir tasarım çalışması görülmeli. Bir çalışma yapılıp onayladıktan sonra bu çalışmanın dışına çıkmadan çok güzel sonuçlar alacaklardır. Kalıcı makyaj yıllar içerisinde azalıyor bu da çok iyi bir durum. Genç ciltlerde hücreler daha hızlı yenilendiği için boyayı atabiliyor. Kalıcı makyaj bu konuda olgun ciltlerde sıkıntı yaratabiliyor çünkü kalıcılığı ne kadar uzun olursa cildin yaşla birlikte esnemesi, elastikliğini kaybetmesi istediğimiz görüntünün dışına çıkabiliyor” diye konuştu.

Kalıcı makyajı estetik kaygı, kaş ya da kirpik kaybı yaşayanların yaptırabileceğini vurgulayan Ergül, 18 yaş altına da tavsiye etmediğini söyledi.

Yanlış veya hatalı uygulamalarda silme işleminin de uygulanabileceğini belirten Ergül, şu önerilerde bulundu:

“İlk defa yaptıran bir kişiye kalıcı kaş çok yoğun ve koyu gelebilir. Saç ve kılların rengine dikkat edilerek uygulanır. Her zaman kendi renginden bir tık açık renk ile başlanması gerekir. Rötuşa gittikten sonra memnunsa bu şekilde devam edilebilir ve bir sonraki seansta kullanılabilir. Kıl renginin bir açık tonu yoğun çalışmadan önce görseli oturtup daha sonra koyultulabilir.”