Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği için yoğun bir adaylık yarışı sürüyor. Partililer, partisinde seçilebilecek yer kapma derdinde… Partilerden umudu olmayanlar da bağımsız aday olma hesapları yapıyor.
Cumhurbaşkanlığı için de aday olacaklar öne çıkmaya başladı…
Partilerde, sadece liderlerin belirlediği isimler milletvekili adayı gösteriliyor, lider üstünüzü çizdiyse aday olmak hayal bile edilemiyor.
O sebeple her ne kadar adı milletvekili seçimi olsa da bizdeki seçimlerde milletvekili seçilmiyor, lider ve parti seçiliyor. Vatandaşı geçtim, ilçe ve il yöneticilerinin, hatta üst düzey parti yöneticilerinin bile aday listelerinin belirlenmesinde zerre kadar söz hakkı yok.
Bunlar herkesin bildiği ama nedense konuşmadığı konular.
Şimdi başka bir garabet daha yaşanıyor.
Yüksek Seçim Kurulu açıkladı; bağımsız milletvekili adayı olmak isteyenler 55 bin 598 TL ödeyecek. Neredeyse 7 asgari ücret…
Seçmen tarafından Cumhurbaşkanı adayı gösterilenler de sıkı durun tam olarak 555 bin 980 TL ödeyecek. Yaklaşık 66 asgari ücret, başka bir deyişle asgari ücretlinin 5 buçuk yıllık maaşı…
Bağımsız adayların yapacakları seçim harcamaları tabii ki bunun dışında…
Cumhurbaşkanı adayı olmak için yüz bin imza toplayacaksınız, yetmiyor üstüne bir de yaklaşık 556 bin lira yatıracaksınız.
Sonra da demokrasi diye, cumhurbaşkanını halk seçiyor diye övüneceksiniz…
Sermayeniz yoksa bağımsız milletvekili adayı bile olamıyorsunuz, Cumhurbaşkanlığı adaylığı ise hayalden de uzak…
Sermaye koymadan aday olunamıyorsa, siyasetin zenginleşme aracı olarak görülmesine niçin şaşırıyoruz?
Siyasetin sadece zenginlerin işi olmaktan çıkarılması şarttır.
Tabii ki olmaması en güzelidir ama partiler kendi tercihleridir adaylık için başvuranlardan belli bir ücret talep edebilir.
Ancak bağımsız milletvekili adayı olmak isteyenlerin 55 bin 598 TL ödemek zorunda kalması hangi akla hizmettir?
Denilebilir ki hiç ücret alınmazsa önüne gelen aday olur, oy pusulasına sığmaz…
Kafası esen aday olmasın diye Cumhurbaşkanlığı adaylığında olduğu gibi bağımsız milletvekili adayı olmak için de belli oranda seçmenin imzası zorunlu kılınabilir.
100 bin imza ile Cumhurbaşkanı adayı olanlardan da 555 bin 980 TL istendiğine göre paranız yoksa bu işten uzak durun deniliyor sanırım!
Aday olmanın, seçilmenin maliyeti artıkça siyasetin kalitesi ne yazık ki dibe vuruyor.
Sadece parası olanı değil, ehil olanı seçmeden, siyasette de, devlet yönetiminde de yol alamayız…
*****
Ömür sermayesi
Bağdat’ta Ağustos sıcağı ortalığı yakıp kavurmaktadır. Herkes serinleyeceği gölge bir yer, ferahlatacak bir rüzgâr arıyordu. Çarşı pazar kurulmuş, alışveriş başlamıştı.
Bu arada bir adam, yüksek dağların mağaralarından getirdiği buzları satıyordu. Buz kalıpları eriyip ziyan olmadan bir an önce onları satmalıydı. Gel gör ki, ekonomik durgunluk sebebiyle fazla buz satılmıyordu. Öğle sıcağı bastırınca buzlar yavaş yavaş erimeye başladı.
Mal canın yongasıdır ya; tek sermayesi olan buzlarının gözü önünde eridiğini görmek, adamın içini de eritiyordu. Erimenin hızlanmasıyla içi yanan adam şöyle bağırmaya başladı:
“Sermayesi sürekli tükenen bu fakirden buz alan yok mu?”
O sırada talebeleriyle oradan geçmekte olan büyük alim Cüneyd-i Bağdadi bu sözleri duyunca birden durdu ve olduğu yere çöktü. Başını ellerinin arasına aldı.
Talebeler telaşlandılar, “Ne oldu hocam?” diye sordular.
Cüneyd-i Bağdadi; “Şu adamın söylediklerine dikkat edin” diyerek buz satıcısının tarafına baktı.
Adam, içinin yandığı sesinden belli olacak şekilde sürekli bağırıyordu: “Sermayesi tükenen buzcudan alışveriş yapan yok mu?”
Büyük alim, talebelerine döndü: “Bu sözler beni sarstı, Asr Suresinin manasını şimdi anladım. Eriyenin sadece buzlar değil, aynı zamanda ömrüm olduğunu fark ettim. Sıcak, adamın maddi sermayesi olan buzları eritip tükettiği gibi, zaman da asıl sermayemiz olan ömrümüzü tüketiyor. Saniye saniye, dakika dakika ömür buzumuz eriyor, hissedebiliyor musunuz? Adamın buzların erimesine olduğu kadar, ömürlerinin boşa tükenmesine karşı içi sızlamayanlara yazıklar olsun…”
*****
TEBESSÜM
İkisi
Temel acemi askerdir. Çavuş, Temel’e sıkı sıkı tembihler:
- Eğer binbaşı sana yaşını sorarsa 23 yaşındayım de… Kaç aylık askersin derse 3 aylık de. Savaşırken bombayı mı tabancayı mı tercih edersin diye sorarsa ikisini beraber cevabını ver.
Binbaşı gelince Temel’e sorar:
- Kaç aylık askersin?
- 23.
- Kaç yaşındasın?
- 3.
Binbaşı öfkelenir:
- Sen deli misin aptal mı?
- İkisi beraber komutanım!
*****
GÜNÜN SÖZÜ
Bir politikacının amacı sürekli iktidar olmaktır. Bu çaba ona çoğu zaman sorun çözme görevini unutturur.
Jean Monnet