Medipol Mega Üniversite Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Bilgehan Çatal, diyabetik ayak enfeksiyonuna karşı dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin önemli uyarılarda bulundu. Doç. Dr. Çatal, şeker hastalarında görülen diyabetik ayak enfeksiyonunun ayakta derin ülser ve enfeksiyonla giden bir klinik vaka olduğunu belirterek, “Genel olarak diyabet hastalarının yüzde 12’sinde bu durum görülüyor. Türkiye’de yaklaşık 7 milyon diyabet hastası olduğunu düşünürsek, 700 bin hastanın diyabetik ayak enfeksiyonu hastalığı var diyebiliriz. Bir hastanın ayağı veya bacağı belirli bir sebepten dolayı kesilmek zorunda kalırsa, bu kesilmelerin yüzde 85’i diyabetik ayak enfeksiyonları oluşturur. Bu yüzden toplumda çok sık görülen ve uzuv kaybına kadar gidebilecek bir hastalıktır” dedi.

“Sinir hasarı yüzünden ülseri fark etmiyorlar”

Diyabetik hastaların ayaklarındaki sıkıntıları fark edemediklerine değinen Doç. Dr. Çatal, şöyle devam etti: “Hastaların ayaklarındaki problemi anlayamama sebebi nöropati dediğimiz sinir hasarıdır. Diyabetik hastalarda bir sinir hasarı oluşuyor ve koruyucu duyu dediğimiz hissi kaybediyorlar. Sinir hasarı nedeniyle bir yerlerinde ülser, batma ve ayakkabı vurması gibi bir durum olduğu zaman bunu çok geç fark ediyorlar. Hatta diyabetik hastalarda koruyucu duyu kaybı olduğu için banyoda sıcak suyun geldiğini fark etmiyorlar ve ayaklarında yanıklar oluşuyor. Diyabetin ileri zamanlarında küçük damarların tutulmasıyla oluşan anjiyopati dediğimiz bir süreç işin içine giriyor. Hastalar hem koruyucu duyusu kaybolduğu için hasarı geç fark ediyor hem de diyabet ilerledikçe dolaşımda bozulma meydana geliyor. Böylece iyileşmeyen enfekte yaralar çıkmaya başlıyor.”

“Diyabetik ayağa özel ayakkabı tercih edilmeli”

Doç. Dr. Çatal, şekeri kontrol altında olmayan diyabetlilerin ayak enfeksiyonuna daha meyilli hale geldiğini ifade ederek, “Diyabetik ayak hastalığını önlemenin en önemli yollarından bir tanesi şekerin iyi kontrol edilmesidir. Aynı zamanda beslenme bozuklukları ve enfeksiyon varlığının olması bu hastalığı kötüleştiren sebepler arasındadır. Diyabetik ayak enfeksiyonunda öncelikle bütün hastaların kendi kendilerini muayene etmeleri gerekiyor. Her gün ayaklarını iyice yıkadıktan sonra bir kızarıklık ya da renk değişimi olup olmadığını kontrol etmeleri gerekiyor. Lezyonu başlangıç aşamasında yakalayıp bölgenin korunması çok basit ama hayat kurtarıcı yöntemdir. Diyabetlilerin çok sert ayakkabılar giymemesi lazım hatta diyabetik ayağa özel üretilmiş yumuşak ve ayağı koruyan ayakkabıları kullanmaları lazım” diye konuştu.

“Şikayetlerin devamı cerrahi girişimleri doğurur”

Ayakta ülser çıktığı zaman yapılması gerekenleri Doç. Dr. Çatal, şöyle açıkladı: “Hemen bir ortopedi uzmanı ve endokrin veya dahiliye uzmanına başvurulmalıdır. Bu süreçte multidisipliner yaklaşımla şeker kontrol altına alınır. Ayak ülserleri için ilk başta ameliyat tedavileri yapıyoruz. Genelde ayak ülserinin ya da diyabetik yaranın çıktığı yerin yükten kurtarıp yara bakımı uyguluyoruz. O bölgeyi yükten kurtaracak ayakkabılar, tabanlıklar yaptırtabiliyoruz. Bir diğer yöntem ise alçılamadır. Ülserin olduğu yere yük binmeyecek şekilde özel bir alçılama yapıp hastayı o alçıda tutuyoruz. Buna rağmen şikâyetler geçmezse o zaman yaranın bölgesinin temizlenmesi, bazen kemik çıkıntılarının basmasına bağlı olabiliyor. Onların alınması gibi ufak cerrahi girişimler yapılabilir. Bir yandan da hiperbarik oksijen tedavisinin destek olarak bu hastalara tedavi eklenmesi sonuçları daha da iyileştirecektir. Diyabet kronik bir hastalıktır ve kesin bir çözümü yoktur.”