Yüzünü Karadeniz’e, sırtını Küre Dağları ile sahildeki Kestane Dağı’na yaslayan Cide’de; geleneksel olarak kutlanan “Rıfat Ilgaz Sarı Yazma, Kültür ve Sanat Festivali” etkinlikleri kapsamında, bir turizm cenneti olan Rıfat Ilgaz’ın Cide’sindeyiz, yeniden… Tüm dünyayı tehdit eden ve binlerce can alan Pandemi koşullarındaki bu farklı gezimizde, zengin turizm potansiyeli olan Cide turunda; öncelikli olarak ziyaret ettiğim, RIFAT ILGAZ MÜZE EVİ’nin sihirli atmosferini özümsemek için, Cideli eğitimci yazar ve şairin özyaşamı hakkında sizi bilgilendirmek ve Rıfat Ilgaz ile bir edebiyat yolculuğuna çıkmanızı sağlamak isterim… Cide’ye gelip de bu bilgiden yoksun olmadan dönmenize asla razı omam…

“Ne iyi etmiş de, anam beni bu cana yakın memlekette doğurmuş…” diyor, Hababam Sınıfı’nın ölümsüz yazarı Cideli Rıfat Ilgaz, bir eserinde. Haksız da sayılmaz. Amasra sahilinden, Cide yönünde sahil yoluna girdiğinizde, karadeniz mavisini öpen, yemyeşil maki örtüsüyle kaplı dağların eteklerinde, oluşan minyatür koyları, içlerindeki küçük tekneleri gördüğünüzde, mitoloji ve masal diyarına yaklaştığınızı hissediyorsunuz. Kıvrılarak uzayan dağ ve sahil yolları, her virajda sürpriz bir manzara çıkarıyor karşınıza. Karadeniz kararmadan ve dağlar uykuya dalmadan önce; Anadolu Medeniyeti mirası, bir dünya cenneti ve alternatif turizm potansiyeli olan, marka kent Cide’de, Rıfat Ilgaz sofrasında; kitap yenir, şiir içilir…

Cide gezinizde, kent gezi rehberi yanı sıra; Cide’nin marka ismi olan RIFAT ILGAZ kitabından bölgeyi ve insan manzaralarını anlatan öyküleri ve şiirleri de mutlaka okuyunuz… Bu gezinin sizde unutamayacağınız izleri, belleğinize kazınacaktır… Cideli Rıfat Ilgaz’ın farkına varacaksınız, yeniden… Önce, Cide’yi tanıyalım…

Cide: Batı Karadeniz Bölgesi’nde Kastamonu’ya bağlı, şirin bir ilçe olup; kuzeyde Karadeniz, kuzeydoğuda Doğanyurt, doğuda Şenpazar, güneyde Azdavay ve Pınarbaşı ilçeleri ile batıda Bartın iline bağlı Kurucaşile ilçesi topraklarıyla komşudur.

Cide İlçesi; İstanbul’a (524 km), Kastamonu’ya (135 km) uzaklıktadır. Cide’nin hangi isimle, ne zaman, nerede ve kimler tarafından kurulduğu kesin olarak bilinmemektedir. “Cide” adı, tarihi metinlerde, ilk olarak Homeros’un ünlü eseri İlyada’da anılır.

İlyada’da adı geçen Paphlagonia kentlerinden KYTOROS, bugün Cide’nin çok az bir söylem farkıyla GİDEROS dedikleri sahil köyüdür. Fakat tarihi kaynaklara bakıldığında Cide’de Gasgaslar’ın, Paflagonyalılar’ın, Henetler’in, Romalılar’ın, Bizanslılar’ın, Candaroğulları’nın ve Osmanlılar’ın yaşadığı yazılanlar arasındadır.

Gasgaslar’ın, MÖ: 1400 yıllarında kuzeyde Karadeniz, doğuda Kızılırmak’ın doğu tarafları, batıdan da Bolu’ya kadar genişçe bir sınırı kapladığı görülür. Cide’de bu sınırlar içindedir. Fakat Gasgaslar’ın bıraktığı herhangi bir tarihi eser bulunmamaktadır. Paflagonyalılar’a ait iskan yerleri ve arkeolojik sahalara Devrekani Çayı’nın etrafında, Gökırmak, Devrek, Soğanlı, Filyos ve Bartın Çayları yer almaktadır. Cide’de arkeolojik amaçlı bir kazı yapılmadığı için, bunlarla ilgili bir esere rastlanmadığı bilinmektedir. Yunan şairi Homer’in yaşadığı çağda, Paflogonya’nın Cide ve Kitoros (Gideros) taraflarında, Henet veya Heneti adlı bir kavmin yaşadığı tarihçi Homeros tarafından söylenir.

Cide merkezinin sahil kısmında Ceviz Dibi adıyla anılan yerde, bir saray harabesinin olması Pathenioslar’ın ünlü sarayının burada olduğunu destekler niteliktedir. Romalılar ve Bizanslılar kesin olarak Cide’de yaşamışlardır. Cide’de, Callade Cide adına; Y. Domma ve Caracolla adlarına kesilen paralar ile Cide’de bulunan pek çok kale bunların kanıtıdır. Örneğin; Güble ve Gilivri arasında bulunan Çoban Kalesi, denizden 50-60 m yüksekte, doğal bir kayanın üzerine, Romalılar döneminde yapılmış, Osmanlılar döneminde tamir edilmiştir. Timle Kalesi ise, deniz seviyesinden hemen hemen 100 m yüksekliği olan doğal bir tepe üstüne kurulmuştur ve Bizans dönemine aittir. Gazallı Kalesi, Cide’nin Anadolu Mitolojilerinde, Antik Cide’nin Köseli Köyü’nde bir burun üzerinde kurulmuştur ve Bizans dönemine aittir. Okçu Kalesi, Cide’nin batısında Okçular Köyü’nde bulunmaktadır ve batıdan doğuya doğru uzanan doğal bir kayanın üzerine kurulmuştur. Kalenin tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Cide’nin turizm açısından çok büyük bir potansiyele sahip olduğu açıktır.

Devamı yarın…